Ufak Tefek Cinayetler ilk tanıtımlarından bu yana gördüğü büyük ilgiyi zamanla kaybetti malumunuz. Hala reytingler fena değil ancak sokakta yarattığı etkinin yerinde şimdilerde yeller esiyor. Son zamanlarda, izleyici tarafından mimlenen kadın karakterler arasında yükselişte olan isim ise Fox TV’nin dizisi Yasak Elma’dan geliyor, Ender Argun (Çelebi). Karakteri detaylarıyla irdelemeden önce gelin dizinin konusundan biraz bahsedelim.

Dizinin Konusu:

Yasak Elma’da kurulan denklem başarıyı ilk bölümden müjdeliyordu. İki kız kardeş odağındaki dizi karmaşık ilişkiler ağıyla hikayesini genişletirken uyanık ve zenginlik peşinde bir abla (Yıldız) ile saf ama zengin bir erkeğe aşık olacak kız kardeşin (Zeynep) zenginlerle aralarındaki sınıf çatışmasını gözler önüne seriyordu. Henüz ilk bölümde kocasını (Halit) ayartması ve boşanmada tazminat alabilmesi için demin bahsettiğim uyanık ablayı kiralayan sosyetik hanımımız (Ender) da işleri iyice entrikaya döndürüyordu. Sosyetik kadın uyanık genç kızın tüm oyununu açık etmesini beklemediği gibi, kocasını da elinden almasını elbette öngörememişti.

Sayın okur kafan mı karıştı, sakin ol, hikaye karışık evet, gel biz bu dizide izleyicinin ne bulduğunu konuşalım. Eda Ece, Sevda Erginci, Onur Tuna, Şevval Sam ve Talat Bulut başrollerde. Kalabalık kadro akrabalık ağları ile birbirine bağlı ki oralara hiç girmiyorum. Yalnız cast başarılı söylemeden edemeyeceğim.

Yasak Elma Neden Tuttu?

Dizinin henüz ilk bölümünü izledikten sonra tutacağını net olarak söylemiştim, ikinci haftadan itibaren yükselen çizgisi de bunun ispatı oldu. Nedenlerine nasıllarına kısaca değinelim. Öncelikle diziyi zengin oğlan fakir kız dizilerinin usta kalemi Melis Civelek ve ekibi yazıyor. Adını Feriha Koydum ve Güllerin Savaşı bu türdeki en bilinen örneklerdi, ki ikisinde de Civelek’in imzası vardı. Kendisinin kanal yöneticiliği tecrübelerine hiç girmiyorum bile. Yasak Elma, Ufak Tefek Cinayetler’de bize göz kırpan ancak sonradan beklentiyi karşılayamayan ayak oyunlarını ve entrikayı kanlı canlı önümüze koydu. Sınıf yükselişi her zaman olduğu gibi puan toplatırken, ışıltılı dünya da alt ve orta sınıf izleyici için nefes alınacak bir kanal açtı. Aşk-ı Memnu’dan bu yana kadınların en tıkır tıkır gezdiği dizi Yasak Elma desem yanlış olmaz herhalde.

Merve Out, Ender In!

İzleyici tarafından son yıllarda rağbet gören “seviliyor mu nefret mi ediliyor belli olmayan tuhaf karakter” trendine Ender de hızla dahil oldu. Bu türün içinde O hayat benim’in Efsun’u da, Ufak Tefek Cinayetler’in Merve’si de, Kara Ekmek’in Asiye’si de sayılabilir. Hem kötücül ama hem de sempatik olan bu yeni tür, “bye bye”ı hepimizin diline dolayan, şuh kahkahaları ile kulakları çınlatan Ender ile son trend ismine kavuştu. Şevval Sam’ın hayat verdiği karakter Ender, yıllar evvel patronuyla (Halit Argun) evlenerek sosyeteye giren, yıllarca kameralara eşiyle beraber örnek çifti oynayan ve ani boşanması ile tekrar fakir bir mahalleye dönen bir kadın. Değişen soyadı ile hızla yükseldiği basamakları tepetaklak inen Ender, şanını korumak, çocuğu ile görüşebilmek, kaybettiği serveti tekrar kazanmak ve evliliğini bitirmek için oynadığı oyunda kendisine çelme takan genç kadından (Yıldız) intikam için görevde. Sağ kolu ise Barış Aytaç’ın canlandırdığı, aforizmalarıyla ünlü kardeşi Caner Çelebi. İkilinin diyalogları dizinin komedisini güçlendiriyor, tatlı sert entrikalar “yok artık” dedirtirken, kaybettiği servetin peşinden bıraktığı dala yeniden tutunmaya çalışan Ender’in çırpınışları da izleyiciye trajik bir hikaye anlatıyor.

