Figüran filminin güzel yıldızı Serenay Aktaş hayranlarını ikinci ailesi gibi gördüğünü belirtti. Aktaş Türk sinemasında Hülya Avşar’ın yerinin ayrı olduğunu da sözlerine ekledi.

Eskiden sinema oyuncusu olmak hem dana zor hem de emek isteyen bir işti. Bugün ise gün geçmiyor ki yeni bir isim oyuncu olarak ortaya çıkmasın. Serenay Aktaş kariyerinin başında bir oyuncu. Figüran ilk sinema filmi sayılabilir. Bunun dışında Çılgın Dersane serisinde de yer bulmuş. Bir iki dizide de boy göstermiş güzel yıldız. Ama ona da sinema oyuncusu diyebilmemiz için uzun bir zaman gerekiyor. Türkiye’de artık ünlü ve oyuncu kavramının tartışılmaya açılması gerektiğine inanıyorum. Bu konuya önümüzdoeki günlerde döneceğiz. Şimdiyse Serenay Aktaş ile yaptığımız röportaj okuyalım, bakalım neler demiş ünlümüz.

Senaryo size geldiğinde sizi etkileyen şey ne oldu? Senaryoyu okuduğunuzda neler hissettiniz?

Senaryoyu okuduğum zaman karaktere çok ısındım, kendimden bazı şeyler buldum. Hikayesi sıcak geldi, sektörün içinden olması da beni cezbetti açıkçası.

 

Rolünüzü biraz anlatabilir misiniz?

Filmde Pelin Şafak isimli bir starı canlandırıyorum. Türkiye’nin aranan yüzü olan Pelin Şafak, heyecanlı, sürprizlerle dolu, işini seven fakat insanların menfaatleri uğruna etrafında dolaşmasından oldukça sıkılmış bir star. Her ne kadar star olsa da öncelikle samimiyete önem veriyor. Seyirciler Pelin Şafak’ta Serenay’dan da bazı şeyler bulacak. Beni tanıyan herkes bilir; samimiyet benim için de öncelikli…

 

Oynadığınız rolde ünlü bir oyuncuyu canlandırıyorsunuz. Role hazırlanırken nelerden yararlandınız?

 

Rolüme oyuncu koçu Eraslan Sağlam hocamla hazırlandım. Yabancı bayan oyuncuları örnekleyerek gittik. Yeşilçam’da da jöndamlarımız var. Onlardan da esinlendik.Bazı şeylerden örnek alıyorsunuz fakat karaktere asıl katkıyı siz yaparsınız. Pelin Şafak aslında bana biraz yakın bir karakter, izleyince de anlaşılacaktır. Sadece onun kadar açık olamam yani çekingen bir yapım vardır kamera arkasında.

 

Türk sinemasında etkilendiğiniz kadın oyuncular kimlerdir?

 

Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Hülya Avşar ve birçok isim var. Ama Türkan Şoray ve Hülya Avşar’a olan hayranlığım bir başka.

 

Yeşilçam komedisi trajikomik bir yapıya sahiptir. Halbuki 2000 sonrası komediler daha çok absürt komedi. Siz hangisini tercih edersiniz? Figüran filmini hangi kategoriye koyuyorsunuz?

Ben filmimizi ikisine de koyuyorum. Yeşilçam ruhu da var, günümüzün komedi ruhu da…

 

1980 ve 90’ların ikinci yarısına kadar sinemamızda feminizmin etkisi gözükür. Bunun faturasını ödeyen (Müjde Ar, Nur Sürer) oyuncularımız var. Fakat 2000 sonrası bu anlamda sinemamızda bir geriye adım atıldığını düşünüyorum. Bir kadın oyuncu olarak buna katılıyor musunuz? Bu tür rolleri oynamanın risklerini göze alır mısınız?

 

Öyle bir risk almak büyük cesaret doğrusu. Ben alır mıydım, büyük ihtimal alamazdım, almayı da düşünmüyorum açıkçası. Ama Türk sinemasında bazı kadın oyuncuların bu cesareti göstermesi gerekiyormuş galiba. Şimdiki döneme de gelirsek, Türk sineması çok daha gelişti, evet feminizm biraz geri planda kaldı gibi gözükse de ben yine de tam olarak geri planda kaldığını düşünmüyorum.

 

Fanlarınızdan filmle ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Evet, onlara ‘ikinci ailem’ diyorum aslında. Düşünsenize, hiç görmeden sizi karşılıksız seviyor ve destekliyorlar, sizde kendilerinden bir şeyler buluyorlar. Ben de elimden geldiğince bu ilgilerini suistimal etmiyorum. Hepsi benim için çok değerli. Filmi sabırsızlıkla bekliyorlar ve onlar da benimle birlikte başrol heyecanımı paylaşıyorlar.

 

Sizce izleyici neden Figüran filmini izlemeli?

 

Hemen herkesi içine çekecek sımsıcak bir komedi izleyip doyasıya gülmek ve eğlenmek istiyorlarsa kesinlikle Figüran’ı izlemeliler. Bazen gülerken durup düşünmek, biraz da olsa duygulanmak istiyorlarsa da Figüran’ı izleyebilirler. Set ortamını merak ediyorlarsa, sıcak ve samimi bir aşkı hissetmek istiyorlarsa da ve en önemlisi doyasıya gülerken hayatının tatilini kazanma şansına sahip olmak istiyorlarsa da izlemeliler.

 

Figüran Filmi bu güne kadar yapılmamış bir ilke imza attı. Filmi izleyen 3 şanslı izleyicisi Ağustos ayında Hollywood’a Universal Stüdyoları’nı gezmeye gidecek. Bilet ile özçekim yapıp http://www.figuranbenihollywoodagotur.com adresine gönderiyorsunuz, ve bizimle birlikte Hollywood’a giden 3 şanslı kişiden biri olma şansı kazanıyorsunuz.

 

Sizce Figüran, rakipleri arasından sıyrılacak mı?

Kısmetse Figüran iyi bir gişe yapacak. Çok iddialı konuşmayı sevmem, direkt; “şu kadar milyon yapacak!” demiyorum. Ama iyi bir gişe yapacağından şüphem yok. Biz, güldürmek, eğlendirmek, düşündürmek, şaşırtmak ve biraz duygulandırmak istiyoruz seyirciyi.

1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.