Son 5 yılda onlarca Pablo Escobar filmi seyrettik. Bu sefer ünlü uyuşturucu baronun hayatını Javier Bardem’in yorumuyla izleyeceğiz. Pablo Escobar’ı sevmek filmi Virginia Vallejo’nun romanından uyarlama…

Pablo Escobar’ın hayatı sadece bir uyuşturucu baronunun hikayesi olsaydı filmi yapılır ama bu kadar çok üretim olmazdı. Neredeyse son 5 yılda 10’un üzerinde filmi ve dizisi çekildi Escobar’ın. 90’larda 30 milyar dolarlık servetiyle hem Kolombiya’nın siyasi geçmişinde hem de ABD’ye açtığı isyan bayrağıyla çok önemli etkileri oldu Escobar’ın. Öncelikle Kolombiya’daki bütün kartelleri tek çatı altında topladı. Daha sonra bu organizasyonla ABD’ye gönderilen kokainin yüzde 90’ı onun elinden çıktı. Bu konuda çeşitli dedikodular ortaya atıldı. O dönem ABD başkanı Reagan’ın uyuşturucuya karşı açtığı savaş yüzünden Escobar’ın peşine düşüldüğü veya Escobar’a kadar uyuşturucu kaçakçılığından ABD derin devletinin aldığı bir pay olduğu ama Escobar’ın bu düzeni bozduğu bu yüzden de safdışı bırakıldığı konuşuldu. Sonuçta Escobar ABD’yi kokainle dolduran bir uyuşturucu kaçakçısıydı ve zalimdi. ABD’de bütün gücünü kullanıp bu uyuşturucu baronunu alt etti. Fakat bu mücadelenin karanlık yüzü insanları ilgilendirdi ve ABD’nin kendi ihtiyaçları söz konusu olduğunda nasıl bir başka ülkenin iç işlerine müdahale ettiği ve her anlamda onun egemenliğini yok saydığı görüldü. Seyrettiğimiz bütün filmlerde o dönemin Kolombiya başbakanının tamamıyla ABD kontrolü altında olduğu hatta ülkenin yargıçlarını yok sayarak uyuşturucu baronlarının ABD’de yargılanmasının önünü açmak istediği anlatılır. Bu olağanüstü önlemlerin alınmaya çalışılmasının bir sebebi de Escobar’ın karizmatik kişiliği ile kendi ülkesinin insanını tanımasında yatar. Çünkü Escobar müthiş servetinin üstüne yatmamıştır. Fakir halkın yaşayacağı mahalleler inşa etmiş, ABD gibi bir zenginden alıp kendi fakir halkına boca etmiştir paraları. Yani modern Robin Hood’tur aynı zamanda Escobar. Zaten bu yüzden de siyasete girmiş, seçimlere katılmış ve seçilip milletvekili olmuştur. Halkın oylarıyla seçilen bu uyuşturucu baronu meclise girince ABD’nin etkisi altındaki hükümet kanunsuz bir şekilde Escobar’ın önünü kesmiş ve seçilmiş milletvekilini kapıdışarı etmiştir. Zaten ondan sonra işler sarpa sarmış Escobar büyük bir kızgınlıkla kendi ülkesinin yönetimine savaş açmıştır. Ardından bombalamalar gelmiş sivil insanların ölümü Escobar’ın halk kahramanı imajını yerle bir etmiştir. Sonuçta CIA ajanlarının yönetiminde olan ve sadece Escobar’ı avlamak için kurulmuş bir paramiliter ekip tarafından öldürülmüştür. Bu hafta vizyona giren Pablo Escobar’ı sevmek filmi o dönem Kolombiya’daki ünlü bir televizyon habercisi olan ve Escobar ile aşk yaşayan Virginia Vallejo’nun romanından uyarlama. Filmde Escobar’ı canlandıran Javier Bardem aynı zamanda filmin yapımcısı. Yıllardır bir çok kez Escobar rolü teklif edilen Bardem “Hiç birini kabul etmedim çünkü gerçekliklerine inanmadım. Ta ki Vallejo’nun kitabını okuyana kadar” der. Daha sonra bu projeyi üstlenir ve bu hafta seyredeceğimiz film ortaya çıkar. Filmin kadrosu Javier Bardem dışında ünlü isimlere de sahip. Hem romanın yazarı hem de Escobar’ın sevgilisi olan Vallejo’yu Penelope Cruz canlandırıyor, Escobar’ı yakalayan CIA ajanını ise Peter Sarsgaard. Penelope Cruz gerçekten iyi bir performans gösteriyor ama hayrettir her filmiyle bizi kendine hayran bırakan Javier Bardem bu filmde başarısız. Fazla karikatürize ve makyaja dayanmış. Makyaj dediğimiz de Escobar’ın göbekli halini vurgulamak için yapılan anlamsız bir çaba. Zaten filmin derdi sadece Javier Bardem’in performansı değil. Filmin dili de neredeyse ABD bakış açısına odaklanmış. Bu filme göre Escobar diğer uyuşturucu baronlarından farkı olmayan bir adam. Bardem’in böyle bir dil tutturması beni şaşırttı. Herhalde Hollywood’la ters düşmemek için böyle bir film kotardı. Eğer bu acımasız ama kendine göre karizması olan Pablo Escobar’ın hayatını anlatan daha iyi filmler seyretmek istiyorsanız. Bir Netflix dizisi olan Narcos’u size öneririm. Yine de size iyi seyirler…

 

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Loving Pablo

Yönetmen: Fernando Leon de Aranoa

Senarist: Fernando Leon de Aranoa

Seslendirenler: Javier Bardem, Penelope Cruz, Fredy Yate, Peter Sarsgaard, Julieth Restrepo

Yapım: 2017, İspanya, Bulgaristan, 123 Dak.

1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.