28 Şubat’ta dağıtılacak Oscar ödülleri geçen yıllara göre ışıltısını kaybetse de suni tartışmalarla gündemde olmayı başarıyor. Peki bütün dünyanın gündeminde olan bu sinemanın zirvesi organizasyon İstanbul’den yani bizim içimizden nasıl görünüyor?

Star Gazetesi’nden Cansu Üsküp benimle Oscarlara dair röportaj yapmak isteyince kabul ettim. Ama onun soruları sayesinde bu yılın Oscarları dağıtılmadan yaşananları dört dörtlük bir toplama ile bu röportajda bulacağımızı gördüm. Şu an Oscarlar için söylemek istediğim herşey burada. Onun için bir Zamanın Ruhu olmayı hak ediyor sanıyorum. İşte Oscarlar yapılmadan günümüzü dolduran tartışmaların benim tarafımdan yorumu…

1- 2016 Oscar’ına aday filmleri nasıl buldunuz?

Birbirinden çok farklı filmlerin yarıştığı bir sezon oluyor. Mesela adaylar içinde Mad Max, Martian ve teknik ödüllerde daha çok olmak şartıyla Star Wars gibi büyük bütçeli Hollywood filmleri yanısıra, Room, Spotlight ve Brooklyn gibi daha bağımsız veya bütçe olarak küçük ölçekli filmlerin yarıştığını görüyoruz. Böyle bir karşılaştırma da akademi üyelerinin daha bağımsız yapımlara sıcak bakacağını düşünmek yanlış olmaz. Bunun yanında Spotlight, Brooklyn ve The Big Short gibi siyasi zeminde ilerleyen filmlerin de bir odak oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bunlara en iyi erkek oyuncu dalında yarışan Trumbo’yu da katabiliriz. Bütün dallarda yarışan filmlerin toplamına baktığımızda çoğunun gerçekten kaliteli olduğunu söyleyebiliriz.

2- The Revenant 12 dalda aday olarak farkını ortaya koydu? Sizce şansı nedir?

Revenant Alejandro Gonzalez Inarritu’nun son filmi. Inarritu geçen yıl da Birdman ile Oscar’ı kucakladığı için şansını zor görsem de oyuncu ödüllerinde başarılı olacağını düşünüyorum. Son dönemde ayağa kalkan Western türünün bir alt dalı diyebileceğimiz Revinant özellikle mekan kullanımıda dikkati çeken bir film. Altın Küre’de aldığı ödüller ve 12 adaylık doğal olarak Revinant’ı favori listesinin başına yerleştiriyor. Ama bütün filmleri seyretmiş bir insan olarak Room gibi çok iyi bir filmin sürpriz yapma olanağını da göz ardı edemiyorum.

3- Bildiğiniz gibi Leonardo Di Caprio’nun hiç Oscar’ı yok. Sizce bu kez şeytanın bacağını kırabilecek mi?

Leonardo DiCaprio Revinant’da rehber Hugh rolünde kendini parçalıyor. Golden Globe’u da bu performansıyla alan DiCaprio bu sefer Oscar için favori isim. Ama ben yine de DiCaprio’nun oyunculuğunun çiğ olduğunu düşünüyorum. Bunu tarif etmek çok zor. Martin Scorsese gibi efsane bir yönetmenin gözde oyuncusu olan DiCaprio Woody Allen, Steven Spielberg, James Cameron, Quentin Tarantino ve Christopher Nolan gibi şu an yaşayan en büyük yönetmenlerle çalıştı. Ama Titanik dışında bütün bu filmlerin en zayıf halkası bence DiCaprio’ydu. Oscar’ı alır mı bilmem ama kendi adıma hak ettiğini düşünmüyorum.

4- En iyi erkek oyuncu ödülüne aday olan Leonardo Di Caprio yanı sıra Trumbo filminde oynayan Byran Cranston da ödül için favori görünüyor. Sizin düşünceniz nedir?

Leonardo Di Caprio hakkındaki düşüncelerimi deminki soruda yazdım. Bana En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kim alır diye sorarsanız benim gönlüm Trumbo filminde başrolü oynayan Byran Cranston da. Trumbo filmi özellikle Hollywood için çok önemli bir konuyu işliyor. 1940’ların sonunda başlayan ve komünistlern avlanmasıyla sonuçlanan bir dönemde oluşturulan kara listeleri, bu listeler yüzünden iş bulamayan yönetmen, senarist ve oyuncuları odağına alıyor. O dönemin ünlü senaristi Dalton Trumbo’nun yaşadıklarını anlatan film Hollywood için bir günah çıkarma görevini de üstleniyor.

5- Fransa’da yaşayan Türk yönetmen Deniz Gamze Ergüven’in yönettiği Mustang filmi de en iyi yabancı filmler dalında aday oldu. Filmi ve şansını nasıl değerlendirirsiniz?

Mustang filmi kritiğinde de yazdığım gibi kötü niyetli bir film. Türkiye’den Nuri Bilge Ceylan, İsmail Güneş gibi bir çok iyi yönetmenin gerçekten iyi filmleri Oscar’a gönderildi. Değil ödüle ulaşmak yarışma hakkını bile kazanamadılar. Şimdi bu yıl Oscar aday adayı olan Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Mevsimi ile Fransa adayı Mustang filmini karşılaştırıp da oyunu Mustang lehine kullanan kimseyi simemacı saymam ben. Maddenin gerçeğine aykırı bir durum. O zaman Mustang niye orada da Kış Mevsimi aday bile olamadı? Bu sorunun cevabı biraz Mustang filminin kendisin de yatıyor. Yetim kalan beş kız kardeşin büyük anneleri ve amcası tarafından yetiştirilmesi ve bulundukları tutucu ailenin kıskacından kurtulma, kurban olma hikayesi. Türkiye’de tabii ki böyle gerçekler var. Ama bu kadar karikatürize, sadece ödüle yakın düşmek için bu kadar gerçek dışı bir anlatıma benim yüreğim dayanmıyor. Sadece yurt dışında Türkiye’nin imajını sömürüp bir yerlere gelmeye çalışan bir yapım olarak değerlendiriyorum Mustang’ı. Yabancı dilde en iyi film adaylarinda favorim ise Son of Saul.

6- 88. Oscar Ödülleri’nde aday oyuncuların hepsinin beyaz olması ırkçılık tartışmalarını da beraberinde getirdi. Sizce üst üste iki yıl hiçbir siyahi oyuncunun Oscar’a aday olmaması tesadüf mü?

Açıkçası bu kadar film içinde siyahi oyuncuların isminin geçmemesi şüphe uyandırıcı bir durum. Bunun yanında son dönemlerde siyahi oyuncular içinde bir Denzel Washington, Forest Whitaker, Hale Barry de çıkmadığı gerçek. Yine de ABD’den bahsediyoruz, son 10 yıldır gittikçe muhafazakarlaşan bir toplum da böylesi ırkçı dışa vurumların olması da normaldir diyorum.

 

 

1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.