Kadın mücadelesinin, erke karşı direnişin, kadın emeğini güçlendirmenin ve en önemlisi insan hakkını gözetmenin günü olan 8 Mart Kadınlar Günü çerçevesinde ekranların hatırlanmasını değerli gördüğüm unutulmaz 10 kadın karakterlerini analım istiyorum.

Feministliği, direnişleri, azmi, cinsel özgürlük neferi demeçleri, erki dize getiren duruşu, mücadeleleri, komedisi ve dramı ile Türkiye televizyonlarının gördüğü unutulmaz 10 karakter şöyle:

Ana

Ayşen Gruda’nın can verdiği Ana, kadının fenninin kanlı canlı kanıtıydı. “Ana’ya bak anaya bedel 3- 5 babaya” sözleri ile efsaneleşen Ana, ekranların en efsane kadınları arasında saygıyla anılıyor. Ayşen Gruda ve Aykut Oray’ın başrollerini paylaştığı dizi 90’ların unutulmazları arasında sayılıyor. Yeniden izlemek isteyenler için dizinin bölümlerinin YouTube’da yer aldığını hatırlatmak istiyorum. Diziyi Kandemir Konduk ve Hilal Çelenk kaleme alıyordu.

Feride

Reşat Nuri Güntekin’in imzasını taşıyan eser birden çok kez ekrana uyarlandı. Küçük yaştaki bir kız çocuğunun öğretmen olma, okuma arzusuyla verdiği mücadeleyi anlatan karakter, geçmeyen bir sızının izlerini taşıyor. Fahriye Evcen ve Aydan Şener tarafından canlandırılan Feride, kadınların gasp edilen haklarından birini işaret ediyordu; eğitim hakkı… Birey olmak için çocukluktan başlayan zorlu mücadele edebi zeminde olduğu gibi ekranda da duygu seli ile karşılık buldu.

Mavi

Her kadın feminen olmalı klişesini yıkan ilk başkarakter Hırsız Polis’in Mavi’siydi. Özlem Düvencioğlu, kıvırcık saçları kanvas pantolonu ve kazakları ile “kadın” imajını değiştiren cesur karakterlerden biriydi. Hırsız olmasının da parantezini açmak gerek elbette. Dizinin senaristleri Gaye Boralıoğlu, Emine Algan, Gülden Çakır, Şerif Erol ve Neşe Şen’di. Dizi hırsız bir kadın ile polis bir erkeğin aşkını anlatıyordu.

Feriştah

Cinsel doyumsuzluğu ve iştahı ile tanınan karakter Bir Demet Tiyatro efsanesinin gözbebeğiydi. Demet Akbağ’ın canlandırdığı karakteri Yılmaz Erdoğan kaleme alıyordu. Televizyonda kadının cinsel isteklerinin konuşulabilir olmasını mizahi bir dille mümkün kılan karakter listede kendine elbette yer buluyor.

Fatmagül

Vedat Türkali’nin aynı adlı romanından ekrana taşınan, senaryosunu Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu’nun kaleme aldığı dizide, tecavüz mağduru bir kadının mücadelesi konu alınıyordu. Dizideki hukuk mücadelesi, kadına şiddete karşı eylem sahneleriyle de desteklenirken, dizideki tecavüz sahnesi ise çokça tartışılmış ve şiddet eleştirilirken estetikleştirildiğine dair eleştiri okları diziye yöneltilmişti. Yine de Fatmagül tecavüzün gizlenmemesi konusunda TV’deki en önemli örneklerden biriydi.

Türkan

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucusu, Prof. Doktor Türkan Saylan’ın hayatını konu alan dizi, hastalıkların toplumsal algısını değil, kadınların okutulması konusunda da sosyal sorumluluk üstleniyordu. Ayşe Kulin’in Tek ve Tek Başına Türkan adlı eserinden esinlenilen projenin başrollerinde Pınar Öğün, Uğur Polat ve Özgürcan Çevik yer alırken senaryosu Oya Yüce imzası taşıyordu. Yayınlandığı dönem gereği de cesaret örneği olan dizi ve Türkan karakteri ile pek çok genç kızın okula gönderilmesi için aileler teşvik edilmişti.

Eve ve Felicia

Yabancı kadınların Türkiye’de seks işçiliğine zorlanması, şiddet görmesi ve borçlandırılarak pasaportlarına el konulması, ana haberlerin gündemlerini arasında arka sıralarda yer alıyordu. Uçurum ise konuyu prime time kuşağına taşıdı. Dizide Moldova’dan İstanbul’a çalışmak için gelen doktor Eva ve kardeşi Felicia’nın, Yaman’ın yönettiği fuhuş çetesinin eline düşürülmesi ve buradan bir şekilde kaçan Eva’nın kardeşi Felicia’yı kurtarmaya çalışması anlatılıyordu. Diziyi Kerem Deren yazıyordu. Atv ekranlarına gelen projenin başrollerinde Mehmet Ali Nuroğlu, Lavigna Longhi, Funda Eryiğit, Esra Ronabar,Erdal Yıldız, Denise Capezze, Birkan Sokullu ve Selçuk Yöntem yer alıyordu. Dizinin yönetmenlerinden Ali Bilgin bazı sahneleri çekerken acı çektiğini itiraf etmiş ve dizinin aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olduğunun altını çizmişti.

