İçinden geçtiğimiz olağanüstü dönemde gezegenimizin değişim çağrısına kulak vermek üzere 19-22 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek ‘Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’ İstanbul’da Pera Müzesi’nde kısa ve uzun metrajlı belgesel izleyicilerle buluşacak. SYFF2020 seçkisi, sürdürülebilir yaşamın ancak gezegendeki tüm canlıların yaşam ortamı ve koşulları sürdürülebilir olduğunda mümkün olduğunu; iyi olmamız için mevsimin, havanın, suyun, toprağın, yabanın, çiftçinin, tohumun, ormanın, böceğin, domatesin, komşunun iyi olması gerektiğini hatırlatıyor. Herkes iyiyse biz de iyiyiz…

19 Kasım’da “Milletler Birleşince: Acil Zamanlar için Acil Çözümler (Nations United: Urgent Solutions for Urgent Times) filmi ile açılışı gerçekleşecek ‘Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nin kurucuları Tuna Özçuhadar ve Pınar Öncel “Toplumsal dönüşüme katkı vermeyi amaçlıyoruz. Dünyamızı tüketen kültürün yerine onarıcı bir kültürü birlikte yaratabiliriz” diyor.

13 yıldır devam eden ‘Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nin başarıyla devam etmesinin sırrı nedir?

Festivalin içeriği ve ona olan ihtiyaç diyebiliriz. Tabii ki festivalin organizasonunda yer alan ekibin, gönüllülerin ve destekçilerin bu doğrultuda ortaya koyduğu niyet, kararlılık ve çaba da önemli. Umarız günün birinde, çok da geç olmadan, gezegen üzerinde yaşayan her insanın gerçekliği belgesellerdeki ilham verici hikayeler gibi olur, belgesellerdeki yaratıcı çözümler herkesin yaşamında yer alan sıradan olaylar olduğunda başka hikayeler anlatmanın zamanı gelir.

HERKESİN GÜNDEMİNDE OLMASINI İSTİYORUZ

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali nasıl doğdu?

SYFF 2008 yılında sürdürülebilirlik kavramının ve birbiriyle etkileşim içinde olan sistemik sorunların daha iyi anlaşılmasını sağlamak, dünyanın farklı bölgelerindeki hikayelerle ilham vermek ve yeni bir yaşam kültürünün oluşmasına katkı vermek amacıyla doğdu. Bu konunun herkesin gündeminde olmasını arzu ettik; insanların bu konularda çalışabilmesi ve iletişim kurabilmesi için bir alan, bir zemin oluşturmak istedik.

Bu festival ile neyi amaçlıyorsunuz?

Toplumsal dönüşüme katkı vermeyi amaçlıyoruz. Dünyamızı tüketen kültürün yerine onarıcı bir kültürü birlikte yaratabiliriz… Mevsimin, havanın, suyun, toprağın, yabanın, çiftçinin, tohumun, ormanın, böceğin, domatesin, komşunun, herkesin iyi olduğu, herkese iyi gelen bir kültür…

GENİŞ BİR YELPAZE SUNUYORUZ

Bu yıl sinemaseverleri neler bekliyor?

Öncelikle biz SYFF takipçilerini sürdürülebilirlik tutkunları ve değişim ajanları olarak tarif ediyoruz. Elbette aralarında sinemaseverler de vardırJ  Bu sene Pera’daki gösterimlerde yer alacak 20 adet kısa ve uzun metrajlı belgeselde sürdürülebilir tarım ve gıda sistemleri, tohum, onarıcı hayvancılık, su hakkı, iklim değişikliği ve göç, altın madenciliği ve atıklar, mega yangınlar, biyoçeşitlilik, doğa koruma ve yabani hayat, sosyal girişimcilik, sürdürülebilir ekonomi gibi çok geniş bir yelpazede insanlığın kendi yarattığı sistemik sorunlarla ne şekilde mücadele ettiğini, nasıl çözümler ürettiğini izleyeceğiz.

PERA MÜZESİ’NE BEKLİYORUZ

Pandemi dönemiyle birlikte programda değişiklikler oldu mu? Pandemi Döneminde gerçekleşecek festivalin mesajı nedir?

Her sene coşkulu, kalabalık, film gösterimlerinin yanı sıra konuşmacılar ve müzik gruplarıyla coşkulu bir buluşma şeklinde geçen festival bu sene 19-22 Kasım tarihlerinde Pera Müzesi’nde pandemi önlemleriyle çok daha sakin bir formatta gerçekleşecek. Ayrıca festivalin 1-6 Aralık tarihlerinde Surdurulebiliryasam.net adresinde çevrimiçi bir versiyonu gerçekleşecek: SYFFEVDE. Böylece gösterimlere tüm Türkiye’den katılım sağlanabilecek.

Festivalin mesajı pandemiyle birlikte değişmedi. Pandemi; iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı, atık vb sorunları üreten hasta bir sistemin semptomlarından biri sadece. Yeni bir yaşam kültürü oluşturabiliriz ve halihazırda dünyanın her yerinde yaratıcı çözüm örneklerini görüyoruz. ‘Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nde izleyicileri her sene olduğu gibi gezegenimizin değişim çağrısını aktaran bir seçki bekliyor.

Sanat etkinliklerinin ve sanatçıların çok zor geçirdiği bir dönem. Çözüm önerileriniz neler olabilir?

Sadece pandemiyle sınırlı olmayan zor bir sürece girdik. Küresel iklim değişikliği, kaynakların sorumsuzca tüketilmesi, artan atıklar ve toksisite, biyoçeşitliliğin azalması, yaban hayatın, canlıların yaşam alanlarının insan tarafından istila edilmesi, ve diğer tüm sorunlar hem çözmemiz gereken hem de yaşamlarımızda sebep olduğu sorunlara adapte olmamız gereken sistemik sorunlar…  Ve etkileri sadece sanat etkinlikleri ve sanatçılarla sınırlı değil elbette. Adaptasyon becerisi önemli, ayrıca en önemli konuların başında işbirliği ve dayanışma geliyor, bu sorunlarla hiç kimse tek başına mücadele edemez. Sorunlar da insanlar da birbirinden ayrı ele alınamayacak şekilde karmaşık ilişkiler içerisinde. Ekonomi, ekoloji ve toplum iç içe. Herhangi bir sistemde sorun varsa diğer sistemlerde de mutlaka sorun var demektir. En çok ihtiyacımız olan da yaratıcılık. Sınırlar genelde kafaların içinde olabiliyor, özgür düşünceye sahipsek ve ilham alabileceğimiz ortamlardaysak dönüşüm için potansiyeller yaratabiliriz.

 

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.