Show TV, yeni sezona yeni projelerle hazırlanan kanallardan biri… Yakın zamanda el değiştirerek Ciner Grubu bünyesine katılan kanalın yeni sezon programları ile ilgili detaylar duyuldukça bir öngörü yazısı yazmak için erken olmadığı kanaatine vardım.

“Show TV ekranların Posta Gazetesi’dir” argümanını aylar önce twitter’da okumuş ve aklımın bir köşesine yazmıştım… Yeni sezon işleri açıklandıkça bu önerme zihnimde yeniden doğrulandı.

Reklam kuşak açılış ve kapanışlarında izleyicilerin çocuklarının fotoğraflarının yayınlandığı kanal aklımda adeta “Posta Gazetesi”nin televizyon versiyonu olarak nitelendi. Yaz boyunca ana haber bültenlerinde yerel düğünleri, tüp bebek haberlerini, zeki Karadeniz insanlarını sıkça görmeye başladığımız kanal, kış aylarında da bu benzerliğin süreceğini adeta taahhüt ediyor. Yeni sezonda da çok yenilikçi bir vizyon vadedilmediğini ilan etmeliyim.

Benzerliğin en önemli kriteri hedef kitle… Kanalın yeni sezon projeleri sıralandığında AB’den ziyade total kitlenin hedeflendiğini tahmin edebiliyorum. Show tv’nin Eylül’de ekrana gelecek dizileri Bebek İşi, Benim için Üzülme, Pis Yedili, Sevdaluk ve adı henüz netleşmeyen “Hülya Avşar’lı dizi”. Kanalın dizilerden yana bu yıl yüzünü güldürecek işlerinin Pis Yedili ve Benim için üzülme olacağından eminim. Bebek İşi ve Sevdaluk gibi AB kitlesine biraz olsun yatkın işlerin bunca kanal ve Show’un total izleyici odaklı kuşakları arasında izleyici çekebileceğinden şüpheliyim.

Alişan ve Çağla Şikel’li sabah kuşağının ardından TRT’de yaptığı programla eğlencenin yanı sıra bilgilendirici bir program da yapan Ergen, yayın akışında Show tv’nin Esra Ceyhan’ı olarak kendine yer bulacak. Evet duyar gibiyim, iç sesiniz tekrarlıyor değil mi “İşte bunlar hep total”.

Kelime Oyunu, Bulmaca Ekidir

Bir diğer benzerlik… Kanalda haber öncesi ise Ali İhsan Varol’lu Kelime Oyunu ekranda olacak. Bu program da Posta Gazetesi’nin bulmaca ekine denk geliyor ve belli bir izleyici kesimi için kanalı listede tutma sebebi olacaktır belirteyim.

Gülmeli şiirler nerede diyenlere: Cumartesi akşamları 2013 yılında hala nasıl ekranda kendine yer bulabildiğine inanamadığım mizah anlayışının iki temsilcisi Tayfun Güneyer ve Şafak Sezer’in yeni projesi yayınlanacak. Komedi şovu formatındaki bu program “Kumar’s at no 42”nin Türkiye versiyonu olacak. Pazar akşamları ise İzzet Yıldızhan ile Bülent Ersoy’dan müzik ziyafeti(?) çekecek izleyici. Ahmet Çakar’lı “Var mısın yok musun”un, biraz önce saydığım iki işle beraber kanalın okurken güldüren şiir köşesi kıvamında esprilere denk olacağından eminim. Bana hatırlattığı cinsiyetçi yorumlarla önyargı duyduran Çakar’ın bol gaflı sezon vadettiğinden şüphem yok. Alkışlarla yaşıyorum hep bu programlarla dolacak demedi demeyin…

Yaz aylarında gündüz kuşağı Türk Malı, Pis Yedili ve Cennet Mahallesi üçgeninde geçen Show’un Posta kitlesinden uzak istisnaları ise şunlar: Show’da gün Simge Fıstıkoğlu’nun sabah programıyla başlayacak. Cuma gecelerinin konuğu Saba Tümer olacak. İki program da sunucuları ve gelen ilk ipuçları ile buram buram AB işi olacaklarının sinyallerini veriyor.

Posta Gazetesi’nin Türkiye’nin en çok satan gazetelerinden olduğu gerçeği ortada… Show tv’nin de bu sezon genele hitap eden işler ekrana getireceği belli ancak bunun her izleyici kitlesi için başarı ispatı olacağını düşünmediğimi şimdiden söyleyeyim aynen Posta’nın haber anlayışı magazinden ibaret olmayan kimselere “haber” vermediğini düşündüğüm gibi… Her ne kadar Show TV’nin 90’lı yıllardaki hafif müstehcen, kırmızı noktalı programlarına benzer projeler kanalın şimdiki yayın çizgisinin çok uzağında olsa da (Bu sezon kanalda bir Haydar Dümen benzerliği mevcut değil)

Özetle, Show tv’nin yeni programları bana günümüzden birkaç yıl geriden gelen, reyting olsun da vizyonerlik eksik kalsın temelinde bir televizyonculuk anlayışını hatırlatıyor.

 

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. atv haber merkezi’nde ve Radyo Marmara’da yaptığım stajlarla deneyim kazandım. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda “Eleştirel haber okuryazarlığı” eğitimi, İstanbul Film Akademi’de Filmlerle Psikoloji Sinematerapi Atölyesi ve Gümüşlük Akademi’de Ümit Ünal’la Senaryo Bakışı atölyelerine katıldım. One Dergi’de başlayan yazın kariyerime Televizyon Gazetesi.com’da ve Dipnot.tv’de muhabir, yazar ve editör olarak devam ettim. 2008 yılından bu yana televizyon üzerine yazılar yazıyor ve röportajlar gerçekleştiriyorum. Süre zarfında 2. ve 3. Antalya Televizyon Ödülleri’nde “önjüri üyesi” sıfatıyla görev üstlendim. 4 yıl boyunca Dipnot Tablet Dergi’de okurla buluştum, şimdilerde Cine Dergi’de yazı ve röportajlarımla yer almaya devam ediyorum. Kariyerimin bir diğer ayağı olan e-ticaret alanında sektörün lider şirketlerinden birinde 3 seneyi aşkın süre Editör ve Pazarlama İletişim Uzmanı olarak çalıştım. 2016 yılında atv ekranlarına gelen Kaçın Kurası adlı dizinin senaryo ekibinde yer aldım, dizi ve film senaryoları yazmaya devam ediyorum. Gizem Kaboğlu yazıları www.gizemkaboglu.com adresinde arşivlenmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.