Bakur filminin yasaklanmasıyla Kürt filmlerine sansür uygulandığını iddia eden yapının ne kadar haklı veya haksız olduğunu diğer Kürt filmlerinin festival macerasını izleyerek anlayabiliriz. İşte Türk sinemasındaki Kürt filmlerinin festival macerası…

Sinema dünyamızda özellikle festivaller söz konusu olduğunda tartışmalar ve olaylar bitmez. Son tartışma da İstanbul Film Festivali’nde gösterilmeyen Bakur filmi üzerinden çıktı. Birçok otoritenin sansür olarak adlandırdığı bu olayın gerçekten sansür mü yoksa bir devletin varlığının yansıması mı olduğunu araştıracağız bu dosyada. Bakur filmi PKK kamplarındaki yaşamı anlatıyor. Eğer biraz sinemadan anlıyorsanız klasik bir propaganda filmi olduğunu görürsünüz. Türkiye’de askerleri sivilleri katleden bir örgütün propagandasının yapılması mümkün müdür? Sorumuz bu. Eğer Bakur filmi sadece Kürt sinemasına ait olduğu için sansürlendiği söyleniyorsa o zaman bizim de diğer Kürt filmlerinin maceralarına bakmamız lazım. Bakalım söylendiği gibi Kürt filmleri bu ülkede sansüre uğruyor mu? Festivallerde gösterimlerinde şimdiye kadar bir problem yaşandı mı? Ödül aldılar mı, hangi filmlerle yarışıp bu ödülleri aldılar? Aşağıdaki listede son 10 yıldır gösterilen ve ödül alan filmleri sıraladım. Bu filmlere ve anlattıklarını bir okuyun bakalım bu ülkede Kürt filmlerine sansür var diyebilecek misiniz?

Ben Gördüm – Min Dit

Yönetmen: Miraz Bezar
Oyuncular: Şenay Orak, Muhammed Al, Hakan Karsak, Berivan Ayaz

Diyarbakır – Batman yolunda, karanlık bir mayıs gecesinde, on yaşındaki Gülistan’ın ve kardeşi Fırat’ın hayatı acı bir şekilde değişir. Gazeteci olarak çalışan babaları ve anneleri çocukların gözü önünde öldürülürler. Geriye sadece altı aylık kız kardeşleri Dilovan kalır. Kısa bir süre sonra teyzeleri de kaybolunca, Gülistan ve Fırat, kendi başlarına kalır, Diyarbakır sokaklarında yaşamaya başlarlar. Film 2009 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Behlül Dal Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. 29. İstanbul Film Festivali’nde ise en iyi yönetmen, kadın oyuncu ve müzik ödülünü aldı.

İki Dil Bir Bavul

Yönetmen: Orhan Eskiköy, Özgür Doğan

Üniversiteden yeni mezun olmuş ve uzak bir Kürt köyüne atanmış Türk öğretmenin bir yıl boyunca okula yeni başlayan ve Türkçe bilmeyen çocuklarla yaşadıkları. Bir yıl boyunca öğretmenin farklı bir topluluk ve kültür içindeki yalnızlığına, çocuklar ve köylülerle yaşadığı iletişim problemine, çocuklardaki değişime tanık oluyoruz. Süreç boyunca öğretmen ve çocuklar birbirlerini tanımaya başlıyorlar. Film 16. Altın Koza Film Festivali’nde Büyük Jüri Yılmaz Güney ödülü ve SİYAD ödüllerini aldı. 46. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi İlk Film dalında ödül aldı. 21. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin ulusal uzun, kısa ve belgesel film yarışmalarında, Mahmut Tali Öngören Özel Ödülü’nü kazandı

Fırtına

Yönetmen: Kazım Öz
Oyuncular: Cahit Gök, Havin Funda Saç, Selim Akgül, Asiye Dinçsoy

Cemal, üniversite sınavını kazanarak, kasabasından İstanbul’a gelir. Büyük şehrin kalabalığı içindeki yalnızlığı, sistem karşıtı Kürt bir grup ile tanışmasıyla sona erer. Grubun öncülerinden Helin ile yaşadığı çatışma ise Cemal için yeni bir başlangıç olur. Benzer bir süreci yaşayan Rojda ve Orhan da zamanla değişip grubun aktif birer üyesi olurlar. Finalde baş karakter memleketine geri dönerken nehrin üzerinde bir salda arkadaşıyla konuşur, arkadaşı “Köye geliyor musun” der, o sırada kamera dağlara doğru döner. Kahramanımızın tercihi belli olmuştur. 20. Ankara Film Festivali Umut Veren Yeni Erkek Oyuncu ödülünü almıştır. 27. İstanbul Film Festivali’nde gösterildi.

Babamın Sesi

Yönetmen: Orhan Eskiköy, Zeynel Doğan
Oyuncular: Base Doğan, Zeynel Doğan, Gülizar Doğan, Ali Kul

Base, Elbistan’da yalnız başına yaşamaktadır. Tek beklentisi büyük oğlu Hasan’ın evine dönmesidir. Diyarbakır’da yaşayan küçük oğlu Mehmet baba olacağının haberini alır. Eşyaların arasında babasına gönderilmek üzere kaydedilmiş annesinin ve kendi çocukluk sesinin olduğu bir kaset bulur. Mehmet ailesiyle ilgili bilmediklerini öğrenmeye başlayacaktır. Film 31. Uluslararası İstanbul Film Festivali En İyi Senaryo Ödülü, 19. Altın Koza Film Festivali En İyi Film ve senaryo ödüllerini aldı.

