Genç Pehlivanlar filmi Antalya’da gösterildiğinde büyük alkış aldı. Amasya’da güreş merkezinde eğitim alan küçük pehlivanların hikayesi herkesin yüreğine dokundu. Biz de üç küçük pehlivan Muhammet Ceylan, Harun Kılıç ve Baran Kendirlioğlu ile hayatlarını konuştuk.

Türk sinemasında bazen kendine has filmler çıkıp bizi kendine aşık ediyor. Antalya Uulusal yarışmaya katılan Genç Pehlivanlar da işte böyle bir film. Genç Pehlivanlar, Antalya’da Behlül Dal Jüri Özel ödülünü ve En İyi Kurgu’yu aldı. Amasya’da güreş merkezinde eğitim alan ve yılın çogu vaktini ailelerinden uzakta hocaları ve arkadaşlarıyla geçiren bu yaşı küçük yüreği kocaman güreşçilerimizi tanıyalım istedik. Muhammet Ceylan, Harun Kılıç ve Baran Kendirlioğlu bizi kırmadı sorularımızı cevapladı. Arada da güreş tuttuk. İşte geleceğin şampiyonları…

Muhammet, filmde çok fazla gördüm seni. Anladığım kadarıyla filmin dramatik yapısı senin üzerine kurulmuş. O kameralar geldiğinde rahatsızlık hissettin mi? Mesela ağladığın sahnelerde kamera varken rahatsız oldun mu?

MUHAMMET CEYLAN : Hayır zaten kamera yokmuş gibi, o bizim kendi hayatımız. Güreşirken de kamerayı unutuyoruz zaten direkt.

Ne zaman başladın güreşe?

MUHAMMET CEYLAN : 4 sene önce başladım.

Nasıl başladın?

Aslında şu anki Ramazan hocam beni çağırmıştı. O şekilde başladım ben.

Nerden çağırmıştı?

MUHAMMET CEYLAN : Önceden aynı yerde oturuyorduk Suluova’da. Ramazan hoca da orada oturuyordu. Oradan gördü çağırdı.

Kamplarınız nasıl oluyor? Yani anladığım kadarıyla sizi ailenizin yanından alıyorlar

MUHAMMET CEYLAN : Okul zamanı ful ordayız. Bir ay, bir buçuk ay da eve gidiyoruz. Yazın bir ay evde duruyoruz, 15 gün kampa gidiyoruz, sonra yeniden bir ay evde durup yeniden 15 gün kampa gidiyoruz. Zaten tatil bitiyor.

Filmi seyrettin mi?

MUHAMMET CEYLAN : Hayır.

Seyredecek misin?

MUHAMMET CEYLAN : İnşallah.

Hayatından beklentin nedir?

MUHAMMET CEYLAN : Şu anlık dünya şampiyonu olmak istiyorum.

Okul ne durumda?

MUHAMMET CEYLAN : Takdirle geçtim.

Aferin sana. Hocalar nasıl karşılıyorlar bu durumları?

MUHAMMET CEYLAN : Bizden çok onlar ilgileniyor zaten okulla. Hocalar ayarlıyorlar akşamları ders veriyorlar. Psikolog getiriyorlar. Psikologla konuşuyoruz annenizi babanızı özlediniz mi diyorlar.

Sinemayı sever misin?

MUHAMMET CEYLAN : Güzel film oldukça gidiyorum.

Amasya’dan çıkıp Türkiye’nin başka yerlerine gittin mi hiç?

MUHAMMET CEYLAN : İstanbul’a gittim, Ankaraya gittim…

Güreş yüzünden mi gittin?

MUHAMMET CEYLAN ::Güreş yüzünden gittiğim yerler Artvin, Kayseri, Sivas, Çorum…

Bütün Türkiye’yi dolaştınız yani.

MUHAMMET CEYLAN : Sayılır.

Harun güreşe nasıl başladın?

HARUN KILIÇ : İlk kez babam söyledi, antremanlar varmış gitmek ister misin diye. Ben de gittim. Sonra babam 1-2 haftaya bırakırım sanıyormuş ama bırakmadım. Daha sonrasında orada seçmeler vardı güreş eğitimine girmek için. Girdim, kazandım. Sonra da eğitime başladım işte.

