Bu yaz yaz dizilerine hasret kaldık. Yaz dizileri başlamak bilmedi, başlayanların sayısı geçen yılların yarısını bulmadı. Geçtiğimiz yıllarda ekran romantik komedilerle dolardı. Ne oldu peki? Merak edenlere ufak notlar paylaşmak istiyorum.

Son yıllarda dizi maliyetleri öyle bir yükseldi ki, reklam gelirleri artık dizileri karşılayamaz hale geldi. Yurt dışına satış bir diğer odak oldu ama Fatih gibi büyük bütçeli işler batıp, az sayıda bölüm elde kalınca hayaller suya düştü. TV piyasası ekonomik olarak karlılık oranını ciddi oranda kaybetti.

Ekranda 4-5 yılda bir dizi trendi son bulur yerini reality showlar alır. Sinüs ritmi misali tekrarlanan bu döngü 2000’lerin TV yayıncılığının yol haritasıdır. Geçtiğimiz yılların programlarını, dizilerini şöyle bir gözden geçirirseniz bu tespitin şaşmadığını görebilirsiniz. Fark ettiğiniz üzere ekranda reality show patlaması bu yaza denk düştü. Yapımcılar, kanallar, halihazırda daha az TV izlenen yaz sezonunda bir de daha düşük maliyetli bu programlara yöneldi. Yeni sezonda da realitynin ağırlığını göreceğiz demedi demeyin…

Bu yaz özelinde de değişiklikler yok muydu? Vardı. Efendim seçim dönemlerinden ilk etkilenen sektör hep televizyondur. Büyük paraların döndüğü, reklam gelirine bağlı olan kanallar, seçimler geçene kadar “genellikle” sipariş, yapımcılar da risk almaz. Zira malumunuz seçimlerin sonuçları ülke iklimini ve yayıncılığı değiştirebilir. Yaz dizilerinin anlaşması en geç yıl sonu itibarıyla ve Ocak başında yapılmış oluyor. Seçimler de yaz ekranları için büyük yatırım olmamasında bir diğer nedendi. Ramazan zaten dizi takvimini bir miktar ileri atmıştı, seçim de gelince planlanan takvim iyice kaydı.

İzleyicilerin kiminden haberi oldu, kimi sektör dedikodusu halinde kulaktan kulağa fısıldandı ancak bu yıl art arda neredeyse kanalların drama ekipleri değişti. Kanal D ve Fox el değiştirirken ve kadrolar güncellenirken, birçok kanalın da drama ekiplerinde yenilikler yapıldı.

“İyi de her kanalda neredeyse aynı format” diye yakınıyorsanız o da tesadüf değil efendim. Televizyon formatlarına dair her şeyin “farklılaştıkça aynılaştığına” dair eleştiri yine yerini buluyor. Zamanında Beren Saat’i, Engin Akyürek’i, Burcu Biricik’i bizlere kazandıran Türkiye’nin Yıldızları ve Artiz mektebi gibi sahne üstü oyunculuk yarışmaları bu yaz geri döndü. Neden? Maliyet ucuz.. Şarkı yarışmalarından ikrah gelinde, bir de oyunculara bakalım dendi. Ekranda da lokomotif oyuncu devrinin bittiği de aşikar, yeni yüzler bulalım ucuza oynatalım mantığı ile bir deneme yapılıyor. Skeç programları da cabası…

Yaz ayrındaki tablo aslında gelecek yılın bir sinyali. Bu sezon ekranda daha çok reality show görmeye devam edeceğiz. Çocukların başrolde olduğu Çocuktan Al Haberi gibi formatlar değişerek ekranda yer bulacak, ilk örneğin adını duyduk bile, Kanal D “çok tatlı” ile çocukları ekrana taşımaya hazırlanıyor. Yarışmalarla farklılaşacak programın yanında magazin masaları de kurulmaya devam edecek. Magazin programlarında özlediğimiz kaliteyi geri döndüreceğini umduğum İkinci Sayfa, Teve 2’de sezonu açacağını duyurdu. Şaka programları artmaya devam ediyor, edecek. Enir Arıkan ve Şahin Irmak da TV8’in şaka programı kadrosunu dolduracak. Eylül’de birbirinin aynı daha birçok program ekrana gelecek, reality showlar televizyonda kar getirecek yeni bir çözüm bulunana kadar kanalları adeta işgal edecek, şimdiden sabrınız bol olsun.

 

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. atv haber merkezi’nde ve Radyo Marmara’da yaptığım stajlarla deneyim kazandım. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda “Eleştirel haber okuryazarlığı” eğitimi, İstanbul Film Akademi’de Filmlerle Psikoloji Sinematerapi Atölyesi ve Gümüşlük Akademi’de Ümit Ünal’la Senaryo Bakışı atölyelerine katıldım. One Dergi’de başlayan yazın kariyerime Televizyon Gazetesi.com’da ve Dipnot.tv’de muhabir, yazar ve editör olarak devam ettim. 2008 yılından bu yana televizyon üzerine yazılar yazıyor ve röportajlar gerçekleştiriyorum. Süre zarfında 2. ve 3. Antalya Televizyon Ödülleri’nde “önjüri üyesi” sıfatıyla görev üstlendim. 4 yıl boyunca Dipnot Tablet Dergi’de okurla buluştum, şimdilerde Cine Dergi’de yazı ve röportajlarımla yer almaya devam ediyorum. Kariyerimin bir diğer ayağı olan e-ticaret alanında sektörün lider şirketlerinden birinde 3 seneyi aşkın süre Editör ve Pazarlama İletişim Uzmanı olarak çalıştım. 2016 yılında atv ekranlarına gelen Kaçın Kurası adlı dizinin senaryo ekibinde yer aldım, dizi ve film senaryoları yazmaya devam ediyorum. Gizem Kaboğlu yazıları www.gizemkaboglu.com adresinde arşivlenmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.