Pek çoğumuzun belki de en büyük korkusu yaşlanınca yalnız kalıp, kendi yaşamımızı idame ettiremeyecek olmamız. Peki sinema yaşlı oyunculara nasıl davranıyor? Gelin yeni dönemde artan, eski yıldız oyuncuların daha sinema ile işlerinin bitmediğini gösteren filmlerine bir göz atalım.

Hollywood’un oyuncuların yaşına karşı negatif duruşu bilinen bir gerçek. Hele de bir kadın oyuncu iseniz gençliğinizde ne kadar ünlü, güzel olursanız olun özellikle 50 yaşından sonra büyük rollerde oynama şansınız giderek azalıyor. Tabi Meryl Streep ya da Helen Mirren gibi bazı kadın oyuncular bu zorluğu aşmayı başarabiliyor. Ancak çoğu aktrist o kadar şanslı değil. Birkaç yıl önce seksi rollerde karşımıza çıkan kadınlar, sonraki rollerinde sevecen anne gibi yan rollerde kendilerine iş bulabiliyorlar.

Erkekler için ise durum biraz daha avantajlı. Karizmatik erkek oyuncular, oyunculuk güçlerini gösterebildikleri rollerde devam edebiliyorlar. Gene de büyük gişe filmlerinde ancak yan rollerde değer görüyorlar.

Son yıllarda özellikle yetmişli yıllardan beri sektörün içinde olan oyuncuların beraber oynadıkları, genelde yaşlılığın başlarına açtığı sorunları gösteren, daha çok komedi-macera türünde filmler görülmeye başlandı.

Bu tarz filmlerin son halkası ise Zack Braff’ın yönettiği Going in Style. Morgan Freeman, Michael Caine, Alan Arkin gibi usta oyuncuların başrolleri paylaştığı filmde yaşlılık parası ile geçimlerini zar zor idare ettiren üç kafadarın bir banka soygununa girişme maceraları komik bir dille anlatılıyor. 1979 tarihli ülkemizde Son Macera olarak bilinen Martin Brest filminin yeniden yapımı olan filmin orijinalinde ise George Burns, Art Carney ve Lee Strasberg oynuyordu.

Şimdi gelin bu tarz yaşın bir engel olmadığını göstermeye çalışan eski oyuncuların yetenekleri ile şov yaptığı filmlere göz atalım.

İki hınzır adam (1993), Daha hınzır iki adam (1995)

Grumpy Old Men, Grumpier Old Men

Sinemanın en eğlenceli iki adamı Jack Lemmon ve Walter Matthau’nun yaşlıyken de enerjilerinden hiç bir şey kaybetmediklerini gösteren filmler, doksanların en iyi komedileri arasına rahatlıkla girer. İkinci filmde de Sophia Loren’in de kadroya katılması ile kadro genişlemişti. Kısaca film birbirleri ile geçinemeyen kapı komşusu iki ihtiyarın mahalleye taşınan kadına aşık olup birbirleri ile rekabete girmesini anlatır. Sürekli birbirlerine sataşan ikili komik durumlara düşmekten kurtulamaz. Bu vesile ile rahmetli Lemmon ve Matthau’yu da anmış olalım.

Güle Güle (2000)

Ülkemizde de bu tarz filmlere çok güzel bir örnek var. Eşref Kolçak, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Yıldız Kenter, Şükran Güngör gibi sinema ve tiyatromuzun en büyük isimlerini bir araya getiren yapımı Zeki Ökten yönetmiştir. 60 yaşın üstünde, Bozcaada’da yaşan beş arkadaşın öyküsünü konu alan film, kanser olan arkadaşları Galip (Metin Akpınar)’in hiç görmediği platonik aşkı Kübalı Rosa’ya ulaşması için banka soymaya karar vermelerini anlatır. Mendilleri hazır etmeden izlemeyin

Uzay kovboylari (2000)

Space Cowboys

Gene tam bir yaşlılar geçidi olan filmin yönetmenliğini de yapan Clint Eastwood’un yanında Tommy Lee Jones, Donald Sutherland, James Garner, James Cromwell, William Devane gibi pek çok eski yıldız oyuncu bulunuyor. Bir Rus uydusunda hata meydana gelir ve sistemin Amerikalı bir mühendis tarafından yapıldığı anlaşılır. Nasa sistemin mühendisi Frank Corvin’e ulaşarak tamir etmesini ister ancak Frank 40 yıl önce ekibi ile uzaya gidecekken Nasa tarafından kapı dışarı edilmiştir. Frank’in tek koşulu eski ekibin toplanmasıdır. Böylece 40 yıl önceki hayallerini gerçekleştirip uzaya çıkabileceklerdir.