Peki, ailenden ayrılmak biraz zor olmadı mı?

HARUN KILIÇ : Zaten ilk geldiğimizde o kadar fazla durmuyorduk eğitimde, 2 haftada bir ailemizin yanına gidiyorduk. Daha sonra da alıştık.

Anladım, demin arkadaşına da sorduğum gibi, kameralar varken kendini rahatsız hissettin mi? O bütün anını kaydediyor.

HARUN KILIÇ : Zaten kameralar varken bir tane güreşe gittik. Onda da yendim.

Peki antreman zamanlarında?

HARUN KILIÇ : Kamera ilk geldiğinde biraz sıkıntı yaşadık ama sonrasında kamera olduğunu unuttuk zaten. Pek sıkıntı olmadı.

Peki hocaların size karşı davranışlarında değişiklik oldu mu?

HARUN KILIÇ : Oldu. Yani biraz oldu.

Daha mı iyi davrandılar kamera varken?

HARUN KILIÇ : Yani biraz. Aslında normalde de çok iyi davranıyorlar ama. Kamera varken de iyi davrandılar. Tam öyle de değil işte.

Peki senin amacın, hedefin ne?

HARUN KILIÇ : İleride Avrupa Güreş Olimpiyat şampiyonu olmak. Taha Akgül şampiyon olmuştu ben de onun gibi bir şampiyon olmak istiyorum.

Aferin sana. Peki hiç yurtdışında güreş attınız mı? Yurdişindaki çocuklarla falan?

HARUN KILIÇ : Yurtdışında uluslararasına gittim ben geçen sene. Orada 17 tane ülke falan geldi. Doktor raporuyla girmiştim diğerlerine göre küçüktü yaşım. Orada Rus rakibime yenilmiştim.

İlk maçın mıydı?

HARUN KILIÇ : Aynen ilk maçımdı.

Peki yenilince direkt elendin mi?

HARUN KILIÇ : Evet. Zaten doktor raporuyla gittim normalde yaşım onlardan küçüktü.

Yılmak yok.

HARUN KILIÇ : Aynen.

Sen de kendini tanıt bakalım.

BARAN KENDİRLİOĞLU: Adım Baran, soyadım Kendirlioğlu.

Aileni özledin mi buraya geldiğinde?

BARAN KENDİRLİOĞLU: Yani tabii ki, kim özlemez ki. İlk başlarda kaçıyorduk eve gitmek için. Hocalar tutuyordu. Daha sonrasında buranın güzelliklerini görünce alıştık.

Peki deden senin güreşlerini seyrediyor mu?

BARAN KENDİRLİOĞLU: Mesela bizim bir güreşimiz olunca onlar da geliyorlar seyrediyorlar. Öyle yani.

Peki heyecanlanıyor musun onlar gelip izlediklerinde?

BARAN KENDİRLİOĞLU: Oluyor az bir şey. Kim heyecanlanmaz ki zaten.

Peki kilolarınız nasıl? Sen mesela yaşına göre daha kilolusun. Kendinden büyüklerle güreşmek zor olmuyor mu?

BARAN KENDİRLİOĞLU: Yani aslında olmaması lazım ama bazen yaş küçültenler oluyor. Gideyim derece yapayım ne olursa olsun diyenler oluyor.

Bundan sonrasında peki ne düşünüyorsun?

BARAN KENDİRLİOĞLU: Çok çalışıp güzel bir yerlere gelmeyi, şampiyon olmayı istiyorum.

Filmde seyrediyoruz sürekli antreman yapıyorsunuz. Sonuçta orada da güreşiyorsunuz. Rakiplerin de hep arkadaşların. Aranızda hiç kızgınlık oluyor mu?

BARAN KENDİRLİOĞLU: Antremanlarda oluyor. Ama antreman bittikten sonra düzeliyor yine.

MUHAMMET CEYLAN : Antremanlarda oluyor aynen. Sonuçta kendimiz için yapıyoruz bunu. Kendimizi zorluyoruz. Çalışıyoruz. Antremanlarda sıkıntı çıkıyor ama antremandan sonra yine kardeşiz.

