2001’de başlayan ve 16 yıldır devam eden Hızlı ve Öfkeli serisi çılgınlığının 2013’te Paul Walker’ın hayatını kaybetmesinin ardından devam edip etmeyeceği merak konusuydu. 2015’te Walker’ı son kez izlediğimiz Furious 7’nin dünya çapında 1,5 milyar dolar gişe hasılatı getirerek tüm zamanların en çok izlenen 6. filmi olmasının ardından devam etmemesi imkansız gözüküyordu. Sekizinci film için kollarını sıvayan ekibin başına yönetmen olarak The Negotiator, The Italian Job, A Man Apart, Law Abiding Citizen ve Straight Outta Compton filmlerinin yönetmeni F. Gary Gray getirildi. “The Fate of the Furious” adını taşıyan sekizinci filmde Vin Diesel, Michelle Rodriguez, Dwayne Johson, Jason Statham, Tyrese Gibson, Ludacris, Nathanie Emmanuel ve Kurt Russell’lı kadro yerini korurken Scott Eastwood, Charlize Theron, Kristofer Hivju ve Helen Mirren da karşımıza çıkacaklar.

Ülkemizde 14 Nisan 2017’de vizyona girecek olan Hızlı ve Öfkeli 8 / The Fate of the Furious filminin gelişi sebebiyle serinin önceki yedi filmine göz atmakta fayda var.

The Fast and the Furious (2001)

Rob Cohen yönetiminde, Paul Walker, Vin Diesel, Michelle Rodriguez ve Jordana Brewster’lı kadrosuyla yola çıkan ilk Hızlı ve Öfkeli filmi temelde ortalama bir araba yarışı filmiydi. Kaslı ve yakışıklı erkekler, güzel kadınlar, modifiye arabalar, izleyici gaza getiren müzik kullanımları 90’ların bitip 2000’lerin başladığı dönemin gençleri için daha özel bir anlam ifade ediyor. Hem serinin başlangıcı olması hem de serinin sonradan dev bir blockbuster’a ve abartılı kahramanlık hikayelerine dönüşecek olan yapısını minimumda ve daha düşük beklentilerde tuttuğu için belirli bir kesim tarafından küçük çaplı bir “kült” duygusu bile yaratabilir. Her şeyin başlangıcı bu filmdi ve yönetmeni Rob Cohen’e daha yüksek bütçelerle Hollywood’un orta sınıf aksiyon yönetmenlerinden biri olma imkanını, Paul Walker, Vin Diesel ve Michelle Rodriguez’e ise aksiyon filmlerinin yeni yıldızları olma fırsatını verdi. 38 milyon dolar bütçeli film dünya çapında 207 milyon dolar hasılat elde etti.

2 Fast 2 Furious (2003)

John Singleton yönetimindeki serinin ikinci filminde bütçe iki katına yükseldi ama oyuncu kadrosunda ikinci, üçüncü ve dördüncü isimler olan Vin Diesel, Michelle Rodriguez ve Jordana Brewster kadrodan ayrıldı. İlk filmin yönetmeni Rob Cohen “Yeni Nesil Ajan XXX” filmini yönetti ve Vin Diesel’i de yanına aldı. Michelle Rodriguez de Paul W.S. Anderson’un Resident Evil serisine başladı. Tek kalan Paul Walker’ın yanına daha önce yönetmen Singleton’la Baby Boy filminde çalışan ve Vin Diesel kadar karizmatik olmayan Tyrese Gibson getirildi. Kadın oyuncu boşluğu da Eva Mendes ve Devon Aoki ile dolduruldu. 76 milyon dolar bütçeli film, ilkinden daha çok aksiyon sahnelerine sahip olsa da eski kadronun verdiği tadı pek yakalayamadı. İlk filmin iki katı bütçeye sahip olmasına rağmen ilk filmden sadece biraz fazla -236 milyon dolar- hasılat elde etti.

