Volkan Akbaş ilk kısa filminde korkuyu tercih etmiş, Azem: Cin Karası filmi 1954 yılında bir köyde yaşanmış gerçek bir olaydan esinlenmiş. Filmin yönetmeni Akbaş’la korku sinema geleneğini, isimsiz oyuncuları ve gerçek korku algısını konuştuk. İyi okumalar.

Banu Bozdemir

Merhaba. Sanırım ilk sinema filminiz gördüğüm kadarıyla. Neden korku filmiyle başlamayı tercih ettiniz?

Evet, İlk sinema filmi deneyimim. İlk adımımın bu türde olmasının sebebi; korku duymanın insan doğasında bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çünkü günlük yaşantımızda karşılaşmak istemediğimiz korku ve adrenalini sinema salonunda kontrollü bir ortamda yaşamak, bence insanlara haz veriyor.

 Korku sineması biz de son yıllarda çokça denenen bir tür. Genelde aynı kaynaktan beslenen bir korku algısı var. Cinler. Siz de geleneksel korku öğelerini kullanmayı tercih etmişsiniz. Bu bir tercih mi, zorunluluk mu? Ya da sizin filminizin diğerlerinden farkı nedir?

 

Açıkçası bu yaşadığınız coğrafya ile doğru orantılı. Uzak doğunun kötü ruhu, batının zombisi ya da vampiri Türk insanını korkutmaz. Biz hepimiz dedelerden amcalardan şeytanlı cinli hikayeleri birinci ağızdan dinleyerek büyüdük. Bizim için inandırıcılık bence burada başlıyor.

Azem Cin Karası filmi diğer cin filmlerinden biraz daha farklı, çünkü bu filmde korku öğesini bir vücuda büründürmek ya da animatik görsellerle göz önüne koymak gibi bir düşüncemiz olmadı, hatta hep aksini savunduk. insanların kafasındaki korku unsurunu hayal güçlerine bırakmayı planladık.
Filmin gerçek bir hikayeden yola çıktığı söyleniyor. Bu ve bu tarz filmler için gerçekçiliğin önemli olduğunu düşünüyor musunuz? Yani gerçek bir olay dendiğinde seyircinin korkma kapasitesi mi artacak?

Film, gerçek bir hikayeden uyarlama olunca, izleyici için daha dikkate alınır hale geldiğini düşünüyorum. Bu sadece korku türü için değil diğer türler için de geçerli aslında. Bence bu yüzden bir çok yapımcı ve yönetmen yeni bir hikaye yazmak yerine yaşanmış olayların üstüne gitmeyi tercih ediyor.

Filmde karanlık bir yan var fragmanlardan izlediğim kadarıyla… Filminizde hangi öğeleri öne çıkardınız, yani korkunun hangi malzemelerine ağırlık verdiniz?

Daha önce de dediğim gibi korku çok göreceli bir kavram olduğundan biz ruhani varlığımızın görselini izleyicinin hayal gücüne bıraktık. Zaman zaman da kendilerini bu varlığın gözünden filmin içinde bulmaları için sürprizler hazırladık.
Ekip olarak sizin sette yaşadığınız ilginç olaylar oldu mu?

 

Yani olmadı desem yalan olur. (Gülüşme) Belki de her şey bir tesadüf tabi bilemiyorum ama cinlerin de kendilerine ait rakamları olduğunu önceden biliyorduk. Cinler tüm coğrafyalarda 33 rakamı ile bağdaştırılır. Biz de daha çekim çalışmaları için yola çıktığımız andan itibaren 33 rakamı ile alakalı çeşitli olaylarla karşılaştık. Tabi bunların hepsini çekimden sonra fark ettik ama tüylerimiz ürpermedi değil açıkçası. (Gülüşme) Örnek vermek gerekirse ekip servisimiz 33 kişilik, plakasının sonu 33, sanat malzemesi olarak yanımıza aldığımız eşyalar 33 adet. Çekim mekanımızın yıllar önce kapısına işlenmiş olan adres no 33, filmin tüm görsellerinin aktarıldığı kamera kayıt kartlarının 33 adet olması v.s v.s gibi tesadüf denemeyecek kadar fazla olan olaylar silsilesi.
Korku filmlerinde yönetmenler genelde isimsiz oyuncuları tercih ederler, siz de öyle davranmışsınız. Bunun sebebi etkiyi güçlü kılmak mı?

 

Evet, izleyici bu tür olayların her gün televizyonda gördüğü insanların başına gelebileceğine inanmıyor. Böyle bir kural tabi ki yok ama insan algısı işte, kendinden bir taraf bulamadığında inandırıcılığına pirim vermiyor.

 

Bir Twitter fenomenini oynatmışsınız filminizde, bunun sebebi?

 

Eylül Öztürk ve Zeki Şen yakın arkadaşlarım. İkisinin bir arada olan enerjilerine hep inanırdım zaten. Eylül tam da hikayedeki Elif karakteri için de biçilmiş kaftandı benim için. Zaten sonuçlara baktığım zaman da ikisinin de çok doğru kararlar olduğunu tescil etmiş oluyorum. Bunların yanında Eylül’ ün fenomen olması da tuz biber oldu tabii.
Dünya sinemasında takip ettiğiniz korku filmi çeken yönetmenler var mI? Ve sizi etkileyen korku filmleri?
Stanley Kubrick, Alejandro Amenabar, Wes Craven gibi hayran olduğum ve daha sayamadığım bir çok isim var. Ama son dönemlerde film olarak etkilendiğim Paranormal Activity filmlerinin çok efektif olduğunu düşünüyorum.

