5 Dakkada Değişir Bütün İşler filminin kadın oyuncusu Ecem Özkaya filmin oyuncuları, Haki Biçici, Ali Düşen Kalkar, Emre Altuğ ile nasıl baş ettiğini anlattı.

Son dönem komedi filmleri çok revaçta. Orçun Benli’nin yönettiği 5 Dakkada Değişir Bütün İşler bu ay izleyici ile buluşuyor. Filmin ana karakterleri erkek olsa da onları sette sallayan bir prenses var. Ecem Özkaya ‘Onlarla başetmek için bazen onlara uyduğum oldu’ dese de beni sete geldiğimde prensesler gibi karşıladılar demeyi ihmal etmedi. Özkaya perdedeki başarısı için vücuduna büyük özen gösterdiğini ‘Sinemadaki başarım için enstürümanıma iyi bakıyorum’ sözleriyle ifade etti

Beş Dakkada Değişir Bütün İşler filminin senaryosunu okuduğunuzda diğer komedilerden farklı olarak ne gördünüz?

Senaryoyu okuduğumda çizgi film senaryosu okuyormuş gibi okudum. Çok uzun zamandır sinema filmi yapmadığım için beni heyecanlandırdı. Okurken senaryoyu keyif aldım. Diğer komedilerden farklı olarak çizgi film senaryosu olması fark yaratıyordu. Kara komedi diyebiliriz.

Sizin ilk sinema filminiz projeye nasıl katıldınız?

Bu benim ikinci sinema filmim. Yine Emre Altuğ ile birlikte “Sizi Seviyorum” diye bir film içinde yer almıştım. Tesadüf etti ve yine Emre Altuğ ile oynadık. Orçun Benli senaryoyu bana getirdiğinde çok tanıdık bir kadro kurmuştu. Böylelikle dahil olmuş oldum projeye.

Rolünüzden bahsedebilir misiniz?

Filmde Ceyda karakterini canlandırıyorum. Sert bir kadın. Etrafındaki onca erkeğe rağmen onlara biraz feminenlik katan işlerin kadın zekası ile de çözünebilirliğini ortaya koyan bir kadın. Çok kılık kıyafet değiştirdim. Umarım seyircimizin de hoşuna gider.

Bazı roller vardır onlara hazırlanmak gerekir. Mesela tarihi bir kişiliği oynuyorsanız veya engelli birini canlandıracaksanız araştırma yaparsınız. Bir de oyuncunun kendi tecrübesinden yola çıkarak hazırlandığı roller vardır. Bu film hangisine yakın.

Tarihi bir karakter olmadığı için elimde bir biyografi yoktu. Kendi tecrübelerimden seyrettiklerimden gördüklerimden ve birazda yorum katarak ortaya çıktı karakter.

Oynadığınız diziler de hem komedi hem de dram türleri var en çok hangi türü içselleştirebiliyorsunuz?

İkisini de içselleştirmeden yapamam. Aslında oynadığım tüm karakterleri içselleştiriyorum.

Üç erkek başrolle beraber set paylaştınız bu bir kadın oyuncu olarak sette zorluk yaratır mı?

Hayır hiç yaratmadı. Beni prensesler gibi karşıladılar. Haki Biçici ve Ali Düşenkalkar ile yeni tanıştım ama diğer oyuncularla zaten tanışıyordum. Tabii ben de onlara zaman zaman ayak uydurdum. Son derece keyifle çalıştık.

Film tecrübenizden sonra sinema için ne düşünüyorsunuz? Yeni projeniz var mı?

Şu anda yeni bir sinema projesi yok. Hayat Şarkısı dizisi devam ediyor. Bir tiyatro teklifi var. Onu değerlendirmek istiyorum.

Dizilerle başlayan bir kariyeriniz var. Genç bir oyuncunun sinema dilini oluşturmakta dizi sektörünün yıpratıcı şartları bir dezavantaj yaratır mı?

Kendi adıma dezavantaj yaratacağını düşünmüyorum.

 

Perde güzel kadını sever. Ama oyuncu bu güzelliğine hem tecrübe hem de kabiliyetini katmalı. Bu anlamda nasıl bir yapılanma içindesiniz?

Enstrümanıma iyi bakıyorum. Mümkün mertebe kendi algılarımı açık tutuyorum. Hayatta edindiğimiz tecrübelerle beraber bunun farkındalığı da artıyor. İkisini de eş zamanlı yukarıda tutmaya çalışıyorum.

1980 sonu ve 1990’ların ikinci yarısına kadar feminizmin sinemamızda etkisini hissedebilirdik. Bunun faturasını ödeyen kadın oyuncularımız vardı. Müjde Ar, Nur Sürer gibi. 2000 sonrası sinemamızda bu anlamda geriye bir adım atıldığını düşünüyor musunuz? Biraz yorumlar mısınız?

Kadın erkek gibi bir ayrıma gidilmekten ziyade insan hikayeleri anlatılması gibi Türk sinemasında bir evrim oldu. Bahsedilen dönemlerden farklı olarak da tekniklerin gelişmesiyle beraber sinema çok daha her insanın içine işleyen bir forma girdi diyebilirim.

Deminki soruyla bağlantılı olarak kadın oyuncularımızın önünde Türkan Şoray kanunları gibi bir örnek de var. Bu kuralları doğru buluyor musunuz?

Projenin hizmet ettiği duruma tabiyim. Türkan Şoray kanunlarını açıp okumadım. Neye ruhum el veriyorsa ve neye o an yakınsam onu tercih etmeyi daha doğru buluyorum.

Oyuncu olmayı ne zaman istediniz? Küçüklüğünüzde böyle bir özleminiz var mıydı?

Evet küçüklüğümden beri böyle bir isteğim vardı. Çok şükür istediğim mesleği yapıyorum.

Benim size sormadığım ama sizin izleyiciler için söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Son olarak şunu söylemek isterim ki filmimin keyifli oldu. Ben seyrettim. Oldukça hızlı akan ve seyircinin çok güleceği bir film oldu. Ritmi çok yüksek. Mayıs’ın bahar coşkusunu iki saatliğine bizim filmimizle de taçlandırsınlar.

 

 

1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.