Netflix’in anasayfasında muhakkak görmüş veya birkaç arkadaşınızın paylaşımında bu diziye denk gelmişsinizdir. Lise komedisi zannederek izlenecekler listesine eklemeyi reddettiyseniz, bir daha düşünün derim.

This image released by Netflix shows Asa Butterfield, left, and Gillian Anderson in a scene from “Sex Education.” (Sam Taylor/Netflix via AP)

Sex Education Konusu:

Henüz 8 bölümü yayınlanan dizinin ikinci sezon hazırlıkları da sürüyor. Spoiler vereceğim uyarısıyla gelin diziye biraz ayna tutalım. Dizi Otis adında lise çağlarında bir gencin odağında dönüyor. Otis’in bir de ilişki ve seks terapisti annesi (Jean) var. Babası ile annesi ayrılmış, anne sürekli partner değiştirerek cinsellik odaklı ilişkiler yaşıyor. Baba da terapist ve uzakta yaşıyor. Otis okulun görünmeyen elemanı, kimse onu fark etmiyor. En yakın arkadaşı Eric. Oldukça renkli bir karakter olan Eric, popülerlik peşinde. Ancak lisedeki her gencin tek bir düşüncesi var, yaşlarının gerektirdiği gibi cinsellik… Okulda ardı ardına gelişen olaylar, Otis’in Maeve adındaki asi genç kızla ortaklık kurarak diğer gençlere seks terapileri düzenleme fikri ile başlıyor. Elbette Otis ve Maeve arasında kıvılcımlar ana hikayenin aşk kanadını oluşturuyor. Diziyi hatırladığımıza göre haydi gelin, izleyenlerle beraber biraz karakterleri deşelim.

Bu Diziyi Neden İzlemelisiniz?

Sex education jnerasyon farkını, ebeveyn – çocuk ilişkisini ve ergenliği trajikomik bir çerçevede işliyor. Eminim birçok ergen ebeveyninin yaptığı hataları görmesine fırsat tanıyacak… Oğlundan ayrışamayan, onun hayatını işgal eden annenin çocukta yarattığı hasar dizide tüm çıplaklığı ile görülüyor.

Dizi, ülkemizde gençler tarafından neredeyse konuşulması bile utanç vesilesi olan seksi masaya yatırıyor. İzleyicilerin kendilerini tamamen yalnız hissettiği pek çok cinsel problemde, aslında sorunun dünya çağında yaygın olduğunu görmesi için fırsat sunuyor. Cinsel problemlerin nedeni elbette fizyolojik sorunlar da olabilir ancak psikolojik sebepler de cinsel sorunların kaynakları arasında. Dizi, cinsel problemlerin konuşulabilir, çözülebilir olduğunu kanıtlıyor. Elbette çözümün de o kadar zor olmadığını… İletişimin her çözümün başlangıcı olduğunu… Gerçek cinsel sorunlar ve vakalara yakın seçilen örnekler, cinselliğe bakışın kişiden kişiye, kültürden kültüre nasıl değiştiğini göz önüne seriyor. Ayrıca soruna bakış açınızı güncelleyerek, izleyiciye tabuları sorgulatıyor.

Hikaye lisedeki gençleri anlatıyor doğru, ancak karakterler öyle güzel çizilmiş, her birinin psikolojisi, motivasyonu nakış gibi işlenmiş ki hayran kalmamak mümkün değil. “Çerez dizi” diyenlerin çok olduğunu duyuyorum, yalnız biraz karakter analizleri üzerinden değerlendirirseniz, diziyi mükemmel bir harita formatında görebilirsiniz. Ben de sizler için zihnimde beliren haritayı biraz anlatmak istiyorum. Bu satırdan sonra yazacaklarımın spoiler içerdiğini belirtmek zorundayım, ancak karakterleri çözümlerken o kadar heyecan duydum ki, yazmadan edemedim.

