Evim sensin… Özcan Deniz, tıpkı sanatçı dostu Mahsun Kırmızıgül gibi, müzisyen kimliğinden sonra sinemacı kimliğini ortaya koymaya başladı.

İlk filmi “Ya Sonra”da nasıl bir sinema anlayışı olduğunun ilk sinyallerini vermişti. Hollywood kalıplarını muntazam kullanarak eli yüzü düzgün, gişe odaklı bir film koymuştu ortaya. Aynı stili, 2004 yapımı “A Moment to Remember” adlı bir G.Kore filminden uyarladığı “Evim Sensin”de uyguluyor.

Filmin kısaca konusu şöyle… Leyla, evli bir adamla yaşadığı ilişkiden sonra, yanına pişmanlıklarını ve hayal kırıklıklarını da alarak baba evine döner. Hayatının en zor 4 yılına girdiğinden habersizdir. İskender ise yetimhanede büyümüş, yalnız yaşamış ve hayatı boyunca hiç evi olmamış bir adamdır. Aralarında filizlenen aşk hızla ilerler, aradıkları mutluluğu birbirlerinde bulurlar. İkisinin özene bezene kurduğu dünyanın üstüne bir kâbus çökene kadar, İskender’in evi artık Leyla’dır.

Yeşilçam melodramlarının temel özelliklerini taşıyan “Evim Sensin”, zengin kız, fakir oğlan ve amansız bir hastalık üçlemesinin ekseninde gelişen bir seyirlik. Oyuncu kadrosu bir hayli iyi. Özcan Deniz’in eski sevgilisi Fahriye Evcen’le olan muhteşem uyumu filmi sırtlayan unsurlardan. Yan karakterler övgüyü hak eden performanslar sergiliyor. Özellikle de Fahriye Evcen’in babası rolündeki Sait Genay ve de Özcan Deniz’in annesini canlandıran Özay Fecht…

Önemli bir nokta da yapımcı faktörü… Şükrü Avşar, 2004 yapımı G.Kore filminin telif haklarını satın almış ve başrol teklifini Özcan Deniz’e götürmüş. Teklifin ardından Özcan Deniz’in “Ya Sonra”sını izleyince yönetmenliği de ona vermiş. Şükrü Avşar piyasanın önemli yapımcılarından malumunuz. Türk seyircisinin fotoğrafını iyi çekmeyi biliyor. Bu filmin seyirciyi ağlatacağını, fısıltı gazetesiyle salonları dolduracağını tahmin edebiliyor. Akıllıca…

Gelelim eksik yanlara… İlk yarım saatte tarzını oturtamayan bir filmle karşı karşıyayız. Özcan Deniz’in kendini ön plana çıkaran ağır çekim sahneleri ve de Fahriye Evcen’in 15 yaşında bir liseli kız edalarıyla konuşmaları filme karşı yabancılaşmanızı sağlıyor. Ancak özellikle son yarım saat gözlerinizi dolduracak sahnelere teslim oluyorsunuz.

Özcan Deniz, Serdar Akbıyık’a verdiği bir röportajında henüz ilk filmini çekmediğini söyleyerek sinemadaki iddiasını biraz daha yükseltiyor. Bakalım yeni projeleri seyirciyi yine memnun edebilecek mi? Göreceğiz…

Fırat Sayıcı

1979, İstanbul doğumlu. 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Malzeme Mühendisliği’nden yüksek lisansla mezun olmasına rağmen, üniversite yıllarında yaptığı sinema kulübü başkanlığı sayesinde, geleceğini ve mesleğini sinema-tv üzerine kurmaya karar verdi. Çeşitli kısa film, belgesel çalışmalarıyla işe koyulan ve Yıldız Kısa Film Festivali'nin kurucularından olan Fırat Sayıcı, yurt çapında çeşitli kısa film festivallerinde de jüri üyeliği yaptı, kısa film üzerine workshoplar düzenledi. 2008’de Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünden mezun olan Fırat Sayıcı, Selçuk Üniversitesi Radyo-Televizyon-Sinema Bölümünde yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladı. SİYAD üyesidir. TRT'de metin yazarı olarak başladığı televizyon macerasında birçok kanalda çeşitli programlarda görev aldı, sinema programları yaptı. Kurduğu Mad Informatics Ajansı’yla sinema-tv ve eğlence sektörüne PR ve sosyal medya hizmeti vermeye başlamıştır. "Türk Sinemasında Gerçekçilik" ve "Yeni Başlamayanlar İçin Sinema" adında iki sinema kitabı yayınlanmıştır. Esenyurt Üniversitesi Radyo Tv. ve Sinema bölümünde Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.