The Fast and the Furious: Tokyo Drift (2006)

Justin Lin yönetimindeki serinin üçüncü filmi, ilk filmden kalan tek kişi olan Paul Walker’ın da filmde yer almamasıyla birlikte serinin genel olarak en sevilmeyen ve gişede başarısız olarak kalan filmi haline geldi. Oyuncu kadrosunun tamamı tanınmadık kişilerden oluşan ve başroldeki karizma yoksunu Lucas Black’in –yerli dizilerde lise öğrencisi diye 30 yaşlarında adam oynatmanın Hollywood versiyonu- bir başrol olarak izleyiciyi tatmin edememesiyle hafızalara kazındı. Yakuza çeteleri, Need For Speed’i andıran drift sahneleri ve bol bol kadın vücudu gösteren film, son sahnesinde Vin Diesel’i oynatarak izleyiciyi heyecanlandırmayı başardı. Ayrıca daha sonra 7 film olacak bir serinin sıralamasında zaman olarak 6. ve 7. filmin arasında bir yerde konumlandığını söylemek filmi ilgi çeken tarafı. 85 milyon dolar bütçeli film 158 milyon dolar hasılat elde ederek ilk iki filmin epey gerisine düştü ve serinin bir daha devam etmeyeceği düşünüldü.

Fast & Furious (2009)

Serinin dibi görmesini sağlayan üçüncü filmin yönetmeni Justin Lin’in aynı zamanda seriyi tekrar dirilten ve Hızlı ve Öfkeli’yle özdeşleşecek olan yönetmen olacağını kim bilebilirdi ki? İlk filmdeki Paul Walker, Vin Diesel, Michelle Rodriguez ve Jordana Brewster’lı efsane dörtlüyü tekrar bir araya getiren seri, önceki iki filmin aksine gerçek bir Hızlı ve Öfkeli serisi devam filmiydi. Filmin aksiyon sahneleri haricinde sadece bir tane araba yarışı sahnesi bulunması ve genel olarak ilk filmin 5 yıl sonrasını anlattığı için karakterlerin üzerine giden senaryosuyla serinin “aksiyon bombası” filmlerinden biri olarak anılmadı. Yine de eski kadroyu bir araya getirmesi, giderek artacak olan kadroya üçüncü filmden Sung Kang’ı eklediği ve günümüzde “Wonder Woman” olarak yükselişte olan Gal Gadot’u seriye dahil ettiği film olarak hafızalarda kaldı. 85 milyon dolar bütçeli film toplamda 363 milyon dolar hasılat elde ederek seriyi adeta yeniden canlandırmayı başardı.

Fast Five (2011)

Justin Lin yönetimindeki serinin beşinci filmi Hızlı ve Öfkeli: Rio Soygunu, serinin en iyi filmi olarak öne çıktı ve adeta serinin bugüne kadarki yörüngesini değiştirdi. Karakterler birbirine bağlandı, olaylar toparlandı, oyuncu kadrosu genişledi, aksiyon sahneleri ve kurgusu ilk dört filme oranla daha çok öne çıktı, araba yarışlarından ziyade dövüş ve aksiyon sahneleriyle öne çıktı. Böylelikle sanki ilk dört film, bu beşinci film için çekilmiş gibi bir izlenim yarattı. Dördüncü filmde öldürülen (altıncı filmde geri dönecek olan) Michelle Rodriguez’in yer almadığı film, Paul Walker, Vin Diesel, Jordana Brewster, Sung Kang ve Gal Gadot’lu kadrosuna ikinci filmden Tyrese Gibson, Ludacris ve Eva Mendes’i ve ayrıca Dwayne Johnson’ı dahil etti. 125 milyon dolar bütçeli film dünya çapında 626 milyon dolar hasılat elde ederek iyice dev blockbuster filmler arenasına kalıcı bir şekilde giriş yaptı.