 

Ekibin bir hoca tarafından okunmasının sebebi? Sette çalışacak ekip bulmak da zorlandınız mı?

 

Çekime giderken ekip bulma konusunda hiç zorlanmadık fakat ekip çekim mekanının hikayesini ve köyün boş olduğunu duyunca bir tedirginlik yaşadı gerçekten. Bunun üzerine tüm ekibin ortak kararı önce mekanları bir okutmak oldu. (Gülüşme)

 

Yerli korku filmlerinin eksikliği var mı sizce? Varsa hangi yanlarını eksik buluyorsunuz? Siz o eksiklikleri gidermek niçin neler yaptınız?

 

Yerli korku filminden ziyade tüm yerli yapımlar için eksiklik söz konusu bence. Bunun en başında düşük bütçeler ve prodüksiyon maliyetleri geliyor tabi ki. Sinemayı, yatırımcı algısındaki sadece kar etme düşüncesinden uzaklaştırıp, kültür mirası yatırımı algısına dönüştürmek gerekiyor sanki. Şimdilik sektörde yeni olduğumdan dolayı bu tip bir girişimde bulunmak için doğru noktada olmayabilirim. Ama daha ilerde bu konu için çaba göstereceğimden emin olabilirsiniz.
Bir de artık klişedir, bir çift ya da bir aile şımarık ya da mutlu diyelim biz ona, yollara düşer ve hayatının tecrübesini yaşar. Bir nevi tokat atarak insanları kendine getirme durumu mu var bu tarz filmlerde? Neden yerel halkın başına gelmez de daha çok şehirden gelen insanlar sınanır?

 

Bu tip olaylar genelde insanların yoğun olarak yaşamadığı bölgelerde var olduğundan o bölgenin insanları bu gibi durumlara daha bir aşina sanırım. Biz şehirliler biraz hazırlıksız yakalanıyoruz bence Talihsizlik. (Gülüşme)
Bu film seyirci için ne vaat ediyor, neden izlemeli seyirci?

 

Seyirci daha önce izlediği muadillerindeki gibi yaratıklar ya da kesilip biçilen bedenler görmeyecek. Varlığından emin oldukları fakat göremedikleri muhteşem bir güce tanık olacaklar. Hem de Onun gözünden.
Filmografinizi nasıl oluşturmayı düşünüyorsunuz? Bundan sonrada mı korku çekeceksiniz, yoksa daha farklı tür denemelerine girişecek misiniz?

 

Birkaç farklı türde de projem var fakat önümüzdeki sezonda netleştirebileceğim çalışmalar olacak.
Yerli sinemanın son yıllarda bu kadar atağa kalkması konusundaki düşünceleriniz?

 

Son yıllarda genç nüfusun bu alana olan ilgisinin çok büyük bir artış gösterdiğini düşünüyorum. Bununla beraber oyuncu anlamında Türkiye’de çok başarılı isimlerin ve kaliteli yapımların da artması bu ivmeyi açıklıyor bence.

 

Banu Bozdemir
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema yazarlığına Klaket sinema dergisinde başladı. Dört yıl Milliyet Sanat dergisi ve Milliyet gazetesinde sinema yazarı, kültür sanat muhabiri ve şef yardımcısı olarak çalıştı. İki yıl Skytürk Televizyonunda sinema, sanat ve ‘Sevgilim İstanbul’ programlarında yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak görev aldı. Antrakt Sinema Gazetesi’nde iki sene editör olarak çalıştı. Tarihi Rejans Rus Lokantasına hazırlanan ‘Rejans Tarihi’ ve ‘Rejans Yemekleri’ kitabının editörlüğünü yaptı. Rejans Rus lokantası başta olmak üzere birçok şirketin basın danışmanlığı görevini üstlendi. Film + sinema dergisine Türk sineması röportajları yaptı. Küçük Sinemacılar, Benim Trafik Kitabım, 'Çevremi Seviyorum' adı altında on iki tane ‘çevreci’, dört tane fantastik çevre temalı yirminin üzerinde çocuk kitabı bulunuyor. Sosyal medyada yolunu kaybeden bir genç kızın maceralarını anlattığı ‘Leylalı Haller’ yazarın ilk romanı. Kaşif Karınca ise beyaz yakalılara çocuk kafasıyla yazdığı ufak bir yaşam manifestosu özelliği taşıyor. TRT’ye çektiği ‘Bakış’ adlı bir kısa filmi bulunuyor. Halen aylık sinema dergisi cinedergi.com'un editörü, beyazperde.com ve öteki sinema yazarı. Kişisel yazılarını paylaştığı banubozdemir.com sitesi de bulunan yazar filmlerde ve festivallerde jüri üyesi olarak görev alıyor, filmlere basın danışmanlığı yapıyor, sinema ve kısa film atölyelerinde ders veriyor. Çocuklarla sinema ve çevre atölyeleri düzenliyor.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.