Bilindiği üzere Hollywood tarihi dramlara ağzının suyu aka aka bayılır, biyografik dönem filmlerini de bu anlamda -en azından işçilikte- iyi kotarır. Yalnız ironik bir biçimde Amerika’nın kendi tarihinde herhangi bir kral-kraliçe, monarşi yönetimi olmadığından bu hikayeleri başta İngiltere olmak üzere ağırlıklı olarak Avrupa’dan alır! Zira kendi üretebildiği yegane monarşik öykü Disney Prensesleridir…

2019 Şubat ayında ülkemizde de vizyona girecek olan “Mary, Queen of Scots” filminin ekseninde, hem İngiltere tarihçesinden hem de sinema-tv’den gelip geçen ‘kraliçelere’ göz atmak istedik…  Ve yine biraz ansiklopedilere gömüldük.

 

Kraliçe I. Mary (1516 – 1558) ve biraz mecburi 16.yy İngiliz tarihi: Nam-ı diğer Mary Tudor ya da kokteyli de hiç fena olmayan “Bloody Mary.”!

İskoçya Kraliçesi Mary Stuart ile karıştırılmaması gereken karakter. Zira evliliklerle iç içe ‘geçmiş kraliyet ailelerinin üyelerini (Yorks, Tudors, Lancasters, Stuart) soyağacı[1] olmadan karıştırmak oldukça olası.

 

İngiliz kraliyet ailesinin resmi sitesinde[2] Kraliçe I. Mary için ilk “Regnant Queen” tanımı yapılmaktadır. Yani evlilik yoluyla değil de veraset yoluyla kraliçelik ünvanını alan ilk kraliçedir. Katolik İngilizlerin baş belası Henry Tudor’un, yani ilk eşi Catherine of Aragon’dan boşanmasını reddeden Katoliklik kilisesine baş kaldırıp “Ben de kendi kilisemi kuruyorum o zaman!” diyerek ikinci eşini alan VIII. Henry’nin ilk eşinden hayatta kalabilen ilk çocuğu ve tek kızıdır. Zira babası tahtın varisi olabilecek bir erkek beklerken, yaşayabilen tek çocuğunun Mary olması, VIII. Henry’yi kendisine erkek çocuk verebilecek ikinci bir eş (Anne Boleyn) aramaya itmiştir. Bir anlamda Mary’nin kaderi, İngiliz Angolosakson Kilisesinin doğmasına neden olmuştur!

 

Ah Mary vah Mary! Babasının ikinci evliliği yüzünden o ve üvey kız kardeşi I. Elizabeth gayr-ı meşru olarak ilan edilir ve VIII. Henry’nin Jane Seymour’dan doğan tek erkek evladı IV. Edward, babası öldükten sonra sadece 6 yıllığına tahta geçer. Üvey kardeşi tüberkülozdan ölünce “Taht artık benim hakkımdır!” diye sadece 9 gün tahtta kalan Lady Jane’e (onunki de ayrı trajedi) ve çevresindekilere karşı isyan başlatan I. Mary, sonunda arzusuna kavuşur. Ama İngiliz Protestanlarına ve Yahudilerine bu çok pahalıya mal olur. Katolik inancını ve kilisesini tekrar güçlendirmek için kanlı bir kıyım başlatan Mary, meşhur ünvanını da böylece alır.

Nihayetinde sadece 5 sene sonra çıkan güçlü bir isyanı bu sefer bastıramaz ve Anne Boleyn’in kızı I. Elizabeth İngiltere Kraliçesi olur.

 

Aslında kendi başına sırf Mary Tudors olmaktan kaynaklanan ve bir anlamda Hristiyanlık mezhepler tarihine yön veren bir hayat hikayesi olmasına rağmen sinema tarihçesinde şimdiye kadar pek değeri bilinmemiş bir karakter maalesef I. Mary. Fransız edebiyatının büyük üstadı Victor Hugo’nun tiyatro eseri Marie Tudor’dan 1900’lü yılların başında uyarlanan kimi yapımların dışında dört başı mağrur bir film de görünürde yok. (Atlamış da olabiliriz, bulabilen yorumlara ekleyebilir.)

 

Ya The Tudors gibi hanedanı anlatan dizilerde belli bir dönem aralığında işlenen bir karakter (The Tudors’ta Sarah Bolger / 1969 tarihli Bin günlük mutluluk filminde Nicola Pagett) ya da üvey kız kardeşi I. Elizabeth’i merkezine alan filmlerde (1998 tarihli Kraliçe Elizabeth’te Kathy Burke) yan karakter olarak karşımıza çıkıyor I. Mary. En çok da üvey kardeşi  IV. Edward’ın ölümünden sonra bir akt ile tahta geçmiş olan Leydi Jane’nin (1936 tarihli Nine Days a Queen filminde Gwen Ffrangcon Davies / 1986 tarihli Lady Jane filminde Jane Lapotaire ) hazin öyküsünü anlatan filmlerde rastlıyoruz I. Mary’ye.