Fast & Furious 6 (2013)

Justin Lin’in dördüncü ve son kez yönettiği serinin altıncı filmi, git gide artan ve iyice mantık sınırlarının dışına çıkarak abartmaya başlayan aksiyon sekanslarının zirve yaptığı filmlerden biriydi. Serinin beşinci filmden sonra eksenini kaydırması, tanındık oyuncu sayısının arttırılması ve izleyiciyi gaza getirecek aksiyon sahneleri & müziklere aşırı yüklenilmesi popüler izleyici nezdinde olumlu bir geri dönüş aldı ve serinin hasılat oranı gittikçe yükseldi. Beşinci filmin standart kadrosu korunurken dördüncü filmde öldüğü zannedilen Michelle Rodriguez’in geri dönmesi ve aksiyon filmlerinin en çok tanınan isimlerinden Jason Statham’ın da kadroya eklenmesi seriyi uçurdu. Ayrıca 6. ve 7. film arasında köprü görevi gören 3. filmden Lucas Black ve Nathalie Kelly de bu filmde tekrar ortaya çıktı. 3. ve 4. filmden bu yana kadroda olan Sung Kang ve Gal Gadot’un karakterlerinin filmde ölmesi hayranlar arasında üzüntü yarattı. 160 milyon dolar bütçeli film gişede 788 milyon dolar hasılat elde ederek yükselişine devam etti.

Furious 7 (2015)

Altıncı filmden sonra seriyle ilişkisini kesen Justin Lin’den sonra yönetmenlik koltuğuna günümüz korku filmleri yönetmenlerinin en popüleri olan James Wan’ın getirilmesi soru işaretleri yaratmıştı. James Wan, 190 milyon dolar bütçeli filmde zanaatkarlığını konuşturarak son iki filmde dozu iyice artan abartı aksiyon sekanslarını adeta zirveye çıkardı. Uçaktan paraşütle atlayan, gökdelende gökdelene uçan arabalar derken serinin açık ara en uçuk filmi oldu. Filmin en hüzünlü tarafı ise kuşkusuz çekimleri sürerken Paul Walker’ın genç yaşta hayatını kaybetmesi oldu. Paul’un yarım kalan sahneleri kendisine benzeyen kardeşi Cody Walker’ın dublörlüğü ve bazı CGI sahnelerle tamamlandı. Filmin son 5 dakikasında Vin Diesel’ın diyalogları üzerinden ve jenerikte yapılan Paul Walker anması, 190 milyon dolar bütçeli bir aksiyon filminde izleyicilerin gözlerinin dolmasını sağladı. 140 dakikalık süresiyle serinin en uzun filmi olan Furious 7, Paul Walker, Vin Diesel, Michelle Rodriguez, Tyrese Gibson, Jordana Brewster, Ludacris, Lucas Black, Nathalie Kelly, Dwayne Johnson, Jason Statham ve hatta –arşiv görüntüler olarak da olsa- Gal Gadot ve Sung Kang ile serinin tüm oyuncularını tek bir filmde toplayıp üzerine de Nathalie Emmanuel, Kurt Russell, Tony Jaa ve Djimon Hounsou gibi yeni isimleri ekleyerek kadro açısından efsaneleşti. 190 milyon dolar bütçeli film toplamda 1,5 milyar dolar hasılat yaparak dünya çapında bu rakamı geçebilen 6 filmden biri olmayı başardı.

Halil İbrahim Sağlam

 

20 Temmuz 1989 yılında İstanbul'da doğdu. Sinemayla 16 yaşında ilgilenmeye başladı ve usta Yeşilçam yönetmenlerinden ders alarak kendini geliştirdi. Kısa metraj filmler yönetti ve senaryolarını yazdı. İstanbul Arel Üniversitesi’nin ve Erciyes Üniversitesi’nin “Sinema ve Televizyon” bölümlerinden mezun oldu. 2011’den bu yana sinema yazarlığı yapıyor. Güney Kore sinemasına ve polisiye romanlara özel bir ilgisi var. İlk uzun metrajlı filmini çekebilmek ve polisiye türündeki ilk romanını yayımlatabilmek için çalışmalarını sürdürüyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.