Bilim kurgu efsanesi ‘Maymunlar Cehennemi’nin yeni serisinin üçüncü ve son filmi ‘Maymunlar Cehennemi : Savaş’ 14 Temmuz’da, “Özgürlük için, Aile için, Dünya için” sloganıyla vizyona girecek

Fransız yazar Pierre Boulle’nin 1963 yılında yayınladığı ‘Maymunlar Gezegeni’ (La Planete Des Singes) romanı, sinemada adını efsaneler arasına yazdıran bilim kurgu serisi ‘Maymunlar Cehennemi’ne ilham kaynağı oldu. Genetiği ile oynanan ve zekileşip konuşabilen maymunlar ile insanların amansız mücadelesini konu alan yapım nedeniyle resmen maymunlara bakış açımız değişti. Derinlerde onlara karşı bir korku yaratan yapım, daha sonra diziye de uyarlandı.

Orijinal serinin beş filmden oluştuğu yapımın yeni serisinin üçüncü ve son filmi ‘Maymunlar Cehennemi : Savaş’ (In War for the Planet of the Apes) 14 Temmuz tarihinde meraklılarıyla buluşacak. Judy Greer, Woody Harrelson, Andy Serkis ve Steve Zahn’ın rol aldığı, “Özgürlük için, Aile için, Dünya için” sloganıyla yayınlanacak film hakkında bilgi vermeden önce serinin diğer filmlerini hatırlamakta fayda var.

Akıllı maymunlarla ilk tanışma

ABD’li meslektaşlarının aksine bir Avrupalı olarak bilim kurgu dünyasına adım atan yazar Boulle’nin kitabı, ilk olarak 1968 yılında ‘Maymunlar Cehennemi’ (Planet of the Apes) adıyla beyazperdeye uyarlandı. Franklin J. Schaffner’in yönetmen koltuğunda oturduğu filmi, bugün bilim kurgu filmleri arasında ilk 10’un içinde rahatlıkla sayabiliriz.

Filmin konusu kısaca şöyle: Albay George Taylor (Charlton Heston) yönetimindeki bir astronot ekibi, dünyaya benzeyen bir gezegene iniş yaptıklarında hiç beklemedikleri olaylara şahit olurlar. Gezegendeki zeki maymunlar, vahşi insanların efendisidir. Yani, şu an yaşadığımız dünyanın tam tersi koşullar hakimdir. Albay George, gezegenden kaçıp dünyaya dönmenin çaresini arar.

Çekildiği dönemin şartlarına göre yapılan makyajları, senaryosu, kurgusu ile inanılmaz bir etki yaratan film, finali ile de şaşırttı ve beğenildi. Tabii ki bir serinin de müjdesini verdi.

 

İkinci keşif

Filme olan ilgi, iki yıl sonra ikinci film ‘Maymunlar Cehenneminin Altında’nın (Beneath the Planet of the Apes) vizyona girmesini sağladı. Bu sefer astronot John Brent (James Franciscus) Maymunlar Gezegenini keşfetti. Üstelik bu kez yer altında gizlenen radyoaktif telepatik insanlarla da karşılaşma söz konusuydu. Soğuk savaş dönemini ve insanların korkularını anlatma çabası güden film, ne yazık ki aceleye getirilmesi nedeniyle beklentileri boşa çıkardı.

 

Zamanda yolculuk

1971 yapımı ‘Maymunlar Cehenneminden Kaçış’ (Escape from The Planet of the Apes), yok olan gezegenden kaçan Cornelius (Roddy McDowall) ve Zira (Kim Hunter) adlı maymunların dünyada büyük bir ilgiyle karşılanmasını ve sonrasında yaşananları anlatıyor. Seriye zaman yolculuğunu da ekleyen yapım, yarattığı tempo ile keyifli bir izleme sunmasına rağmen ilk film kadar etkili olmayı başaramadı.

 

Maymunların devrimi

‘Maymunlar Cehenneminde İsyan’ (Conquest of the Planet of the Apes), maymunların, Cornelius ve Zira’nın oğlu Ceaser’in liderliğindeki ayaklanmasını konu alıyor. Maymunları büyük bir tehdit olarak gören insanların kötü davrandığı maymunların devrimi, dönemde yaşanan eşit hak savaşlarına ve ırkçılığa da göndermede bulunuyor.

 

Ayaklanma şoku

1973 yapımı ‘Maymunlar Cehennemi için Savaş’ (Battle for the Planet of the Apes), orijinal serinin son filmi. Dördüncü filmin ardından “izlenmese de olur” olarak görülen son film, serinin en zayıf halkası. İsyan’dan sonra finalde tamamlanan konu üzerine ekstra bir şeyler koyma ve anlatma çabası dikkat çekiyor. Maymunlar ve savaştan sağ kalan insanlar ayrı ayrı bölgelerde yaşarken, lider Ceaser, general Aldo’nun ayaklanması ile neye uğradığını şaşırıyor.

