Kol kırılır yen içinde kalır

ALPER TURGUT

“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”, birçok amansız ve anlamsız filmin yarıştığı Altın Koza’nın şüphesiz en iyisiydi ve Kasım’ın 18’inde nihayet gösterime giriyor. “Beyaz Türk” etiketini tereddütsüz yapıştırabileceğimiz antipatik, kibirli ve kentli bir ailenin, bir cinayeti örtbas etmek ve içlerindeki suçluyu koruyabilmek adına çevirdikleri dolapları anlatan keyifli ve eğlenceli bir seyirlik Celal Tan… Kuşkusuz, izlenmeli.

Celal Tan’ı, Onur Ünlü yazdı ve yönetti. TV dizilerini es geçersek “Polis”, “Çocuk”, “Güneş’in Oğlu” ve “Beş Şehir” ile minimal heveslisi, gözyaşı gişecisi yönetmenlerden farklı bir güzergâh izleyen, Japon sinema devi, güzel abi Takeshi Kitono’dan yer yer esinlenen, arabesk ile kara mizahı harmanlayan, absürtten de şaşmayan Onur Ünlü’nün senaristliğini yaptığı “Acı Aşk”ı beğenmiştim, yalan yok. Ancak Celal Tan’ı tüm filmlerinden daha çok sevdim. Esinlenmelerden sıyrılarak kendi sinemasını bulduğunu, özgünlük ve yetkinlik sürecine girdiğini söyleyebilirim, haksız da sayılmam.

Elbette Celal Tan’a da eleştirilerim var. Beyazperdeden ziyade TV’ye daha yakın olması gibi… Bunun dışında trafik ışıklarıyla konuşan adam filmden çıkarılabilir, abartılı arya sahneleri törpülenebilirmiş. Filmdeki galiz küfürler için seyirci tepkisi olabilir lakin hayatta küfür var, gündelik yaşamın yansımasıysa sinema, bir filmde küfür de olacak, olmalı… Yönetmenin görüşüyle Shakespeare’in “İnsan, insandır” sözünü şiar edinen yapım, statükoyu, insanın güvenilmezliğini, konformistliği, zorunlu dayanışmayı, güçlüye yamanmayı, güçsüsü ezmeyi ve daha pek çok şeyi didikliyor.

Altın Koza’da kazandıkları en iyi film ve en iyi senaryo ödüllerinin yanı sıra en iyi yönetmen ödülünü de Onur Ünlü’ye verirdim. Sonuçta oyuncu performansları müthiş, senaryo sağlam, film en iyi, bunları yönetmen başarır, ödül hak eden sahibine gitmemiş ve göz göre göre ıskalanmıştır. 38 yaşında genç ve yetenekli bir yönetmen Ünlü, şimdi hastalıkla mücadele ediyor, eminim hayata dair bu talihsizliği de aşacak, absürt, kara mizah, arabesk üçgeninde, acıyla dalgasını geçen yeni projeleri beyazperdeyle buluşacaktır. Çünkü güzel kara filmler sinemamızın büyük eksikliklerinden… Biz bekliyoruz.

Oyuncu performansları demişken filmin hayli geniş kadrosunda; Selçuk Yöntem, Ezgi Mola, Türkü Turan, Tansu Biçer, Güler Ökten, Bülent Emin Yarar, Köksal Engür, Cengiz Bozkurt, Tuğra Kaftancıoğlu, Ushan Çakır, Gazanfer Ündüz, Yılmaz Gruda, Engin Alpateş, Engin Hepileri ve Alpay Şayhan var. Teker teker değerlendirmeyelim. Toplu performans jüri özel ödülü aldılar, neredeyse aksayan yok, birkaç pürüz dışında göze batan yok. Hatta Sezar’ın Hakkı Sezar’a, makine tıkır tıkır işliyor. Daha ne olsun.

Alper Turgut, Adana’da doğdu, üniversitede gazetecilik okudu. Uzun seneler, çeşitli gazetelerde çalıştı, farklı alanlarda görev yaptı, sendikacılıkla uğraştı. Sonra bir gün (Haziran 2006), şans eseri, çocukluk aşkı sinemaya bulaştı, işte o tarihten beridir, filmler üzerine düşünmeyi, konuşmayı ve yazmayı sürdürüyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.