Eylül ayının yaklaşmasıyla birlikte çok sayıda yeni dizi izleyiciye merhaba dedi. Bunlardan bir tanesi 26 Ağustos Cuma Fox Tv ekranlarında yayınlanmaya başlayan Bana Sevmeyi Anlat. Ay Yapım’ın yapımcılığını üstlendiği dizinin yönetmenliğini Mesude Erarslan, senaristliğini ise ilk filmi “Köksüz” ile beğeni toplayan Deniz Akçay üstleniyor. Dizinin başrollerinde Seda Bakan ve Mustafa Üstündağ’ın yanı sıra düğünü bu yıla damgasını vuran Kadir Doğulu yer alıyor. Başarılı oyuncu Dolunay Soysert ile Kadir Çermik, Mahperi Mertoğlu, Bihter Dinçel ve Serdar Özer dizide rol alan oyuncular arasında yer alıyor.

Henüz ilk bölümü yayınlanan dizinin hikâyesi Almanya’da yaşayan ve hayatındaki en önemli varlığı oğlu Rüzgâr olan Leyla ile İstanbul’da başarılı bir restoran işletmecisi olan fakat en yakınlarının ihanetiyle hayatı darmadağın olan Alper’in yollarının kesişmesi ile başlıyor. Dizinin ilk bölümünün final sahnesi olan bu kesişmeye kadar paralel kurguyla Leyla ve Alper’in hayatlarına tanık oluyor izleyici.

Leyla özellikle oğluna daha iyi bir gelecek sunmak için babasının patronu Haşmet’in evlilik teklifini kabul ediyor. Alper’de karısı ve abisinin geçirdikleri kaza sonucunda abisinin ölümü, boşanmanın eşiğinde olduğu karısı Berna’nın da komaya girmesi sonucu kızı Çiçek ve yeğenleriyle baş başa kalıyor. Alper’in dağılan hayatı abisinin ölmeden önce hesaplarındaki birikimi aldığını öğrenmesi ve bunun üzerine iflas etmesiyle daha da zor ve soru işaretleriyle dolu bir hal alıyor. Borç içerisindeki Alper yakın arkadaşı Engin’in referansıyla Haşmet’in restoranlarında işletmecilik yapmaya başlıyor. Düğün günü Alper ateşlenen kızını hastaneye götürmek için düğünden ayrıldığı esnada, nikâh öncesinde Haşmet’in kendisini kandıran eski işletmecisi hakkında verdiği ölüm emrini tesadüfen öğrenen ve düğünden kaçan Leyla onun arabasına biniyor.

Aşk, ihanet, yalanlar, tesadüfler…

Dizinin ilk bölümündeki anlatısı ve yayınlanan 2. Bölüm fragmanı çerçevesinde Bana Sevmeyi Anlat’ın olası başarısı ya da başarısızlığı konusunda bir şey söylemenin henüz erken olduğunu düşünüyorum. Ancak şimdilik göze çarpan noktalara değinmekte fayda var. Öncelikle dizinin daha ilk bölümünden aşk, ihanet (Alper’in eşi Berna yakın arkadaşları Onur ile yasak aşk yaşar), yalanlar, sırlar, fedakâr anne-baba, tesadüf örüntüleri bir yandan dizide tansiyon yaratıyor diğer yandan da gelecek bölümlerin çatışmalarını hazırlıyor. Bu anlamda dizinin izleyicinin merak ve heyecanını canlı tutabileceği kanısındayım. Ancak benim pimpirikli halimden midir bilinmez bazı sahnelerde mantık duvarımı tırmalayan bu nedenle paylaşmak istediğim noktalar var. Şimdi öncelikle Leyla’nın Haşmet’in odasına gitme sahnesi. Tamam gelinimizin kaçak gelin haline dönüşmesi için Haşmet’in sakladığı yüzünü görmesi şart ancak birkaç dakika sonra kendisini almaya gelecek olan damadın odasına nikah hediyesini vermeye gitmesi, ardından o panik ve zamansızlığa rağmen odasında arkadaşıyla plan yapma sahnesinin biraz sünmesi, kızı için oldukça endişeli olan Alper’in arabanın koltuğuna oturur oturmaz basıp gitmek yerine Leyla’nın kapıdaki güvenliğe taksi sorması ve tanımadığı Alper’in arabasına binmeye karar vermesi arasında geçen sürede hala orada olması ilk elden gözüme takılanlar. Sanki bazı noktalarda minareye kılıf azıcık bol kalmış.

Diziye ilişkin yapılan kimi yorumlarda oyuncu seçimi açısından özellikle Seda Bakan’ın rolle çokta örtüşmediği daha doğrusu kendisini daha önce sıklıkla izlediğimiz komedi rollerini anımsattığı yönünde yorumlar vardı. Açıkçası ben buna katılmıyorum. Evet, ilk bölüm için Leyla karakterine dair kimi sorunlar olmakla birlikte yine de oyuncuların aynı tip rolleri canlandırmalarının oyunculuklarına ve kendilerine yapacakları en büyük haksızlık ve dolayısıyla hata olacağı kanısındayım. Bu nedenle zamanla Seda Balkan’ın Leyla karakterini daha fazla içselleştireceği oyunculuğuna farklı bir soluk getireceği ümidini taşıyorum.

Dizi bize sevmeyi anlat…

Karakterlerin yaşları, yaşanmışlıkları ve kaçınılmaz olarak aşkın pençesine düşecekleri düşünüldüğünde erken bir ikinci bahar hikâyesi izleyeceğimiz kanısındayım. Bu dizi kime hitap eder? Evet, karakterlerimiz genç ancak her ikisinin de hayatlarının merkezinde olan çocukları düşünüldüğünde onların hikâyesinin hayran safları açan diziyi ve oyuncuları hayatlarının merkezine oturtan genç izleyicilere hitap etmeme ihtimali söz konusu, bir üst jenerasyonu yakalaması daha olası görünüyor. Bakalım dizi izleyiciye sevmeyi anlatabilecek mi?

 

Nergiz KARADAŞ

Ankara doğumlu olan Nergiz Karadaş, 2007 yılında Başkent Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo TV ve Sinema bölümünü bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Radyo TV ve Sinema Anabilim dalında “Türk Sinemasında Bir Oyunculuk Analizi: Şener Şen Örneği” başlıklı yüksek lisans tezini tamamladı. 2017 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sinema-TV Anabilim Dalı’nda “1980 Sonrası Türk Sineması’nda Zenginlik Temsilleri Üzerine Bir Alımlama Çalışması” başlıklı doktora tezini tamamlamıştır. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümünde Dr Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. İki yılı aşkın bir süredir Cinedergi’de dizi kritik yazarı olan Nergiz Karadaş’ın uluslar arası ve ulusal hakemli dergilerde, kitaplarda sinema ve kültürel çalışmalar ile ilgili yazılmış makaleleri bulunmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.