Aşk Karmaşası İçinde Anne Bulmacası

Malumunuz, temel bilgidir: anne bebeklerin ilk bağlanma deneyimlerini yaşadıkları nesnedir. Bebek kendinin ayrı bir birey olduğunu anladıktan sonra ömrü boyunca anne ile olan birlik halini arar ve aradığı birini arzulamanın yanında onun arzu nesnesi olabilmektir. Bir elmanın yarısı, bir fidanın dalı, aynı dalın üzümü benzetmeleri boşuna değil… Erkek çocuğun ilerleyen dönemde, babayı da rekabet edilecek bir figür olarak alıp, anneye kendini beğendirme çabası da beklenendir. Arzulanması yasak olan anne figürü, yine de çocuğun imgeleminde yer eder ve ilişkilerinde seçimler yaparken bu imgelemden yararlanan erkek sayısı hiç de az değildir. Otis’in annesi Jean ile Maeve arasında da ilk bölümde ciddi anlamda benzerlikler vardı. Jean asla sevgilisi olmayacağını söylerken, Maeve seviştiği erkeğin eve bırakma teklifini “Posta kutumun numarasını bilmene gerek yok” diyerek reddediyordu. Jean, diplomalı bir seks gurusuyken, Maeve ise hakkındaki dedikodulardan dolayı okulun seks ilahesiydi. İkisinin de ilişkileri cinselliğe indirgenmişti. Jean kendini oğlunun hayatını adeta işgal ederek ilişki ihtiyacından uzak tutarken, Maeve ise hayatının işgal edilmesinden korkarak ilişki isteğini göz ardı ediyordu. Yani Jean ve Maeve ilk bakışta çok benzer ancak farklı yönelimde karakterlerdi. İlk bölümde Otis’in Maeve’i uzaktan gördüğü ve kaçındığı, ondan saklandığı sahneleri hatırlarsınız. Sizi bilmem ama o sahnelerde Maeve’den kaçış dürtüsüne neden olanın, Otis için belki de ensest çağrışımı olabileceğini düşündüm. Maeve, Jean’in bir başka versiyonu gibi geldi ilk bölümde, bence Otis’i de çeken bu benzerlik oldu. Her ne kadar annesinin kendisinden ayrışamadığını belirterek bundan şikayetçi olsa da Otis de her canlı gibi, aşk ilişkilerinde bebeklikte anne ile kurduğu eşsiz birlik hissini arıyordu.  Otis’i başlarda korkutan ve çekici gelen bu histi. Sonraları ilişkiler içinde Maeve ile Otis yakınlaştıkça Otis’in annesi ile olan ilişkisinde de kartların daha açık oynandığını gördük. Maeve de dönüştü, Jean de… Otis son olarak kitap konusundaki haklı isyanıyla annesine sınır çizerken, Maeve ile olan bariyerlerini bir bir aşıyordu. Mükemmel karakterizasyon…

Dizinin Yaramaz “Çocuğu” Adam

Dizide en beğendiğim karakterlerden biri Adam’dı. Boşalamama sorunu yaşayan Adam’ın büyük penisi nedeniyle yürüyen namının altında ezildiği aşikardı. Aşırı otoriter baba da onun günümüzde sağlıklı bir cinsel yaşamının olmamasının nedeniydi. Fark ettiyseniz, Adam boşalamama sorununu anlatırken, Otis’e bir anda babasından bahsetmeye başladı. Performans kaygısı, zihninde asla karşı koyamayacağı despot ve her zaman haklı bir baba ile rekabetin sonucuydu. Adam henüz bir yetişkin olamamıştı ki… Babasının gölgesinde kalan bir oğlan çocuğuydu, erkek olamamıştı. Tenefüslerde sopayla arkadaşını dürtüyor, şiddetle iletişim kuruyordu. Çocuk gibi… Bu nedenle Adam, sorununu aştıktan sonra herkesin ortasında pantolonunu indirerek okulda bir skandala imza attı. Bizdeki “Göster amcalara” olayında pek de farklı değil anlayacağınız. Adam, erkek olduğunu ilan etti. Çocukçaydı değil mi? Çünkü o belli ki çocukluktan başka bir role alışık değildi, başka türlüsünü bilmiyordu.

