İnternetin sağladığı yararlar yanı sıra beraberinde getirdiği bu dezavantaj, bazı insanların, şirketlerin ve hatta hükümetlerin başını ağrıtmaya devam etmekte. İnternete bağlı her noktanın güvende olmadığını artık hepimiz biliyoruz. Hackerların NASA’ya, A.B.D. Savunma Bakanlığı’na bile rahatlıkla girebildiği bir ortamda bizler nasıl güvende hissedebilir ki? İşte tam da bu konulara el atan sıkı bir Alman filmiyle karşı karşıyayız, Ben Kimim? – Who Am I – Kein System ist sicher
Düşük bütçesine rağmen Almanya’da büyük gişe geliri elde eden “Ben Kimim?” filminin konusu ise kısaca şöyle… 25 yaşında asosyal bir bilgisayar korsanı olan Benjamin, çevrimiçi aktiviteleriyle karizmatik hacker Max’in dikkatini çeker ve onun CLAY adlı hacker grubuna katılır. Gizli tuttukları kimlikleriyle CLAY öyle iyi işler ki, Alman Gizli Servisi ve Europol peşlerine düşer. Bunlar yetmiyormuş gibi karanlık bir hacker grubu da onları tehlikeli bir rakip olarak görecek ve peşlerine düşecektir. Tom Schilling, Elyas M’Barek ve Wotan Wilke Möhring’in oynadığı filmin yönetmenlik koltuğunda ise, Variety dergisinin “Gelecek Vaat Eden 10 Yönetmen” listesine aldığı ve şimdilerde Hollywood’a transfer olan Baran bo Odar bulunuyor. Remake haklarının Hollywood tarafından alındığını da hemen belirtmeli.
2005 yılında çektiği Quietsch adlı kısa filmle sinemaya adım atan ve önümüzdeki yıllarda adını sık sık duyacağımıza inandığım Baran bo Odar’ın Guy Ritchie ve David Fincher karışımı bir stili olduğunu söylemek mümkün. Birçoğuna yabancı gelebilecek hackerlık mevzusunu öylesine dinamik işlemiş ki, filmi bitirdiğinizde aldığınız tat sizi birkaç gün canlı tutmaya yetecek. İsabetli oyuncu seçimi ve aksamayan bir senaryoyla sizi başından sonuna dek diri tutan film, internet dünyasına olan güveninizi de biraz sarsabilir ancak korkmayın. Bu durum sizi internette daha da güvenli adımlar atmaya itecektir.
Genel bir kanı vardır. İnternetle çok haşır neşir olan tipler genelde asosyaldir diye. Buna genel manada pek inanmasam da filmimizin baş kahramanı olan Benjamin biraz böyle şekillendirilmiş. Sevdiği kıza açılamayan, geniş bir çevresi olamayan bir tipleme. Kaderini süper kahramanların öyküsüne benzeten Benjamin, internet dünyasında istediği gibi at koşturan biri haline gelene dek çeşitli zorluklar çekmiş. Ancak çok iyi bir hacker olduktan sonra hayatı da çevresi de değişiyor. Kendi gibi nitelikli hackerları etrafında toplayarak oluşturduğu CLAY adlı grupla gücünü kanıtlamak istiyor. Bu güç gösterisi, patlattıkları internet sitelerinden ya da hedef aldıkları kurumlardan ziyade, kendileri gibi hacker olan gruplar ya da hackerlar için. Çünkü en iyi işi çıkarmak için hackerlar arasında en iyi olmak gerek. Yarı tatlı bir aşk hikayesi ve sürükleyici bir polisiye takip ile de desteklenen filmin en zayıf yönü ise interneti çok iyi bilen seyirciyi biraz küçümsemiş olmaları. Biraz daha teknik ayrıntıya girilebilirdi diye düşünüyorum. İnternet üzerine çekilmiş filmlere özel bir hayranlık duyanlar yanı sıra hızlı bir aksiyon, suç yapımı izlemek isteyenler için sonbahar vizyonuna güzel bir giriş olur diyebilirim. Bakalım Hollywood remake’i kime emanet olacak, kimler oynayacak ve tabi asıl soru nasıl çekilecek?
Fırat SAYICI