Dokuz yıldır kesintisiz ve istikrarlı bir şekilde devam eden Engelsiz Filmler Festivali’nin yönetmeni Ezgi Yalınalp ile konuştuk… 

Festivalin dokuz yıllık yolculuğundan biraz bahseder misiniz?
İlk kez 2013 yılında gerçekleşti Engelsiz Filmler Festivali, bu yıl dokuzuncu kez gerçekleşecek. İlk dört yıl yalnızca Ankara’daydı, ardından İstanbul ve Eskişehir’i de ziyaret etmeye başladı. Geçtiğimiz yıl pandemi dolayısıyla çevrim içi gerçekleşti ve bu yıl da yine aynı sebeple 11-17 Ekim tarihleri arasında çevrim içi olarak gerçekleşecek; sadece Ankara’da, 11-13 Ekim tarihleri arasında Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde pandemi önlemleriyle – HES sorgulaması, sınırlı kapasite gibi- programın bir kısmı perdede izlenebilecek. Tabii hem çevrim içi hem de salondaki gösterimler sesli betimleme, ayrıntılı altyazı seçenekleri ile gerçekleşecek her zaman olduğu gibi.

Festivalin son iki yıldır çevirim içi gerçekleşmesinin ne gibi fayda ve zararları oldu?

Geçtiğimiz yıla kadar Festival sadece Ankara, Eskişehir ve İstanbul’da gerçekleşmişti. İş birliği yaptığımız film festivalleri, organizasyonlar aracılığıyla erişilebilir gösterimler yaptık  daha önce Antalya, Adana, Malatya ve başka şehirlerde ama çevrim içi gösterimler tüm Türkiye’ye aynı anda ulaşma fırsatı verdi bize. Daha önce Festival’i duyurmak için herhangi bir çalışma yapmadığımız şehirlerde Festival’in takip edildiğini gördük. Hem coğrafi olarak hem de izleyici sayısı açısından çok daha geniş bir kitleye ulaştı filmler ve tabii çok mutlu olduk. Bu yıl da bu ilginin artarak devam etmesini bekliyoruz.

Peki festivalin bu yılki yenilikleri neler? İzleyici bu yıl nasıl bir program ile karşılaşacak? 

Türkiye yapımı dikkat çeken filmlerin erişilebilir olarak izleyici ile buluştuğu, ilk yıldan beri Engelsiz Yarışma adıyla gerçekleştirdiğimiz bölüm bu yıldan itibaren Ulusal Uzun Film Yarışması olarak yoluna devam edecek. Bu yıl yarışma programında Cemil Şov, Ceviz Ağacı, Hayaletler, Kumbara ve Uzun Zaman Önce yer alıyor. Bu bölümdeki filmler sadece Ankara Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde izleyici ile buluşacak, çevrim içi programda yer almıyor.

Bu yılın en önemli yeniliği ilk kez gerçekleştirdiğimiz kısa film yarışması. Uluslararası bir yarışma. Bize olduğu kadar izleyicilerimize de yeni bir heyecan getireceğini düşünüyoruz. Programda bundan sonra kalıcı olacak başka yeni başlıklar da var, Oditoryum ve Kaleydoskop.

Odağında ses ve müzik olan filmlere yer verdiğimiz Oditoryum’da Enrique Sánchez Lansch’ın; on yıl boyunca İngiliz müzisyen ve besteci Matthew Herbert’a eşlik ederek çektiği “Gürültü Senfonisi” ve Beth B’nin 70’lerde New York’un No Wave ikonu olan Lydia Lunch’a son turnesinde eşlik ederek çektiği “Lydia Lunch: Savaş Asla Bitmez” filmleri var.

Kaleydoskop ise farklı bakış açılarını sinemaya taşıyan filmlerin yer aldığı bir bölüm. Annecy Uluslararası Animasyon Film Festivali’nde Kristal Ödül kazanan Calamity Jane’nin çocukluğunu anlatan çizgi animasyon “Calamity: Martha Jane Canary’nin Çocukluğu” bu bölümde yer alıyor. Bölümdeki diğer hayat öyküsü ise, oldukça zor bir tırmanış sırasında kaydedilen “Kör Tırmanış”. Nadir görülen bir göz hastalığına sahip İskoçyalı tırmanışçı Jesse Dufton’a odaklanıyor. Hem Kaleydoskop hem de Oditoryum bölümünde yer alan filmler Türkiye’de ilk kez Engelsiz Filmler Festivali’nde izleyici ile buluşacak.