İşgalci Anneye Karşı Açılan İlk Cephe: Okul

Otis’in okulda gizlice seans yapma ve para kazanma fikrini kabul ettiği sahneyi hatırlayın lütfen. Adam ile konuşmasının işe yaradığını ve birinin cinsel sorununu çözdüğünü öğrenmişti Otis. Annesi ve babası seks uzmanı olmasına rağmen onun problemi kendine bile dokunamamaktı. Otis bu işi annesinin kontrolündeki güvenli alandan çıkabilmek için kabul etti aslında. Onun sarsılmaz bilgeliği ve her şeyi bilen tavrına karşı, Otis de bir şeyler bildiğini ilk kez kendine ispat edebildi. İşgal edilen benliğin içinde annesinin asla onay vermeyeceği, “yasadışı” bir eyleme imza atmanın hazzını duydu. Üstelik bu eylem kendi bedeninde, annesinin dünyaya getirdiği vücutta yapamadığı bir aktiviteyi, başka birinin vücudunda deneyimlemesine yardım etmekti. Otis annesine karşı bireyselleşmede ilk roundu Adam’ın boşalmasına yardım ederek aldı. Bu nedenle işi kabul etti. Okulda terapi seansları, onun anneye karşı varoluş savaşının ilk cephesiydi. Zira, seks annesinin yani Jean’in iktidar alanıydı.

Eric Aksından Sürpriz Bekliyorum

Dizinin kimlik bunalımı ve toplumsal baskı karşısındaki gitgelleri ile en dikkat çeken karakteri Eric, babası ile ilişkisi üzerinden hikayede sıklıkla konu edildi. Öyle ki, son bölümlerde yaşadığı ilişki bile, babası ile olan diyalogu bir başkasının baba yarasını depreştirdiği için o kadar gerçekti ve gerçekleşti. Dizide babanın kimi zaman kadın kıyafetleri ile gezen oğluna “kendine dikkat et” demesi çok vurguluydu. Bu samimiyet bana bazı sürprizlerin işareti gibi geldi. Call me by your name filminin sonundaki müthiş baba oğul diyalogunun benzerini Sex Education’da da görebiliriz gibi geliyor. Yani Eric’in babası da belki gaydir kim bilir?

İkinci sezonu iple çekiyorum. Benimle hemfikir herkese ve diziyi merak edenlere şimdiden iyi seyirler.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. atv haber merkezi’nde ve Radyo Marmara’da yaptığım stajlarla deneyim kazandım. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda “Eleştirel haber okuryazarlığı” eğitimi, İstanbul Film Akademi’de Filmlerle Psikoloji Sinematerapi Atölyesi ve Gümüşlük Akademi’de Ümit Ünal’la Senaryo Bakışı atölyelerine katıldım. One Dergi’de başlayan yazın kariyerime Televizyon Gazetesi.com’da ve Dipnot.tv’de muhabir, yazar ve editör olarak devam ettim. 2008 yılından bu yana televizyon üzerine yazılar yazıyor ve röportajlar gerçekleştiriyorum. Süre zarfında 2. ve 3. Antalya Televizyon Ödülleri’nde “önjüri üyesi” sıfatıyla görev üstlendim. 4 yıl boyunca Dipnot Tablet Dergi’de okurla buluştum, şimdilerde Cine Dergi’de yazı ve röportajlarımla yer almaya devam ediyorum. Kariyerimin bir diğer ayağı olan e-ticaret alanında sektörün lider şirketlerinden birinde 3 seneyi aşkın süre Editör ve Pazarlama İletişim Uzmanı olarak çalıştım. 2016 yılında atv ekranlarına gelen Kaçın Kurası adlı dizinin senaryo ekibinde yer aldım, dizi ve film senaryoları yazmaya devam ediyorum. Gizem Kaboğlu yazıları www.gizemkaboglu.com adresinde arşivlenmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.