Bu ayın sonlarına doğru ülkemizde vizyona bir Fransız aşk filmi giriyor: Aşk Bilmecesi. Fransızca adı ise Çin Bilmecesi anlamına geliyor aslında. Deneyimli yönetmen Cédric Klapisch’in son filmi (2013) olan yapımda Audrey Tautou gibi sevilen, popüler isimleri de görüyoruz. Film aslında bir üçlemenin son parçası yönetmenin filmografisinde… Üçlemenin ilk filmi İspanyol Pansiyonu(2002), İspanyolca öğrenmek için Barcelona’ya gelen, Romain Duris’in can verdiği karakter Xavier ile tanıştırmıştı bizi. İkincisi de ilki gibi romantik komedi türünde bir yapımdı, Rus Bebekler (2004) adlı bu yapımda ise yazar olmak uğruna hayatın onu götürdüğü noktalarda savrulurken, işini, aşkını, kısaca hayatı sorgulama noktasına geliyordu Xavier. Son filmde ise 40’lı yaşlarında artık karakterimiz. İki çocuğu var artık fakat evliliği sona eriyor ve karısı New York’a taşınma kararı alıyor. İki çocuğu için onu takip ediyor bizim Xavier de…
Fransız sineması şüphesiz başta Avrupa olmak üzere, aslında tüm dünya sinemasını etkilemiş bir sinema… Büyük bir endüstri Fransız sineması tüm dünyada. Bu denli büyük bir endüstride, üretilen filmlerin türleri de çeşitli elbette fakat Fransa gibi tüm sanatını romantizmin etkilemiş olduğu, aşkı çağrıştıran şehirlerle dolu bir ülkede, elbette Fransız sinemasının da en önemli damarlarından biri romantik filmler, aşk filmleri olacaktır.
Türk seyircisinin de çok sevdiği bir Fransız oyuncu üzerinden Fransız aşk filmlerine bakalım o halde: Audrey Tautou üzerinden… Biz onu 2001 yılında ülkemizde vizyona giren Amelie filmiyle tanıdık. Film fantastik bir romantik komediydi, alışılagelmedik bir kurgusu ve hikayesi vardı. Bir hayal dünyasının içinde bizi gezdirecek olan film bu dünya için gerekli tüm silahları kuşanmıştı, zamanın teknolojisiyle yapılabilecek her türlü oyun vardı bu filmde, animasyondan da faydalanmaktaydı hatta… Bu anlamda bir Fransız aşk filmi klişesi diyemeyiz Amelie için bütününden bahsettiğimizde, fakat elbette kimi klişeleri içinde barındırdığını söyleyebiliriz rahatlıkla. Şu an itibariyle 37 yaşlarında olan sevimli oyuncu Audrey Tautou da bu filmde oldukça nev-i şahsına münhasır bir karakteri canlandırıyordu; genç, rengarenk, kıpır kıpır, bir tahtası eksikmişçesine hayalperest, hayatı dolu dolu yaşayan, “gerçek” bir karakter adeta. Fakat o Fransız havası da her daim var tabii, kılık kıyafetinde, saç makyajında… Filmin yönetmeni Jean Pierre Jeunet’in Audrey Tautou’yu seve seve başrole koyduğu bir başka filmse Kayıp Nişanlı. 2004 yapımı filmde yönetmen oyuncuyu, o sevdiğimiz Amelie karakterinden alıp adeta bir zaman yolculuğuna sokmuş ve I. Dünya savaşı sırasında aşık ve güçlü bir kadın olan Mathilde’ye dönüştürmüş. İki filminde de Paris’e yer veren Jeunet, Kayıp Nişanlı’da şehrin dokusuna daha da geniş yer vererek biz izleyicileri adeta o dönemin içinden geçirebilmiş, o hissiyatı yaşatmıştı. Yönetmenin salt bilim-kurgu, fantastik türde eserleri de olduğunu, yani bu yönünü biliyoruz, dolayısıyla konu aşk da olsa tüm filmlerine hep biraz fantastik öğeler katmış, hatta bu şekilde onları masalsılaştırmış, böylelikle de diğer “klasik” Fransız aşk filmlerinden ayrılmıştır yönetmenin aşk’ı konu eden filmleri…
Audrey Tautou’nun filmografisinden devam edecek olursak, Pierre Salvadori imzalı Zengin Avcısı’nı es geçmek olmaz. Klasik bir Hollywood romantik komedisi gibi başlasa da filmin gelişme bölümündeki manevraları, işte bu bir “Fransız” romantik komedisi dedirtecek türden. Zira sadece eğlenceli bir aşk hikayesi gibi görünse de mutlaka eleştirel bir tarafı oluyor Fransız aşk filmlerinin, Zengin Avcısı’nda da başarılı oyuncunun canlandırdığı Irene karakteri üzerinden sağlam bir karakter eleştirisi yakalamak mümkün. Dolayısıyla salt klasik, sıcak bir aşk filmi izlemek ümidiyle bu filmi izleyenler hayal kırıklığına uğrayabilir. Gerçi burada bu denge biraz kaçmış sanki ve eninde sonunda bir fransız aşk filmi olarak değerlendirilecek olan bu filmde, eleştirel olacağım derken sanki bir “soğukluk” baki kalmış. İşte Audrey Tautou bu tarz filmlerin kurtarıcı ismi biraz da, popülaritesi filmin önüne geçebiliyor ve yapımın gişede başarı elde etmesinde büyük katkısı olduğunu söylemek mümkün.