Alexandre Aja, son filmiyle Ekim ayında sinemalarımıza konuk olacak. Biz de bu vesileyle Aja’nın filmografisine bir göz atalım istedik.

Alexandre Aja’nın son filmi The 9th Life of Louis Drax, 28 Ekim’de gösterime giriyor. Marcus Nispel ile beraber “remake yönetmeni” yaftalamasına maruz kalan sinemacıların başında gelen Aja, umut veren kariyer başlangıcını anlamsız yeniden çevrimler ile sürdürerek takipçilerini hayal kırıklığına uğratmıştı. Üzerine yapışıp kalan yaftadan kurtulmak için çektiği roman uyarlaması Horns ise ne seyirciler, ne de eleştirmenler tarafından pek beğenilmedi. Yine bir roman uyarlaması ile karşımıza çıkacak olan Alexandre Aja, bakalım bu sefer şeytanın bacağını kırabilecek mi

7 Ağustos 1978, Paris doğumlu Aja’nın gerçek ismi Alexandre Jouan Arcady’dir. İsminin baş harflerini birleştirerek oluşturduğu AJA’yı sahne ismi olarak seçen Fransız sinemacı, 1997 tarihli kısa filmi Over the Rainbow ile Cannes’da en iyi kısa film adayları arasına girmeyi başardığında sadece 19 yaşındaydı. İki sene sonra ilk uzun metrajlı filmini yönetti. Julio Cortazar’ın kısa öyküsü Graffiti’den uyarlanan Furia’nın senaryosunu Gregory Levasseur ile beraber yazdı ki işbirlikleri daha uzun yıllar devam edecekti.

Alexandre Aja ismini bütün dünyaya duyuran film ise Haute tension (High Tension, 2003) oldu. Daha önce Lucio Fulci ile beraber çalışan ünlü makyaj ustası Giannetto De Rossi’nin maharetli ellerinin değdiği efektler ile güç kazanan, bol kanlı ve aşırı şiddet içeren sekanslar, korku hayranlarını fazlasıyla mest etti. Yeni Fransız Dehşet Sineması olarak isimlendirilen akım içerisinde ayrıcalıklı bir yere sahip olan High Tension’ın senaryosunun altında yine Alexandre Aja ve Gregory Levasseur’un imzaları vardı. Film, 2003 Toronto Film Festivali’nin Geceyarısı Çılgınlığı bölümünde gösterildikten sonra (bazı şiddet sahneleri kırpılarak) yeni kıtada da gösterime girdi ve menfi ya da müspet büyük ses getirdi.

Alexander Aja, verdiği röportajlardan birinde High Tension ve Fransız Korku Sineması hakkında ilginç ipuçları veriyor: “High Tension, korku türüne bir övgüydü ya da bir korku kasidesi. Film Fransa’da başarılı oldu ve bu sayede filmi yurtdışına satabildik. Bu ticari başarı, yapımcılara Fransa’da da kârlı korku filmleri çekilebilmenin yolları olabileceğini gösterdi. Ama yeni korku filmleri ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, Fransa dışında hep daha iyi eleştiriler aldılar. Bu çok garip bir durum çünkü İngiliz ve Amerikan korku filmlerinin gişesi Fransa’da hep çok iyidir. Sanki Fransızların Fransa yapımı veya içinde Fransız oyuncular olan korku filmlerine karşı bir tiksintisi var gibi. Hatta Fransızlar, Yeni Fransız Dehşet Sineması akımının farkında bile değiller.”

High Tension’ı izleyip beğenen Wes Craven’ın davetiyle Amerika’ya giden Aja, usta yönetmenin 1977 tarihli The Hills Have Eyes’ının yeniden çevrimini yönetmeye soyundu. Levasseur ile beraber yeni senaryoyu yazan Aja, sonunda “remake yönetmeni” olarak anılacağı yolun henüz başında olduğundan haberdar mıydı, bilinmez. 15 milyon dolarlık bütçeye sahip film, maliyetini dörde katlayarak tüm dünyada 70 milyon dolara yakın hasılat elde etti. Bu ticari başarı Aja’nın Amerika’daki konumunu sağlamlaştırdı. Daha sonra The Hills Have Eyes II (2007) ismiyle bir de devam filmi çekildi. O sıralarda bir sonraki projesine odaklanan Aja, yönetmenlik teklifini kabul etmedi ve devam filmini Martin Weisz çekti.

Alexandre Aja’nın bir sonraki projesi yine bir yeniden çevrim idi. Sung-ho Kim tarafından yönetilen, Güney Kore yapımı Geoul Sokeuro’dan (2003) uyarlanan filmin ismi Mirrors (2008) oldu. Daha önce orijinaline sadık kalan bir senaryo yazılmıştı ama direksiyona geçen Aja, okuduğu senaryoyu beğenmedi ve orijinal filmin ana fikrini koruyarak önemli bazı değişiklikler yaptı. Film, eleştirmenler tarafından beğenilmese de gişede maliyetini ikiye katlamayı bildi. Bunun üzerine Hollywood’un ithal sinemacılarından Victor Garcia’nın yönettiği bir devam filmi çekildi: Mirrors 2 (2010).