Tam İzlerken Çekirdek Çitlenecek Karakter

Ender, Kara Melek değil. Kötücül ama sevimli, sinir bozucu ama bir yandan da sempatik. Tam cam dibinde dedikodusu yapılacak mahallenin şuh ablası. Alt sınıftan geldiği için “bizden”, yüksekten tepetaklak düştüğü için ibretlik hikayesi ile “öteki.” Bana kalırsa kendisine psikolojik şiddet uygulayan kocasını aldatacak, ona oyun kuracak kadar cesur olması ile izleyicide hem eleştiri dürtüsü hem de hayranlık uyandırdı. İntikam peşinde koşarak, kuyruğu dik tutarak da pes etmeyeceğinin sinyallerini verdi. Zeki, çevik ve uyanık Ender, evinde sosyalleşen, burnu büyük sosyete figürlerinin dedikodusu ile gün gündemini belirleyen “o teyzelerin” yeni hedefi oldu. Yeşilçam filmleri sayesinde zengin bir koca hayali ile güdülenen yurdum genç kızları için ibretlik bir masal ekrana geliyor. Mahalle dedikodularının olmazsa olmazı aldatma konuları, gazetelerin dedikodu köşelerini ele geçiren sosyetik ayak oyunları dizi ile evlerimizde. Hal böyle olunca da izleyici Ender ile Yıldız arasındaki çekişmenin hazır malzemesini arkadaş ortamlarında konuşuyor. “Valla tatlım ben Sarmaşık’ı bıraktım, Yasak Elma’yı izliyorum” diye yanıma koşarak gelen arkadaşım tam da bu bahsettiğim tespitin ayaklı deliliydi. Dizideki entrikaların bir de gerçek olduğu ortaya çıkınca ooooo muhabbetler iyice şenlendi.

Yasak Elma Sosyetenin Skandallarını Su Yüzüne Çıkarıyor

Henüz dizi başlamadan “kocasını ayartması için hizmetçisine para verdi” hikayesinin de sosyete içinde yaşandığı dedikodusu ortalığı çalkalamıştı. Ancak asıl bomba geçtiğimiz hafta patladı. Dizide Ender’in oyununa gelerek sahte bir davete gelen ve fake bir ülkenin resepsiyonuna katıldığı için magazince dalga konusu olan Yıldız’ın trajikomik halleri magazin camiasında olay yaratan 2000 yılına ait bir haberi yeniden gündeme taşıdı. Siren Ertan’ın dönemin ünlü dergilerinden birinin kumpasına gelerek olmayan bir ülkenin davetine katılması ve günlerce magazin gündeminde kalması tabii ki hatırlandı. Ertan açıklama yaparken, dizi de geçmişe yaptığı göndermeyle gazete sütunlarında başrole taşındı.

Yasak Elma daha sosyetede çok toz kaldırır demedi demeyin, orta sınıfın hayallerini süsleyen zengin yaşamın perde arkasını su yüzüne çıkartan hikaye de “çok şükür ne insanlar var, halimiz bin şükür” dedirterek fakirin çenesini yormaya devam eder. Dizi neden mi tuttu, işte tam bu yüzden.

 

Gizem Kaboğlu

CineDergi

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. atv haber merkezi’nde ve Radyo Marmara’da yaptığım stajlarla deneyim kazandım. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda “Eleştirel haber okuryazarlığı” eğitimi, İstanbul Film Akademi’de Filmlerle Psikoloji Sinematerapi Atölyesi ve Gümüşlük Akademi’de Ümit Ünal’la Senaryo Bakışı atölyelerine katıldım. One Dergi’de başlayan yazın kariyerime Televizyon Gazetesi.com’da ve Dipnot.tv’de muhabir, yazar ve editör olarak devam ettim. 2008 yılından bu yana televizyon üzerine yazılar yazıyor ve röportajlar gerçekleştiriyorum. Süre zarfında 2. ve 3. Antalya Televizyon Ödülleri’nde “önjüri üyesi” sıfatıyla görev üstlendim. 4 yıl boyunca Dipnot Tablet Dergi’de okurla buluştum, şimdilerde Cine Dergi’de yazı ve röportajlarımla yer almaya devam ediyorum. Kariyerimin bir diğer ayağı olan e-ticaret alanında sektörün lider şirketlerinden birinde 3 seneyi aşkın süre Editör ve Pazarlama İletişim Uzmanı olarak çalıştım. 2016 yılında atv ekranlarına gelen Kaçın Kurası adlı dizinin senaryo ekibinde yer aldım, dizi ve film senaryoları yazmaya devam ediyorum. Gizem Kaboğlu yazıları www.gizemkaboglu.com adresinde arşivlenmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.