Peki üçünüze de sorsam, sinema mı? Güreş mi?

HERKESİN CEVABI: Güreş.

Niye?

HARUN KILIÇ : Öyle başladım öyle bitireyim dedim.

Peki ya sen? Sinemanın dünyası çok renklidir. Magazinler, kızlar mızlar.

MUHAMMET CEYLAN : Öyle şeyler bize ters.

Peki ya sen neden güreşi tercih ediyorsun?

MUHAMMET CEYLAN : Çünkü güreş bizim ata sporumuz. Sünnettir ayrıca. Ve de sinemayı sevmem.

Neden sevmezsin?

MUHAMMET CEYLAN : İzlerim ama sevmem. Neden bilmiyorum.

Güreş kampında eksik olan yerler var mı sizin gördüğünüz?

MUHAMMET CEYLAN : Yani bizim çalışma alanımız tek minder. Siz de gördünüz. Biz bir tane daha minder istiyoruz.

Peki hocalarınız?

MUHAMMET CEYLAN : Hocalarımızın biri zaten dünya şampiyonu. Diğeri Türkiye’nin en iyi klübünden çıkma. Diğerinin Türkiye içi çok büyük başarıları var.

Peki senin eksik gördüğün şeyler neler?

HARUN KILIÇ : Minderimiz çok küçük olduğu için bazen sakatlanmalar çıkıyor. Bir de antremanların sonlarına doğru minderler kayıyor. Aralarında boşluk oluşuyor. Bir de halatlarımız orta kısımlarından incelmeye başladı artık çeke çeke.

Filmde görüyoruz sakatlanıyorsunuz. Mesela parmaklarınız şişiyor, dönüyor vesaire. Sağlık konusunda yeterli bir destek sağlanıyor mu?

HARUN KILIÇ : Hocalarımız saolsunlar ilgileniyorlar bizimle.

Hocalarınızı gördüm zaten orada her şeyi yapıyorlar size. Ama bir doktorunuz yok sanırım?

HARUN KILIÇ : Yok, doktorumuz. Dokoru geçtik sağlık dolabımız bile yok.

Sizden başka, Spor Bakanlığı’na bağlı başka güreş merkezleri var mı?

HARUN KILIÇ : 33 tane olması lazım eğitim merkezi.

Sen Amasyalısın ve Amasya’ya pehlivan diyarı denir.

BARAN KENDİRLİOĞLU: Amasya’da güreş futboldan vesaire daha değerli görülür. Amasya’da ismin bir kere pehlivana çıktımı herkes seni tanır. Pehlivan, pehlivan, pehlivan diye çağırır herkes seni.

Peki sen Amasyalı eski pehlivanları biliyor musun?

BARAN KENDİRLİOĞLU: Mahmut Demir var, Avrupa Dünya Olimpiyat şampiyonu. Ondan sonra Hamit Kaplan var.

Kaç kardeşsin?

MUHAMMET CEYLAN : Benim 2 tane abim var.

Özlüyor musun onları?

MUHAMMET CEYLAN : Bazen özlemiyorum. Bazen annemle babamı da özlemiyorum. Yani özlüyorum da ağlayacak kadar değil. Ağlamayı da sevmiyorum zaten. Kaçmam da.

Peki kardeşinin güreşle alakası var mı?

MUHAMMET CEYLAN : O da yapacaktı da sonra bir gün gelip bıraktı. Kaleci o. Bir de defans.

Peki sen kaç kardeşsin?

HARUN KILIÇ : 3 kardeşiz. Bir abim bir de benden küçük erkek kardeşim var.

Peki onlar ilgili mi güreşle?

HARUN KILIÇ : Onlar güreşe gitmiyorlar ama küçük kardeşime hareketleri öğretiyorum ben.

Senin peki kardeşin var mı?

BARAN KENDİRLİOĞLU: Benden küçük erkek kardeşim var. Ama o daha iki buçuk yaşında.

Yani şu an ailenin tek çocuğusun sayılır.

BARAN KENDİRLİOĞLU: Ailemi özlemiyorum da, kardeşimi özlüyorum.

 

 

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.