 

Kraliçe I. Elizabeth :  Annesi Anne Boleyn’e rağmen, babası VIII. Henry’ye kendisini beğendiremeyerek yine kraliyet dışına, gayr-ı meşru evlat olarak atılan I. Elizabeth’in tabiri caizse geri dönüşü muhteşem olmuş ve “Öyle olmaz, böyle olur !” diyerek tahtta tam 45 sene geçirmiş. Üvey ablası I. Mary ile Katolik-Protestan ayrılıklarına düşen, hatta bir süre hapis hayatı yaşayan, nihayet İngiltere kraliçesi olduktan sonra da kuzeni İskoçya Kraliçesi Mary Stuart’ın tahtta hak iddia ederek başkaldırması sonucu yeni bir krizle boğuşmuştur. Mary Stuart’ın idamından sonra en azından taht kavgası biten Bakire Kraliçe Elizabeth’in hükümdarlığı, İngiltere tarihinde halen Altın Çağ olarak anımsanmaktadır…

 

Başlıca film ve diziler: Kraliçe Elizabeth (1998) / Elizabeth: Altın Çağ (2007) Cate Blanchett

Aşık Shakespeare (1998) Judi Dench / Mary Queen of Scots (2018) Margot Robbie

Mary, Queen of Scots (1971) Glenda Jackson / Orland (1992) Quentin Crisp

Kralsız Kraliçe (1955) Bette Davis/ The Royal Diaries: Elizabeth I – Red Rose of the House of Tudor (2000) Tamara Hope / The White Queen (Mini seri 2013) Rebecca Ferguson /Reign  (2013–2017) Rachel Skarsten

 

İskoçya Kraliçesi Mary Stuart : Çocukluğundan itibaren de pek parlak bir kaderi olduğu söylenemez Mary’nin. İskoçya tahtının tek varisi olarak küçük yaşta Fransa’ya eğitime gönderilen, dinine bağlı bir Katolik olarak II. Françoise ile evlenip, 1 sene içinde dul kalan, gerisin geriye ülkesine dönen, döndüğünde ortalığın Protestan-Katolik gerginliği ile kaynadığını gören bir kraliçe kendisi. Ülkesine döndükten sonra evlilikleri başına hep bir şekilde (mezhep ayrılıklarından dolayı) bela açan Mary’nin ölümü, kuzeni I. Elizabeth’in emriyle olur…

 

Başlıca film ve diziler: Mary, Queen of Scots (1971) Vanessa Redgrave / Mary of Scotland (1936) Katharine Hepburn / Mary Queen of Scots (2013) Camille Rutherford / Mary Queen of Scots (2018) Saoirse Ronan / Reign (2013–2017) Adelaide Kane

 

Jane Grey : İngiltere kraliyet tarihçesinin muhtemelen en bahtsız kraliçesi herhalde Leydi Jane Grey. Genç IV. Edward’ın ölümünden sonra onun vasiyeti üzerine tahta geçen ama I. Mary’nin isyanıyla sadece 9 gün tahtta kalabilen leydi Jane Grey diğer kraliçeler kadar bilindik bir isim olmasa da trajik sonu nedeniyle sinema tarihine hediye ettiği filmler olmuştur.

Başlıca film ve diziler: Nine Days a Queen (Tudor Rose, 1936) Nova Pilbeam / Lady Jane (1986) Helena Bonham Carter

 

Anne Boleyn : VIII. Henry’nin uğruna Katolik Kilisesi’ne baş kaldırdığı sonrasında, erkek çocuk sahibi olamayınca ihanet ve zina bahanesiyle idamına hükmettiği, hem şanslı hem de talihsiz İngiltere kraliçesi. Fransa’da aldığı eğitim, terbiye ve kültür sonrası İngiltere sarayına döndüğünde, hem güzelliği hem de zekasıyla VIII. Henry’nin kalbini çalmıştır. Katolik Kilisesi’nin evliliklerini tanımaması üzerine Prostestanlar tarafından yüceltilse de Ortaçağ Avrupası’nın ‘cadılık’ lanetinden kurtulamamıştır.