Bu yıla özgü absürt temalı bir seçki hazırladık. Guidio Hendrikx’in “Bir Adam ve Bir Kamera” isimli belgeselini ‘farklı bir şey’ izlemek isteyen herkese tavsiye ederim. Oldukça absürt anlar barındıran bir belgesel. Dünya prömiyerini Mayıs ayında CPH:DOX’ta yapan film Türkiye’de ilk kez gösterilecek. Bu bölümde 6 filmlik bir kısa film seçkisi de var. En eski kısa film festivallerinden biri olan Clermont-Ferrand Kısa Film Festivali program koordinatörü Jean-Bernard Emery, arşivlerini tarayarak 2002-2020 yılları arasından Engelsiz Filmler Festivali izleyicileri için 6 kısa filmlik absürt bir seçki hazırladı. Ankara’da olanların bu seçkiyi salonda izlemelerini öneririm, Ankara’da olmayan izleyicilerimiz ise çevrim içinde takip edebilirler.

Çocuklar İçin seçkisinde ise önemli çocuk filmleri festivallerinde beğeni ile karşılanmış, bu festivallerin çocuk jürilerinden ödüller kazanmış 9 kısa filmlik bir seçki var. İki blok halinde çevrim içi programımızda izlenebilecek.

Bu yılın en gözde yeniliği Kısa Film Yarışması. Yarışmadan bahseder misiniz?

Yarışma programında 8 ülkeden 13 kısa film yer alıyor. Aralarında ilk kez Türkiye’de seyirci ile buluşacak filmler var. 20 dakikanın altında kurmaca ve canlandırma türleri ile sınırladık başvuruları; tema ya da başka herhangi bir sınırlandırma yok. Gelen başvurular arasından seçici kurul titizlikle finalistleri belirledi. Ortaya çıkan seçkiden çok memnun olduğumuzu söyleyebilirim. Eminim izleyenler de memnunun kalacaklar ve izleyici ödülü için oy kullanırken zorlanacaklar. Kısa Film Yarışması hem çevrim içinde, hem de Ankara’daki salonumuzda takip edilebilecek. Sahibini seyircilerin oyları ile belirleyeceği İzleyici Ödülü’nün yanı sıra En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödülleri de Festival sonunda sahibini bulacak. Yarışma’nın jürisinde Azza Chaabouni, Insa Wiese ve Sidar Serdar Karakaş yer alıyor.

Erişebilir film festivali olmak ne demek? Ne gibi olanaklar sağlıyorsunuz izleyicilere?

Sadece görme ya da işitme engeli olanların değil, tüm sinemaseverlerin bir arada takip edebileceği bir film festivali olduğunun altını çizmek lazım önce. Farkı, EFF’nin web sayfasından başlayarak bütün iletişim süreci, festival mekanları, standlar, film gösterimleri, söyleşiler, yan etkinlikler ve törenlerin görme, işitme ve ortopedik engeli olanların ihtiyaçları   da gözetilerek tasarlanıyor olması. Bütün film festivalleri İngilizce bilmeyenler için filmleri Türkçe altyazı ile gösterir, bu göz önünde bulundurularak hazırlık yapılır. Biz bunun yanı sıra EFF’de duyamayanlar için ayrıntılı altyazı da yapıyoruz, göremeyenler için sesli betimleme hazırlıyoruz ve ortopedik engeli olanların erişimini mümkün kılabilmek için buna uygun mekânları tercih ediyoruz. Gösterimler sonrası film ekipleri ile yapılan söyleşilere bir işaret dili tercümanı eşlik ediyor. Törenler canlı olarak betimleniyor. Festival’in web sayfası tasarlanırken erişilebilirlikle ilgili belli standartları gözettik. Bunlar ve benzeri tercihlerde bulunurken erişilebilirlikten yana oy kullanıyoruz kısacası.

Bu yıl festival nereden ve nasıl takip edilebilecek? 

Festival gösterimlerinin çevrim içi adresi eff2021.muvi.com 11-17 Ekim tarihleri arasında tüm Türkiye’den erişilebilir olacak. 11-13 Ekim tarihleri arasında Ankara Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ise uzun ve kısa yarışma programları ile Clermont-Ferrand Kısa Film Festivali seçkisi izlenebilecek. ÇSM girişinde HES sorgulaması yapıldığını, salon kapasitesinin 99 kişi ile sınırlı olduğunu belirtmek isterim tekrar. Hem salondaki, hem de çevrim içi platformdaki tüm gösterimler ücretsiz. Gösterim programı ve filmler hakkında ayrıntılı bilgi Festival’in web sayfasında bulunabilir.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.