Annemin Şarkısı

Yönetmen: Erol Mintaş
Oyuncular: Feyyaz Duman, Zübeyde Ronahi, Nesrin Cavadzade, Aziz Çapkurt

Ali, annesi Nigar’la beraber Tarlabaşı’nda yaşamaktadır. Doğu’da köylerinin boşaltılması üzerine göç ettikleri mahallede hayatları tekrar kesintiye uğramıştır. Şehirden uzak bir yere taşınmalarıyla beraber sorunlar başlar. Komşularının köye geri döndüğüne inanan Nigar, sabahları köyüne dönmek için hazırlanır. Bazı günler de, kendini İstanbul sokaklarına atar. Ali ise annesini mutlu etmeye çalışmaktadır. 51. Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi ilk film dahil olmak üzere 4 ve Malatya Film Festivali’nden de 3 ödülle döndü.

Press

Yönetmen: Sedat Yılmaz
Oyuncular: Aram Dildar, Engin Emre Değer, Kadim Yaşar, Sezgin Cengiz

Bir avuç gazeteci Diyarbakır’da yaşanan insan hakkı ihlallerini dünyaya duyurmaya çalışmaktadır. Gazetenin Diyarbakır bürosunda 7 kişi çalışmaktadır. Faysal, yaptığı bir haberde orduyla ilişkisi olan bir çetenin izine rastlar. Çete, bölgedeki birçok cinayetin zanlısıdır. Haberden sonra tehdit telefonları alsa da Faysal çetenin üzerine gitmeye devam eder, ancak bir çok engellemeyle karşılaşırlar. 22. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde en iyi senaryo, umut vaat eden yönetmen ve erkek oyuncu ödüllerini, 30. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde jüri özel ödülü ve Fipresci özel ödülünü, 47. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde jüri özel ödülünü aldı.

Gelecek Uzun Sürer

Yönetmen: Özcan Alper
Oyuncular: Gaye Gürsel, Durukan Ordu, Sarkis Seropyan, Osman Karakoç

İstanbul’da bir üniversitede müzik araştırmaları yapan Sumru, ağıt derlemeleri ile ilgili yaptığı tez çalışması için ülkenin güneydoğusuna yolculuğa çıkar. Hayatının en uzun yolculuğuna dönüşen yolculukta Sumru’nun yolu Diyarbakır sokaklarında korsan DVD satan Ahmet, yıkık dökük kilisenin bekçisi Antranik amca ve bölgede sürmekte olan savaşa tanıklık eden diğer karakterle kesişir. Film 18. Altın Koza Film Festivali’nde en iyi erkek oyuncu, en iyi müzik, en iyi görüntü yönetmeni ve SİYAD ödülünü aldı.

5 No.lu Cezaevi 1980 – 1984

Yönetmen: Çayan Demirel

Belgesel, tutuklu ve hükümlülerin çoğunun Kürt olduğu Diyarbakır 5 No.lu Cezaevi’ndeki tüm tutuklulara, 12 Eylül askeri darbesinden sonra, devlet tarafından ne tür akıl almaz sistematik işkencelerin yapıldığını ve nasıl Türkleştirme politikalarının uygulandığını gösteriyor. Film, 42. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Ödülleri, 21. Ankara Uluslararası Film Festivali ve 46. Antalya Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Belgesel Film ödülüne lâyık görülmüştü. 28. İstanbul Film Festivali’nde de gösterimi yapıldı.

Uzak

Yönetmen: Kazım Öz

Filmde Kürmeş köyünde, genç kuşağın büyük şehirlere ve Avrupa’ya göç etmesiyle gittikçe yalnızlaşan yaşlı nüfusun ve göç ettikleri kentlerde köy özlemine gömülen gençlerin yaşadıkları konu ediliyor. Kazım Öz, doğup büyüdüğü Tunceli-Pertek’te ‘göç ve sonrası’ teması üzerine çektiği filmi Uzak (Dûr) ile Nürnberg Türkiye-Almanya Film Festivali’nde En İyi Belgesel ödülünü kazandı. 17. Ankara Film Festivali’nde gösterildi.

Ben Uçtum Sen Kaldın

Yönetmen: Mizgin Müjde Arslan

İstanbul’dan Mahmur Mülteci Kampı’na uzanan bir yolculuk ile gerilla babasını arayan bir kadının hikayesinin anlatıldığı film, Mizgin Müjde Arslan’ın ilk uzun metraj belgesel filmi. Bir gün bir platform için Ermenistan’a giden, Irak’taki bir kampta büyüyen birileriyle tesadüf eseri tanışan bir kadının şans eseri babasını tanıyan insanlar ile birlikte yaptığı sohbetleri biraraya getiren yönetmen, filmde kadının babasının nasıl biri olduğunu, geçmişini, onu sevip sevmediğini sorgulamaya çalışır. Mizgin Müjde Arslan’ın filmi Ben Uçtum Sen Kaldın’ın dünya prömiyeri 31. İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma’da yapılmıştı.

SON SÖZ: Bu listenin dışında daha birçok Kürt filmi festivallerde gösterilmiş ve ödüller almıştır. Zaten doğrusu da budur. Bu ülkenin tarihi içinde birçok acı yaşanmış, bu acıları yaşayan halklar da sinema gibi çok önemli bir unsurla kendilerini ifade etmişlerdir. Problem Türkiye’de sadece Kürt insanını anlattığı için filmlerin sansürlendiği yanılgısının arkasına sığınıp Bakur gibi terörist bir örgütün propagandasını yapan filmin gösterimini desteklemeye çalışmaktır. Bakur, Kürt halkının kültürünü veya toplumsal problemlerini anlatmaya çalışmamaktadır. Ve bu haliyle aslında diğer Kürt filmlerinin yolunu tıkamaktadır. Bakur filmine en büyük tepkiyi Kürt sinemacıların vermesi gerekir.

 

 

1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.