Gazeteci Selahattin Duman, Vatan gazetesinde 24 Şubat tarihinde yayınlanan yazısında, sinema yazarlarını Oscar filmlerini “korsandan” izlemekle itham ediyor ve aynı gazeteden meslektaşı olan Reha Muhtar’ın Lincoln filmi yazısını öve öve bitiremiyor.

Üstelik araştırmış, Reha Muhtar sırf bu film için sekiz saat New York’a uçmuş. Broadway Caddesi’ndeki Panaroma Otel’in hemen karşısındaki sinemada filmi seyredip, aynı gece İstanbul’a dönmüş, uçakta yazdığı Lincoln yazısını son anda yazı işlerine yetiştirmiş.. Yani rabbim Broadway demiş! İyi de niye?

Steven Spielberg’in Oscar’larda 12 adaylığı bulunan ve ikisini kazanan Lincoln filmi için 5 Şubat tarihinde Beyoğlu Sineması’nda basın gösterimi yapıldı. Film, 8 Şubat’ta ülkemizde gösterime girdi. Amerikalara kadar uçup o kadar telaş yaşayacağına gelip bizim gibi az kazanan ama sinemayı çok seven film eleştirmenleriyle birlikte günler öncesinden izleseydi ya da memleketin gayet konforlu sinemalarından birine gitseydi.

5 Şubat’ta basın gösterimi yapılan, 8 Şubat’ta gösterime giren bir filmi Türkiye’de izlemeyip 23 Şubat’ta yayınlanan yazısı için ABD’ye uçmak? Yazı bir ay önce yayınlansa anlayacağım ama… Reha Muhtar bu, ithalatçıya rica etse onun için özel gösterim yaparlar. Herhalde, ABD’nin ikon başkanını anlatan filmi yine o topraklarda izlemek istedi ama o zaman da The Hobbit için Orta Dünya’ya gitmek gerekir!

Ayrıca Selahattin Duman yazısında “İnsan izlemediği filmler hakkında fikir sahibi olur mu”? diye soruyor, memlekette sinema yazan herkesi makineliyle tarıyor ama talihsiz bir iddia bu! Cevabını da Habertürk yazarı Kerem Akça Twitter’dan vermiş, diyor ki;

“Selahattin Duman’ın 24 Şubat’ta bir yazı yazıp ’Oscar adayı filmleri Türkiye’de vizyona girmediği için sinema yazarlarının korsandan izlediğini belirtmesi çok garip. 9 adaydan 8’i vizyona girdi. Bunlardan son ikisini de 8 Şubat haftasında tamamladık. Üstelik girmeyen Sefiller’e de1, 5 ay önce özel gösterim yapıldı.”

Selahattin ağabeyciğim, sen bizim büyüğümüzsün, yazılarını keyifle okurum ama bu vizyon/gösterim işleri karışık. At yarışı oynar gibi takip etmek gerekiyor. Dikkatli olmak lazım yazarken! 10 filmden 9’unu gayet yasal şekilde izleyen bir sinema yazarının Oscar’da yarışan filmler üzerine ahkam kesmesinden daha normal bir şey yoktur. Sinema yazarları internetten film indirir de izler mi, izler elbette… Sen de bunu yazabilirsin ama yanaştığın kıyıda iskele yok! Başka taraftan gel…

Son olarak, yazısından anladığım şey kendisinin basın gösterimlerini ya da Türkiye sinema vizyonunu hiç takip etmediği… Başka türlü bu yazının çıkmasına imkan yok! Eğer basın gösterimlerine gelmek istiyorsa bana bir mail atması yeterli, hatırlı tanıdıklarım var. Blogcuları bile çağırıyorlar, ona da bir koltuk ayırırlar memnuniyetle…

2005 yılında "Öteki Sinema" sitesini açtı. Rahmetli sinema yazarı Metin Demirhan ve Ali Murat Güven’in verdiği güçlü destekle başlayan bu kişisel macera şimdilerde Türk sinema bloglarının amiral gemisi haline geldi. Murat Tolga Şen, Sinema yazarlığı ve blogculuğuna önem vermeye devam ederek katıldığı platformlarda sinemanın farklı taraflarını konuşmaya devam etti. Blogculuktan profesyonel sinema yazarlığına geçişi ise 2010 başlarında sinema sitesi Beyazperde kadrosuna katılmasıyla oldu. Ayrıca online sinema dergisi Cinedergi, Fotografya, Gölge, Yeni Harman, Modern Zamanlar, Film Arası gibi yayınlara da katkı sağlıyor. 2012 Ocak ayından bu yana Medyaradar sitesinin sinema ve televizyon yazıları da yine Murat Tolga Şen’in kaleminden çıkma.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.