Adana İşi filminin yönetmeni Ali Adnan Özgür ve başrol oyuncusu Aylin Aslım ile filmlerini, yolunda giden, fitmeyen her şeyi konuştuk…

Ali Adnan Özgür, merhaba, seninle en son Toprağın Çocukları filmi için kaç saatlik bir röportaj yapmıştık?

Ali Adnan Özgür: Öğlen geldin, akşam 21 miydi neydi, saate bakıp şaşırmıştık. Sonra aynı uzunlukta bir röportajı da filmin ekibiyle yapmıştın.

Evet, çok keyifliydi. Tabii o çok farklı bir projeydi, senin ilk projendi, köy enstitüleri gibi ciddi bir konuydu, senin üzerinde durulmasını istediğin bir konuydu. Erkan Can ile birlikteydiniz o projede. Daha sonra Mazlum Kuzey adlı komedi filmi, ve şimdi yine bir komedi Adana İşi.

Ali Adnan Özgür: Açıkçası Toprağın Çocukları 500 bin gişe yapsaydı ben o konunun üzerinde veya benzer konularda ve türde, yani tarihi ve siyasi filmler çekmeye devam edecektim. Çünkü bence değerli bir konuyu işliyordu Toprağın Çocukları. 60 bin kişi izledi. Daha sonra bir köy enstitüleri filmi daha çekilmişti onun gişesi çok çok düşüktü mesela, yani kendi janrı içinde başarılı oldu aslında. Fakat ne yazık ki ticari olarak bunun bir karşılığı yokmuş. Fakat ben zaten aynı zamanda komedi tarafı olan biriyim yani komedi filmleri çekmek isterdim hep. Eğlenceli bir adam olmaya ve hayatı öyle yaşamaya çalışıyorum zaten.

Aylin Aslım: Öylesin zaten, pozitifsin.

Ali Adnan Özgür: Ben böyle filmlerini ciddi tonlarla anlatan yönetmenler vardır ya, öyle biri olmak istemiyorum, neşeli olalım, eğlenelim. Benim kız kardeşim doktor biliyorsun. O her gün hayat kurtarıyor, ben her gün hayat kurtarmıyorum, bununla yüzleştim, bu sınavı verdim. Benim eğlenmem, mutlu olmam gerekiyor ki sete de o mutluluğu götürebileyim. Biz alternatif mesleklerde çalışıyoruz, siz de öyle, hiçbirimiz bankada çalışmıyoruz, KPSS’ye girmiyoruz. Hem böyle bir meslek seçip hem de gergin olmak istemiyorum açıkçası. Mesleğimin ve koltuğumun gereği elbette bazen sert olmam ya da daha net yönetmem gerekiyor ama bunun çözümünü de şöyle buldum, akıllı insanlarla çalışarak, karşılıklı iyi anlaşabildiğin insanlarla çalıştığında zaten gerek yok bağırıp çağırmaya. Ben üç filmimde de kimseyle bağırış çağırış bir gerginlik yaşamadım.

Ama senin ekiplerin hep birbirleriyle iyi anlaşan, arkadaşlık kuran, iyi geçinen insanlardan oluştu, ben öyle gördüm.

Ali Adnan Özgür: Evet, ben zaten üç filmimi de aynı ekiple çektim. Mazlum’da sadece görüntü yönetmenim değişti. O da denk gelemediğimiz için. Hatta arada Kümes diye bir filmin yapımcılığını üstlendim, duymuşsunuzdur, onda da aynı kişilerle çalıştım. Kamera arkası ekibi aynıydı.

Sanırım ekibin uyumu, önceden birlikte çalışmış olmak vs, sinemada en önemli şeylerden biri, değil mi?