Simdi ya da asla (2007)

The Bucket List

Rob Reiner’ın yönettiği yapımda başrolleri Jack Nicholson ve Morgan Freeman paylaşıyor. Kanser hastaları multimilyoner Edward Cole ve mekaniker Carter Chambers hastanede odalarını paylaşırken bir plan yaparlar ve ölmeden önce yapmak istedikleri eyleri başarabilmek için hastaneden kaçarlar. Bu yolculukta dostluk, arkadaşlık ve hayattan zevk almanın ne demek olduğunu öğrenirler.

The Maiden Heist (2009)

Peter Hewitt’in yönetip Christopher Walken, Joseph McKenna, Wynn Everett, Joseph McKenna gibi ünlü oyuncuların rol aldığı yapımda üç müze görevlisinin gönül bağı kurdukları bir koleksiyonun başka bir müzeye gittiğini öğrenince çalmak için harekete geçmelerini anlatır. Tabii ki hırsızlıkla ilgili hiçbir şey bilmeyen üçlü komik ve zorlu durumlarla karşılaşacaklardır.

Cehennem melekleri (2010 – 2012 – 2014)

The Expendables

80’lerde patlama yapıp etkisini 90’lar ortasına kadar sürdüren aksiyon filmlerinin unutulmaz oyuncularının hep beraber rol aldığı ve o zamanın çocukları tarafından coşkuyla karşılanmış bir seri. Şimdi buraya tüm ünlüleri yazmaya kalksak başka bir yazıya yer kalmaz. Sadece Sylvester Stallone’dan Arnold Schwarzenegger’e, Jet Li’den Jason Statham’a, Dolph Lundgren’den Mickey Rourke’a yaşını başını almış sayısız aksiyon yıldızının olduğunu söyleyelim yeter. Cehennem Melekleri’nin en büyük başarısının sadece bu yıldızları toplayıp bir hikayede sunmak değildir, aynı zamanda eski aksiyon ruhunu taşıyan bir seri çıkarmış olduklarını da belirtmekte fayda var.

Eski Dostlar (2012)

Stand Up Guys

Al Pacino, Christopher Walken ve Alan Arkin gibi üç usta oyuncuyu bir araya getiren yapımın yönetmenliğini ise Fisher Stevens üstlenmiş. Yaşını almış üç kanununsuz eski ekibi bir araya getirip son bir vuruş yapmak isterler. Ancak aralarından birinin gizli bir görevi vardır, o da arkadaşlarından birini öldürmek.

Hesaplasma Zamani (2013)

Grudge Match

Film sadece Robert De Niro, Sylvester Stallone ve Kim Basinger’ı bir araya getirmekle kalmaz ayrıca sinema tarihinin en haşin sorularından birine de cevap arar “Rocky mi döver yoksa Raging Bull’un Jake La Motta’sı mı?” En iyi boks filmlerinin iki büyük aktörünü bir araya getiren yapım sürekli eski filmlere gönderme yaparken aynı zamanda farklı bir film olduğunu da unutmaz. Henry “Razor” Sharp ve Billy “The Kid” McDonnen 30 yıl önce birbirlerine rakip iki boksördür. Tam birbirleri ile karşılaşacaklarken Razor boksu bırakır ve bu karşılaşma rafa kalkar. Billy, Razor’ın kız arkaaşı ile yatmış ve onu hamile bırakmıştır. Aradan 30 yıl geçtikten sonra iki boksör parasal güçlükler ve aralarındaki rekabet nedeni ile son bir kez ringe çıkmaya karar verirken aralarındaki ilişkiyi de tekrar gözden geçirmeleri gerekir(Dip not: Rocky Forever).

Kaçış Planı (2013)

Escape Plan

The Expendables’ın gişe başarısı ve Arnold&Sly filmlerini seyircinin daha çok görmek istemesi ile ortaya çıkan kaçış planı bir hapishane filmi. Stallone’un canlandırdığı Ray Breslin hapishanelerden kaçılmaması için içeri girip güvenliği denetleyen bir suç uzmanıdır. Son girdiği hapishanede ise işler pek de yolunda gitmez ve gerçekte neden burada olduğunu geç de olsa anlayacaktır.

Masis Üşenmez

Obtüratör

1979 İstanbul doğumlu yazar ilk sinema deneyimini Superman ve Star Wars’la yaşayıp kendini çizgi roman ve bilim kurgu dünyasına atar. Biriktirdiği haftalıklarıyla Star Wars oyuncakları alıp kendi serüvenlerini yazmaya başladığı yıllarda ailesi tarafından Rus edebiyatına yönlendirilmeye çalışsa da orada da Stanislaw Lem, Asimov gibi yazarlarla takılarak bu türden kopamayacağını anlamış, lise yıllarında Arthur C. Clarke, Stephen King gibi yazarları hatmederek …

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.