 

Başlıca film ve diziler: Bin günlük mutluluk (1969) Genevieve Bujold) / Boleyn Kızı (2008) Natalie Portman / The Six Wives of Henry VIII (1970) Dorothy Tutin / The Other Boleyn Girl (2003) Jodhi May / Henry VIII (2003) Helena Bonham Carter / Anna Boleyn (1920) Henny Porten

 

Victoria :  İngiliz kraliyet hanedanının Hanover ailesinden gelen Victoria 18 yaşındayken geçtiği tahtı 1901’de ölümüne kadar korumuş, 60 yıldan fazla süren hükümdarlığında (Viktoryen Dönem) Birleşik Krallık’a endüstri devrimiyle birlikte altın çağlarından birini daha yaşatmıştır. Öyle ki sömürgeciliğin dörtnala devam ettiği 19yy.’da İngiltere, üzerinde güneş batmayan imparatorluk olarak tarihe geçmiştir. İngiliz mimarisi önemli sıçramalar yaparken, edebiyat alanında da Charles Dickens, Oscar Wilde, Rudyard Kipling gibi pek çok isim Avrupa edebiyat tarihine damgasını vurmuştur. Öte yandan Victoria baskıcı tutumu, toplumsal muhafazakarlığı ile de nam salmış bir hükümdardı. Kadınların oy kullanmasına karşı olan, cinselliğe dair her türlü imayı sözlüklerden, hatta İncil’den dahi silen bir kraliçeydi…

 

Başlıca film ve diziler: Victoria the Great (1937) Anna Neagle / The Mudlark (1950)  Irene Dunne / Victoria Regina (1961) Julie Harris / Genç Victoria (2009)

Emily Blunt / Victoria ve Abdul (2017) Judi Dench / ve de 2016’dan bu yana devam eden dizi Victoria, Jenna Coleman.

 

  1. Elizabeth : Birleşik Krallık kraliçelerinin hala sonuncusu, kekeme kral (Zoraki Kral, 2010) olarak da bilinen babası VI. George’un 1952’deki vefatından sonra hükümdarlık koltuğuna geçen II. Elizabeth, 67 yıl ile şimdiye kadar bu tahtta en uzun oturan İngiltere kraliçesi. Henüz 26 yaşında aldığı kraliçelik ünvanıyla halk tarafından çok sevilen bir hükümdar olan II. Elizabeth 20yy.’ın Soğuk Savaş, Vietnam Savaşı, Sovyetler ve Berlin duvarı yıkılması, ABD’nin Irak işgali (ve süregelen Ortadoğu savaşları) gibi dünya konjonktürünü değiştiren olaylara tanıklık etmiş olmakla beraber, herhalde bu 60 küsür senede en zorlandığı dönemeçlerden birisi, Prenses Diana’nın ölümü olmuştur. Bugün kısacık bir II. Elizabeth aramasında çıkan 50 tane sinema/tv sonucunun yarısından fazlası Prenses Diana ile kraliyet ailesinin ilişkileri üzerine üretilmiş içeriklerden oluşuyor.

Bakalım 2019 itibariyle 71 yaşında olan Galler Prensi Charles kral olabilecek mi?

 

Başlıca film ve diziler: Kraliçe (2006) Helen Mirren / The Crown (2016) Claire Foy ve Olivia Colman Kaçak Prenses (2015) Sarah Gadon /. A Queen Is Crowned (1953) Belgesel,

 

Bonus: Devonshire Düşesi Georgiana’nın peri masalı formatında başlayan evliliğinin, bir asilzade eşi olmanın trajik gerçekliğine dönüşmesini merkezine alan, Keira Knightley’nin başrolde olduğu Düşes (2008) filmi.

 

twitter.com/duygukocabayli

[1] https://www.britroyals.com/royaltree.asp

[2] https://www.royal.uk/

Egeli bir ailenin ilk kızı olarak 1984’te İstanbul doğan Duygu Kocabaylıoğlu Arazlı, lise eğitimini İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamladı. Lisans eğitimindense, İstanbul Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nden 2007’de Edebiyat Uyarlamalarının Sinemadaki Yansımaları üzerine hazırladığı bitirme projesi ile mezun oldu. İlkokul çağında başlayan edebiyat sevgisini görsel sanatlarla birleştirdi ve Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini sürdürdü. Türkiye’de ilk kez ele alınan Polonya Sinemasında Ahlaki Kaygı Sineması bitirme projesi ile 2010’da yüksek lisans eğitimini tamamladı. Kısa film senaryo ekiplerinde, web sitesi projelerinde yer aldıktan sonra 2010 Ekim ayında Beyazperde.com sitesinin editör kadrosuna katıldı. 6 yılı aşkın süre dizi, sinema editörlüğü, proje yönetimi ve genel yayın yönetmenliği pozisyonlarını sürdürdüğü Beyazperde.com’dan 2017 Mayıs ayında ayrıldı. Sinema yazılarına Beyazperde’nin yanı sıra Popüler Sinema, Cine Dergi ve Öteki Sinema gibi farklı yayın organlarında sürdürmektedir. Sinema dışında en çok bisiklet sürer, koşar ve Heybeliada’nın tadını çıkartır. Evli ve bir ayağı İzmir’de olan Arazlı, sinema-kültür projelerine çok yönlü devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.