Ali Adnan Özgür: Elbette, birbirimizin gözüne bakınca anlıyoruz ne istediğimizi. Atilla’yla baya küstüğüm dahi oldu ama birbirimizi tanıyoruz. Saygı ve anlayış var aramızda, bu çok önemli. Oyuncularla da böyle oldu, Erkan Can, Bahtiyar Engin, Serdal Genç. Artık hep birlikteyiz, bunu seviyorum. Bu filmde Aylin Aslım’la da çalışmış oldum, Murat Akkoyunlu ile çalışmış oldum, Ceyda Ateşle çalıştım. Daha önce çalışmadığım oyuncularla ilgili bilgi almak istediğimde iki sorum var: İyi oyuncular mı, iyi huylular mı. İkisi de olunca, tadından yenmiyor. Hilton’da her gün set sonrası gece üçlere kadar oturup sohbet ettiler, bir gün bir anlaşmazlık olmadı.

Aylin Aslım: Gerçekten de set dışı tüm zamanları birlikte geçirdik ya, çok güzeldi sohbet.

Bu rahatlık mutlaka işinize de yansımıştır, peki filme gelecek olursak?

Ali Adnan Özgür: Ben şimdi sizlere filmimin ne kadar da şahane olduğunu anlatmayacağım. Siz sinema yazarları zaten filmimi izleyince fikirlerinizi bana rahatlıkla söylersiniz.

Benim merak ettiğim şu, filmin hikayesi yaşanmış bir hikayeden yola çıkıyormuş sanırım ama epey de absürd. Bu hikayeyi öğrenip de film yapalım diyen ilk kim oldu yani bu proje nasıl doğdu?

Ali Adnan Özgür: İki yapımcımız var birisi Emin Demirel, birisi de Bilal Kalyoncu. Bu Emin Demirel’in projesi. Kültür Bakanlığı projesi, bunu yazdırıyor. Emin Demirel, polis muhabiri, eline bu dosya geliyor ve bu dosyadan çok güzel film çıkar diyor, senaryosunu yazdırıyor. Bilal Kalyoncu da büyük ortak olarak giriyor işin içine. 3,5 milyondan fazla para harcandı gerçekten bu işe. 600 arabayla çingene kampı yapıldı. Devasa. Büyükşehir Belediyesi bize hurda bir mezarlık verdi, orayı devasa bir kampa dönüştürdük. Adana’nın da en büyük evlerinde çalıştık.

Adana’da önceden epey araştırma yapılmış olmalı, mekanlar için vs?

Ali Adnan Özgür: Çok önceden gidip araştırmalarımızı yaptık evet, 13 hafta orada kaldılar, çok uğraştılar.

Peki bu filme Adana’yı da anlatan, bir Adana filmi diyebilir miyiz?

Ali Adnan Özgür: Diyemeyiz. Adana’da geçen bir hikaye sadece. Bu arada, mesela bir Adana’lının Adanalı olduğunu tespit etmek artık zor. Şive filan da kalmamış pek. Halktan hatta şu geldi bana, bir dizi var ya o dizideki gibi gösterme bizi, o şiveleri yapma, biz öyle konuşmuyoruz dediler. Gerçekten de şive kalmamış. Şırdancı arkadaşı hatırladı şu an, az şırdan da yemedik (gülüşmeler) Bu bir Adana filmi değil, böyle bir şey vaadetmiş olmayalım. Banka soyduktan sonra çaldığın parayı o bankaya yatırmaya gitmek de başka nerede olurdu onu da bilmiyorum (gülüşmeler) Tesadüfen bankayı soyuyorlar, e zaten bankalara da genel anlamda sinirliler, fakat sonra tüm o paralar o bankaya geri yatırılıyor.

Aslında bu komedi filmi de olsa ister istemez bir mesajı var bence.

Ali Adnan Özgür: Evet, içi dolu bir film, gören bir göz alt mesajları alacaktır, açık açık bilmemne olayları demedik ama göndermeler mevcut. Siyasi bir film hiç değil elbette ama gizli göndermelerimiz var.

Hep çalıştığın oyuncular dışındaki isimler nasıl gelişti?

