Bu ay 24-27 Haziran tarihleri arasında kutlanacak Şeker Bayramı öncesi, çikolata ve şekerlemeleri konu alarak hem ağzımızı hem gönlümüzü tatlandıran filmleri ele aldık

Uzun uzun düşünüyorum ancak çikolata ve rengarenk şekerlemelerin yerine koyabilecek başka bir ürün bulamıyorum. İnsana resmen gizli bir mesaj yollayan kokuları, seçmemizi zorlaştıran renkleri, anlatmakta zorlanacağımız tatları… Her biri birer mucize gibi duruyor.

Çikolata: Toplumsal mesaj nesnesi

Neredeyse en özel anlarımızda çikolata ve şekerlemeler var. Doğum günlerimizde, kız isteme, nişan ve düğün gibi kutlamalarda, sevgililer gününde, misafirlikte… Birleştirici bir güce sahip. Ofise gelen bir kutu çikolata, anında herkesin işe ara verip etrafında toparlanmasını sağlayabiliyor. Tanışmak istediğin kişiye bir parça çikolata uzatıp iletişim kurabiliyorsun.

Ancak öyle bir gün var ki çikolata ve şekerlemeler ile ilgili en güzel anılarımız o güne ait: Ramazan ya da diğer adıyla Şeker Bayramı. Bu yıl 24-27 Haziran tarihleri arasında kutlanacak olan Bayram’da yine çocuklar kapı kapı dolaşıp şeker poşetlerini doldurmaya çalışacak. Uzatılan şeker ve çikolata kaselerinden kibarlık gereği bir tane alırken seçmekte zorlanıp utanacaklar.

Peki, sinema, bu büyü etkisi olan ürünleri görmemezlikten gelmiş olabilir mi? Elbette hayır! Birçok sinema filmine konu olan şeker ve çikolatalar, filmlerin ilk dakikalarından itibaren ağız sulandırıcı etkisini gösteriyor.

Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası (1971)

Filmin akıllı ve gözü tok kahramanı Charlie de her çocuk gibi çikolatayı çok sever ancak ailesi o kadar fakirdir ki sadece doğum günlerinde çikolata yiyebilir. Yaşadıkları şehirdeki çikolata fabrikasının sahibi Willy Wonka, fabrikada bir gezi vaadiyle yarışma düzenler. 5 çocuk fabrikayı gezecektir. Wonka’nın asıl amacı yerine geçecek varisi seçmektir. Roald Dahl tarafından 1964 yılında yayınlanan ‘Charlie and the Chocolate Factory’ adlı çocuk romanının ilk sinema uyarlaması olan film, çikolatanın eşsiz dünyasına güzel bir yolculuk yaratıyor. Film, bugüne kadar yapılmış en iyi çocuk filmlerinden biri olarak kabul görüyor.

Çikolata (2000)

Sanırım çikolata ve sinema denildiğinde akla ilk olarak, Johnny Depp (Roux) ve Juliette Binoche’un (Vianne) başrolünü üstlendiği ‘Çikolata’ filmi geliyor. Ufak bir Fransız köyüne taşınıp açtığı çikolata dükkanı ile tüm köy halkının hayatını değiştiren Vianne’in yaptığı çikolataların yanı sıra hiçbir zaman karizmasından ödün vermeyen Roux ile yakınlaşması izleyenleri etkisi altına almayı başarıyor. Ekranda pişen çikolatanın kokusu adeta burnunuza kadar geliyor. Binoche’un dediği gibi, “Bu çikolata hakkında bir film. Nasıl kötü olabilir ki?”

Charlie’nin Çikolata Fabrikası (2005)

Hiç şüphesiz ilk uyarlamanın ardından ikinci filmdeki en büyük artı Willy Wonka’yı Johnny Depp’in canlandırması. Fantastik yapımların usta ismi Tim Burton’ın yönettiği filmin konusu ilk filmle tamamen aynı olmasına karşın, Wonka’nın aile yapısına, yaşadıklarına ve babasıyla ilişkisine odaklanmayı da ihmal etmiyor. Müthiş çikolata görüntüleri eşliğinde hem küçüklerin hem de büyüklerin favori filmleri arasında yer almayı başarıyor.

Les Emotifs Anonymes (2010)

Türkçe’ye ‘İsimsiz Romantik’ olarak çevrilen filmin başrollerini, ‘Ancak bu kadar birbirine uyumlu ikili olur’ dedirten Benoıt Poelvoorde (Jean-Rene) ve Isabelle Carre (Angelique) üstleniyor. Topluma karışmak ve iletişim kurmakta oldukça zorlanan, bu yüzden birbirlerine oldukça benzeyen ikilinin yolu Jean-Rene’nin çikolata dükkanında kesişiyor. Utangaçlığı nedeniyle yıllarca dillere destan olan çikolataları yapan kişi olduğunu saklayan Angelique, burada da durumu anlatamayınca satış görevlisi olarak işe başlıyor. Daha ilk görüşte birbirlerinden etkilenen ikiliyi birleştiren ise çikolatanın o dayanılmaz gücü oluyor.

Bonus:

Çukulata: Çikolatanın Yerli Tarihi

Çikolatanın Osmanlı topraklarına nasıl geldiği, ne gibi işlevler yüklendiği, nasıl sunulduğu, nasıl algılandığı, Cumhuriyet dönemine nasıl devrolduğu, 1960’lara kadar nasıl bir yol izlediği ve bugünkü itibarlı konumuna nasıl kavuştuğunu anlatan kitabın belgeseli yayınlandı. Belgeseli izlerken, Avrupa’nın bile beş asırdır bildiği çikolatanın olmadığı dönemi düşünmek şaşırtıcı geliyor. Bugün bildiğimiz haliyle çikolatanın tarihi ise 150 seneyi geçmiyor. Böylesine hayatımızda yer etmiş bir ürün için ne kadar da kısa bir süre…

Kitapta, Zakkum grubunun ‘Ah Çikolata’ adlı şarkısına da atıfta bulunuluyor: “Çikolata yarama merhem olsana. Çikolata onu unuttursana. Çikolata beni benden alsana. Çikolata hadi sözünde dursana”.

 

Pınar Karahan lisansını iktisat ile halkla ilişkilerde, yüksek lisansını ise Marmara Üniversitesi'nde halkla ilişkiler alanında tamamladı. Uzun süre Hürriyet Gazetesi'nde eğitim muhabiri olarak çalıştı. Şimdilerde Vatan Gazetesi'nde ekonomi editörlüğü yapan Karahan, yaklaşık 3 yıldır gazetedeki 'Vizyonist' köşesinde vizyona yeni giren filmleri yorumluyor. Küçük yaşlardan beri, hayalleri gerçek kılabilen tek alan olarak gördüğü sinemayla iş yoğunluğu arasında kaçak yürüttüğü aşk onu Cinedergi ile de tanıştırdı. Karahan; özellikle, yorulduğunu hissettiği, motivasyonunu kaybetmeye başladığı anlarda Bollywood filmlerine sığınıyor. Bir gün zihnindeki hikayeleri beyazperdeye yansıtabilirse, yaptığı filmlerle toplumsal sorunlara dikkat çeken yazar, yönetmen ve oyuncu Aamir Khan'ın yolundan yürümek istiyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.