Hiç şüphe yok ki çizgi roman tarihinde aklınıza gelen ilk isim kimdir deseler, o çizgi romanlardaki kahramanlardan önce söyleyeceğiniz isim Stan Lee olacaktır. Stan Lee, Marvel evreninde; Spider-Man, Hulk, Fantastik Dörtlü, X-Men, Iron Man gibi başarılı ve milyonlarca çizgi roman severin kalbini fetheden karakterleri yaratan isim. Ne yazık ki geçtiğimiz günlerde, 95 yaşında hayatını kaybetti ve çizgi roman severleri yasa boğdu. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki çizgi roman, dizi ve film hayranlarını da bu haber derinden üzdü. Onun çizgi romanları, bu vesile ile de filmlere konu karakterlerinin belirli bir kitleyi aşıp tüm dünyada yankı uyandırdığını ve Stan Lee adını adeta sonsuzluğa taşıdığını kim inkâr edebilir?

Lee’nin hikâyesi 1922’lerin New York şehrinde başladı. Maddi sorunlar nedeni ile okulu bırakmak durumunda kalmış ve acil olarak bir iş bulması gerekmişti. Henüz 17 yaşında olan Lee ileride nasıl bir ilham kaynağı olacağından habersizdi. Dönemin çizgi roman şirketi sahibi Martin Goodman’ın şirketi Timely’de çizgi roman dünyasına ilk adımını atmıştı. Burada önce ofis, getir götür işleri yapan Lee’nin aklına ortamın da etkisiyle ufaktan yazma düşünceleri düşmüştü bile. Aslında çocukluktan beri roman yazarlığı düşüncesi vardı. Ama kader onu belki de çok daha geniş kitlelere ulaştıracak bir dünyaya yönlendirdi.

İlk kısa hikâyesini yazması için izni ise 1942 yılında Captain America için verilmişti. O sıralar yazı işleri müdürü Joe Simon ve çizer Jack Kirby’di. Ardından bir süre ara vermek zorunda kaldı ancak o yazılarına devam etti. Asıl çıkışını ise 1961’de Jack Kirby ile yarattığı Fantastic Four ile yaptı. Fantastic Four hızlı bir şekilde kendisine geniş bir hayran kitlesi yaratmayı başardı. Ardından 1962 yılında Hulk geldi. Onu; Örümcek Adam, Thor, Iron Man, X-Men, Dredevil takip etti. Bu birbiri ardına gelen seriler tüm dünyada büyük yankı uyandırmakla kalmamış şu anda Marvel Sinematik Evreni olarak bilinen ve dünyada gişe rekorları kıran filmlerin de temellerini atmıştı.

1970’lere gelindiğinde ise New York’tan Calfornia’ya taşınan Lee aktif çizgi roman yazarlığını bırakmakla beraber Marvel karakterlerinin dizi ve film projelerine destek vermeye başladı. Ancak yazarlığı bırakmış dediğime bakmayın, o hiçbir zaman çizgi roman hayranlarından kopmadı. Stan’s Soapbox köşesiyle, Marvel’ın çeşitli dergilerinde hayranları ile iletişimde kalmaya devam etti. Ayrıca kendisi 2010 yılında yayınlanmaya başlanan “Stan Lee’s Superhumans” adlı bir dizi ile ekranlara geldi. İnsan haklarına karşı da çok duyarlı olan Lee, ırkçılığın öne çıktığı bir dönemde Black Panther gibi siyahi bir karakter yaratarak ayrıca konu hakkında yazdığı yazılar ve verdiği demeçlerle tepkisini ortaya koymayı da ihmal etmedi.

Marvel’ın çizgi ve live action serilerinin külliyatı oldukça eskiye dayanıyor. Ancak 2008’de Iron Man ile başlayan ve şu anda Avengers ile devam eden Marvel Sinematik Evreni hiç şüphe yok ki Marvel kahramanlarını ve özellikle o kahramanların birçoğunu yaratan Stan Lee’yi daha yakından tanıma fırsatı yarattı. Neşeli, sevecen kişiliği, filmlerde ve dizilerde yer aldığı yüz güldüren ufak sahneleri, dahası Marvel ile büyümüş bir nesle ve onların çocuklarına miras olarak bıraktığı sonsuz hayal gücü ile Stan Lee adı hiç şüphe yok ki daima yaşayacak.

 

1981 İzmit doğumlu. Filmlere olan ilgisi 80’lerde eve video girmesi ile başladı. 80-90’ların akla kazınan kült filmlerini repliklerine kadar ezberledi. Korku, bilim kurgu ve fantastik türüne ayrı bir ilgisi vardı. 8 yaşında beyazperde ile ilk tanışmasından sonra sinema vazgeçilmez tutkusu oldu. Aynı zamanda bilgisayar, atari oyunları ve çizgi romanlarla içli dışlıydı. Commodore 64’ü ile sabahlara kadar oyunlar oynadı.Taşınmalar nedeniyle İzmit, Ankara ve Isparta’da farklı okullarda ilköğretim ve liseyi tamamladı. Üniversitede Turist Rehberliği bölümünü bitirdikten sonra çok istediği Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünde yüksek lisans yaptı. Korku sinemasına olan düşkünlüğü nedeniyle yüksek lisans tezini “1960-1990 Yılları Arasında Amerikan Korku Sinemasındaki Muhafazakârlık” üzerine yazdı. Amerikan korku sinemasının dönemin toplumunun psikolojik,ahlâki ve siyasi yapısına nasıl ayna tuttuğunu inceledi. Pek çok kurumsal firma, haber sitesi, dergide içerik yazarlığı ve editörlük yaptı. Şu anda hala metin yazarlığı ve editörlük yaparken aynı zamanda bazı online platformlarda, basılı dergilerde sinema yazıları, eleştiriler yazıyor, özel dosyalar hazırlıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.