 

Yönetmen koltuğunda Tim Burton

İlk serinin son bulmasının ardından fantastik yapımların efendisi olarak görülen usta yönetmen Tim Burton, 2001 yılında, ilk filmi kendi yorumuyla çekti. Charlton Heston’ın rolünü Astronot Leo olarak Mark Wahlberg üstlendi. Bilmediği bir gezegene inen Leo’nun, maymunlar tarafından esir alındıktan sonra köle olarak satılması ve gezegenden kaçış çabası işlendi. Film; Heston’un ardından gölgede kalan Wahlberg’in performansı, senaryonun tatmin etmemesi, neredeyse animasyon kıvamındaki görüntüler nedeniyle Burton’ın çektiği en başarısız yapımlardan biri olarak görülüyor.

 

Hikayenin başlangıcı

Vee tarihler 2011’i gösterdiğinde Maymunlar Cehennemi, ‘Maymunlar Cehennemi : Başlangıç’ (Rise of the Planet of The Apes) ile yeni bir seriye kavuştu. ‘Reboot’ furyasıyla (serinin yeniden yorumlanarak çekilmesi) konunun başlangıcını ele alan yapım, alzeimer hastası babası için çözüm arayan bilim insanı Will Rodman’ın (James Franco), maymunların genetiği ile nasıl oynadığı anlatılıyor. Ceaser’ın (Andy Serkis) gelişiminin de anlatıldığı film, duygusal açıdan da hikayeye yaklaşımıyla farkını ortaya koydu.

 

Barışın zorluğu

2014 yapımı ‘Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti’ (Dawn of the Planet of the Apes), gerçeğe en yakın maymun görüntüsünün yer almasıyla, izleyenler üzerinde büyük etki yarattı. İnsanlar ve maymunlar arasında sağlanan barışı korumanın ne kadar zor olduğunun altını çizen film, görselliği ve başarılı oyunculukları ile sanırım Türk halkının da sevdiği serideki en başarılı yapımlardan biri oldu.

 

 

Bir serinin daha sonu

Gelelim 14 Temmuz’da bizi sinema salonlarına çekecek ikinci serinin yeni filmine… ‘Maymunlar Cehennemi: Savaş’ (War for the Planet of the Apes), adından da anlaşılacağı üzere zeki maymunlar ve insanlar arasında savaşın bir türlü sonlamayacağını, yeni bir savaşın başlayacağını haber veriyor. Yönetmen koltuğunda Matt Reeves otururken, senaryo Matt Reeves ve Mark Bomback imzası taşıyor.

Fragmanlardan anladığımız kadarıyla gözümüzü kırpmadan izleyeceğimiz bir savaşa tanık olacağımız filmin ön gösterimlerini izleyen yabancı basının yorumlarına göre, ikinci seri inanılmaz derecede etkili ve tatmin edici bir finalle son bulacak.

Maymunlar Cehennemi, sadece görsel efektlerden, havalı karakterlerden oluşan bir yapım değil. Amacı sadece macera sunmak da değil. Aile ilişkilerini, duyguları, mücadeleyi, yaşam hakkını, dini, bilim adamlarının keyfine göre deneyler yapmasını, dostluğu, sadık kalmayı ve barışın zorluğu gibi birçok konuyu işlemesi ile sinema dünyasında önemli bir yere sahip.

Ancak yapımcıların para kazanma hevesiyle aceleye getirilen ve birer yıl arayla yayınlanan ilk serideki devam filmleri, seyircilerin bir süre seriden uzaklaşmasına neden olmuştu. Neyse ki ikinci seri ile bu durum değişti.

 

 

KUTU:

 

Televizyon ve çizgi dizi

 

Serinin ayrıca 1974 yılında yayınlanan ‘Planet of the Apes’ adında bir televizyon dizisi ve 1975 yılında yayınlanan ‘Return to the Planet of the Apes’ adında çizgi dizisi var. Gerçek oyuncuların rol aldığı her iki dizi de bir yıl yayınlandıktan sonra beklenen ilgiyi göremeyip ekrandan kaldırıldı.

Pınar Karahan lisansını iktisat ile halkla ilişkilerde, yüksek lisansını ise Marmara Üniversitesi'nde halkla ilişkiler alanında tamamladı. Uzun süre Hürriyet Gazetesi'nde eğitim muhabiri olarak çalıştı. Şimdilerde Vatan Gazetesi'nde ekonomi editörlüğü yapan Karahan, yaklaşık 3 yıldır gazetedeki 'Vizyonist' köşesinde vizyona yeni giren filmleri yorumluyor. Küçük yaşlardan beri, hayalleri gerçek kılabilen tek alan olarak gördüğü sinemayla iş yoğunluğu arasında kaçak yürüttüğü aşk onu Cinedergi ile de tanıştırdı. Karahan; özellikle, yorulduğunu hissettiği, motivasyonunu kaybetmeye başladığı anlarda Bollywood filmlerine sığınıyor. Bir gün zihnindeki hikayeleri beyazperdeye yansıtabilirse, yaptığı filmlerle toplumsal sorunlara dikkat çeken yazar, yönetmen ve oyuncu Aamir Khan'ın yolundan yürümek istiyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.