Joe Dante’nin B-film bombası Piranha’nın (1978) yeniden çevrimi için yönetmenlik koltuğuna geçen kişi tabii ki Alexandre Aja idi. Üç boyutlu Piranha 3D (2010), içi boş ama eğlenceli bir lunapark deneyiminden fazlası değildi. 24 milyon dolara kotarılan film, tüm dünyada 83 milyon dolar gişe hasılatı elde etti ve tabii ki yine bir devam filmi ile taçlandırıldı: Piranha 3DD (yön: John Gulager, 2012).

Aja, 2016 yılı içerisindeki röportajlarından birinde yeniden çevrim hakkındaki görüşlerini paylaşıyor: “Başka yeniden çevrimlerde de yer almak isterim. The Hills Have Eyes’tan sonra yeniden çevrimlerden uzak durmak istedim çünkü “remake yönetmeni” olarak anılmak istemiyordum. Ancak günümüz korku seyircisi, yeniden keşfetme fikrine çok sıcak yaklaşıyor ve bu sanatsal özgürlük gerçekten ilham verici bir ortam yaratıyor. Scanners’a dayalı bir TV dizisi için görüşmeler yapıyorum çünkü Cronenberg’in yarattığı evrenin sonsuza kadar genişletilebileceğini düşünüyorum. The Brood’u günümüz toplumuna uyarlayıp yeniden çekmek de ilginç olurdu. Stephen King’s It çocukluğumun favori filmlerinden biriydi ve yeniden çevrimi görmek için sabırsızlanıyorum. Kendim çekmeyi çok isterdim.”

Bu süreçte faaliyet alanını genişleten Aja, Amerika macerası sırasında yanından hiç ayrılmayan Levasseur ile beraber P2’nun (2007) ve seksenlerin kült korkularından Maniac’ın yeniden çevriminin (2012) senaryolarını yazdı, yapımcılığını üstlendi. Her iki filmi de Franck Khalfoun yönetti. Ayrıca Gregory Levasseur’un yönettiği The Pyramid’in (2014) yapımcıları arasında yer aldı.

Yeniden çevrim zincirini kıran ilk filmi Horns (2013) oldu. Joe Hill’in aynı isimli romanının serbest bir uyarlaması olan filmin başrollerinde Daniel Radcliffe ve Juno Temple yer alıyordu. Harry Potter’ı okuyarak büyüyenlerin daha yetişkin seviyeye geçmeden önce geçtikleri bir köprü gibi gördüğü romanı sinemaya uyarlamak istediğini söyleyen Aja, biraz da Radcliffe tercihinin sebebini açıklıyor aslında. Horns ile hem eleştirel, hem de ticari anlamda beklediği karşılığı göremeyen Aja’nın yeni projesi de bir roman uyarlaması.

Liz Jensen’in aynı isimli romanından uyarlanan The 9th Life of Louis Drax’ın senaryosunu Max Minghella kaleme aldı. Horns’un oyuncularından biri olan Minghella, bir gün bir sohbet esnasında yazdığı senaryoyu Aja’ya gösterir. Senaryoya bayılan Aja, hemen romanı okur ve filmi çekmeye karar verir. 28 Ekim’de gösterime girecek olan filmin başrollerinde Jamie Dornan, Sarah Gadon, Aiden Longworth, Oliver Platt, Molly Parker, Julian Wadham, Jane McGregor, Barbara Hershey ve Aaron Paul gibi oyuncular yer alıyor. Film, Louis Drax isimli çocuğun hayatı boyunca devam eden birtakım tuhaf talihsizliklerin ölümcül bir kazaya neden olduğu dokuzuncu yaşgününde başlar. Dr. Allan Pascal, çocuğun yaşadığı kazanın arkasındaki garip durumları ve hayatına musallat olan karanlık rastlantıları araştırmaya girişir. Fragman hiç fena görünmüyor ama filmin nasıl olduğunu görmek için Ekim ayının sonuna kadar beklemek zorundayız.

Murat Kızılca

 

 

1971 Beylerbeyi, İstanbul doğumlu. 2008 yılında Öteki Sinema ekibine katıldı. 2012-2013 yılları arasında Popüler Sinema için vizyon filmleri yazdı. Kasım 2013’ten itibaren aylık online sinema dergisi CineDergi için Bilinmeyen isimli köşeyi hazırlıyor. Kasım 2014’ten beri aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. Halen yazmaya devam ettiği Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.