Ayrılırken dikkat!
Banu Bozdemir
İran sinemasından ne çıksa izlerim, nitekim geçen aylarda Van’da düzenlenen İran Film Günleri’nde İran sinemasının farklı bir yüzüne tanıklık ettim. Biz dışarıya, festivale taşan filmlerden İran sinemasının özgürlükçü ve muhalif yanına tanıklık ediyoruz ama içeride güçlü bir popüler sinema algısı var. İranlı sinemacılar daha fazla özgürlük diye birtakım fedakarlıkta bulunurken, çoğu ülkesini bırakıp yurtdışında yaşamak zorunda kalırken içeride aslında işler gayet yolunda gidiyor gibi görünüyor!
Ama bir yandan da Altın Ayı’yı kazanan Aşgar Farhadi imzalı Bir Ayrılık ülkesinde çok fazla izlenebiliyor, çünkü derdini anlatırken o kadar yumuşak geçişler kuruyor ki yönetmen siz bunun toplumsal bir sorun değil, çoğu zaman kişisel bir sorun olduğunu düşünüyorsunuz! Ama sonuna kadar toplumsal bir sorun. Film aynı mesele üzerinde dönüyor, bunu inatla tekrarlıyor ama işin ilginç yanı gözümüzü kırpmadan izliyoruz. Zira küçük bir meselenin İran’da geldiği noktayı görüyoruz. Ayrılmak isteyen bir çift var karşımızda, kadın İran’da yaşamak istemiyor doğal olarak. Adam ise hasta babasını bırakmak istemediği için ikilem içinde ama boşanmaya kararlı… Kadın evi terk ediyor ve eve gelen bakıcı kadın olaya dahil oluyor. Bir kadının bir yaşlı da, hasta da olsa bir erkeğe dokunamaması üzerine gelişen olaylar hukuki mücadeleye dönüşüyor. Bu sonuçta uç bir öykü olabilir ama kadınla erkeği bu kadar keskin çizgilerle bir yönetim biçiminde sorun çıkmaması imkansız gibi duruyor. Sinemada da bu durum çok rahatsız edici. Birbirin seven ama dokunamayan iki insanın gerçekliği de askıda kalıyor. O yüzden İran sineması çocuklara, doğaya çevirmiş durumda yüzünü. Sonuçta gerçekçi bir sinema ve bundan ödün vermek istemiyor.
İşte bir yönetmen de çıkmış bunun filmini yapmış, bakın biz birbirimize dokununca neler oluyor demek istemiş, cin çarpmışa dönüyoruz, hayatımız kayıyor, birbirimize giriyoruz demiş. Aslında İran’daki en temel sorunlardan birini ele almış bence ve çok da iyi yapmış. Aşgar Farhadi festivaller konusunda gedikli bir yönetmen. İki yıl önce de About Elly adlı filmiyle en iyi yönetmen ‘Gümüş Ayı’ ödülü kazanmıştı. Sonuçta İran sineması festivallerin gözbebeği, son yıllarda bizim sinemamızdan da ödüller çıkmaya başladı neyse ki! Yönetmen tutuklu bulunan Cafer Panahi’yi de anarak bunun bir sorun olduğunun altını çizdi, Van’daki sinemacılar gibi bunu ‘hayatın bir gerçeği’ olarak görmedi.
İran sinemasından ne çıksa izlerim demiştim yazının başında. Onların her şeye karşı çıkan duruşlarını, seslerini dünyaya duyurma gayretlerini güzel bir çaba olarak görmek lazım. İran kadınlarının perdeye yansıyan güzelliklerini de es geçmemek lazım. Her türlü baskıya rağmen bakımlılar, kendilerine karşı ilgililer ve hayatın içinde yer almaya gayret ediyorlar.
Bir Ayrılık, kamerasını daha fazla kalabalığa çeviriyor bu kez, basit bir sorunun geldiği noktayı göstermek açısından çok etkili ve akıcı… İran sinemasının duyarsız kalamayacağınız bir sinema olması dileğimdir…