Güldünya

Adını töre cinayetine kurban giden Güldünya Tören’den alan dizi ve karakter, 2008 yılında Star tv ekranlarına geldi. Kadına şiddetin gittikçe arttığı gündem içinde sığınma evlerinin önemine dikkat çeken dizinin başrollerinde Erhan Emre, Sanem Çelik ve Songül Öden yer alıyordu. Hikâyede Sanem Çelik, bağımsız, şehirli, güçlü bir kadın olarak ekrana geliyordu. Çelik’in canlandırdığı Gizem Özsoy, uzak olduğu yaşamlara, kız kardeşinin yaşadığı tecavüz sonrası intihar etmesiyle yaklaşıyor, sığınma evlerini dolduran hemcinsleriyle tanışıyordu. Ömrü 5 bölüm olan dizinin senaristleri; Yıldız Tunç, Murat Lütfü, Mehmet Bilal , Ethem Yekta , Atilla Özel, yönetmeni ise Ömür Atay’dı. Dizi “Aile içi şiddet sorununu gündeme getiren bir ağıt, kamu vicdanını harekete geçirecek bir çığlık” olarak lanse ediliyordu.

Duygu

Kayıp Şehir’in Duygu karakteri bence bu listede ismi en şanla anılması gerekenler arasında yer alıyor. Ayta Sözeri’nin canlandırdığı Duygu, bizlere trans kadınların gördüğü şiddeti, ötekileştirmeyi ve baskıyı anlatıyordu. Yıldırım Türker, Murat Uyurkulak ve Seray Şahiner’in kaleme aldığı dizi maalesef bugün hala kabuk bağlamayan yaralarımıza üflüyordu. Kayıp bir şehrin izini süren tüm karakterler gibi Duygu da izleyicilere toplumsal bir derdi içtenlikle anlatıyordu.

Sıdıka

O olmadan olur mu? Olmaz… Ekranların en sevilen direnişçi genç kadını oldu Sıdıka, annesine yetiştirdiği lafların içinde ne yoktu ki? Cinsiyetçiliğe de baş kaldırdı, ev içi ücretsiz emeğe de, cinsiyat ayrımcılığına da, eğitim hakkının elinden alınmasına da… Üstüne yüklenen rolleri tek tek sıyırıp atmak istedikçe annenin güdümlü terliği ile karşılaştı. Olsundu… Hasibe Eren’in canlandırdığı, Atilla Atalay’ın hayali karakteri Sıdıka üzerine çekilen dizi, 1997 yılında Show TV’de gösterilmişti. Sıdıka Saka’nın pencere başındaki hayatı televizyon karşısındaki milyonlarca kişiye hayat dersi verdi. Var ol Sıdıka…

 

Gizem Merve Kaboğlu

 

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. atv haber merkezi’nde ve Radyo Marmara’da yaptığım stajlarla deneyim kazandım. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda “Eleştirel haber okuryazarlığı” eğitimi, İstanbul Film Akademi’de Filmlerle Psikoloji Sinematerapi Atölyesi ve Gümüşlük Akademi’de Ümit Ünal’la Senaryo Bakışı atölyelerine katıldım. One Dergi’de başlayan yazın kariyerime Televizyon Gazetesi.com’da ve Dipnot.tv’de muhabir, yazar ve editör olarak devam ettim. 2008 yılından bu yana televizyon üzerine yazılar yazıyor ve röportajlar gerçekleştiriyorum. Süre zarfında 2. ve 3. Antalya Televizyon Ödülleri’nde “önjüri üyesi” sıfatıyla görev üstlendim. 4 yıl boyunca Dipnot Tablet Dergi’de okurla buluştum, şimdilerde Cine Dergi’de yazı ve röportajlarımla yer almaya devam ediyorum. Kariyerimin bir diğer ayağı olan e-ticaret alanında sektörün lider şirketlerinden birinde 3 seneyi aşkın süre Editör ve Pazarlama İletişim Uzmanı olarak çalıştım. 2016 yılında atv ekranlarına gelen Kaçın Kurası adlı dizinin senaryo ekibinde yer aldım, dizi ve film senaryoları yazmaya devam ediyorum. Gizem Kaboğlu yazıları www.gizemkaboglu.com adresinde arşivlenmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.