Ali Adnan Özgür: Biz Aylin’in zaten hastasıyız. Çocukluğumuzdan beri dersek ayıp olacak ama…

Biz de hastasıyız, ben birlikte büyüdük diyorum.

Aylin Aslım: İşte bir kadın böyle güzel ifade eder. (kahkahalar)

Ali Adnan: Ben onunla hep çalışmak istemiştim, kısmet olmamıştı, bu filmde onun canlandırdığı kontes karakteri tam bir psikopat. Fantastik bir hikayesi var. İlginç bir şey denedim o sahnelerde.

Teknik olarak mı?

Ali Adnan: Evet, tek plan, değişik bir şey denedim, eğlenceli oldu umarım beğenirsiniz. Ezel Akay var mesela, Kontes ve adamlarının başı sıkışınca imdada yetişen adam. Karikatürize karakterler var. Sadece Murat Akkoyunlu ve Melih Selçuk’un canlandırdığı karakterler gerçek karakterler, etraflarında karikatürize bir dünya var. Bu arada Murat gerçek bir doğaçlama sanatçısı. Filmde benim çekerken bile farketmediğim şeyler yapmış, senaryoda hiç olmayan, kurguda farkettim, şimdi söylemeyeyim burada ne olduklarını ama nefis. Komik olduğunu umduğum bir film. Çok komik ama düzenli bir hikayesi de var. İçinde macera var. Sadece gülmekten öleceksiniz diye pazarlanacak bir film değil. Ama güleceksiniz.

Evet, gelelim filmde Kontes’i canlandıran Aylin Aslım’a. Ben seni Son dizisinde izlemiş ve çok beğenmiş, biraz da şaşırmıştım, hiç bu yönünü bilmiyordum çünkü.

Aylin Aslım: Ben de bilmiyordum. Bu arada Son dizisinde o karakterin ben olduğumu anlayan nadir insanlardansın. (gülüşmeler)

Dizi de sen de çok iyiydiniz. Bir de sinema filminde rol almıştın, belgesel miydi o?

Aylin Aslım: Reha Erdem’in Şarkı Söyleyen Kadınlar’ında rolüm var. Belgesel gibi hatırlamanı anlayabiliyorum.

Ah evet. Bu oyunculuk denemeleri nasıl başladı?

Aylin Aslım: Lise yıllarında yeltenip sonra devam ettirmediğim bir isteğimdi aslında. Sonra arkadaşlarımın çektikleri bazı filmlerde sahnedeki müzisyeni oynadığım oldu. Sinema seti böyle birşeymiş diye deneyimlemiş oldum. Son dizisinden önce Ezel’de de bir müzisyen kız rolü vardı ama tarihler uymadığı için olamadı ama deneme çekimleri oldu ve orada seninle mutlaka birşeyler yapacağı dediler, bir yıl sonra da gerçekten o dizide müzisyen kız oldum. Benim girişimim olmadı ama bir şekilde denk geliyor. Reha Erdem de Şarkı Söyleyen Kadınlar’ı çekerken üç kadın karakteri seçerken mutlaka şarkı yazan ve söyleyen bir kadın olmasını istemiş ve aklına ben gelmişim. O dönem dizi devam ederken dizideki sahneleri seyretmiş. Yani hayatın akışı şeklinde kendimi filmlerde dizilerde buldum.

Kontes karakteri? Adana? Set? Neler söylersin?

Aylin Aslım: Şanslıydım herhalde, üç sette de düzgün, iyi insanlarla çalıştım, kriz yaşamadım. Ama hep duyardım başka yönetmenlerle ilgili, sürekli bağırıp çağıran, terör estiren, hatta küfürlü yönetmenlerin olduğunu duydum ve onlarla nasıl çalışıyor oyuncular, manyak olmak lazım diye düşünürdüm. Adnan bence bir yönetmende olması gereken iki özelliğe de sahip, yeterince ciddi/otorister, yeterince esprili bir yönetmen. Oyuncuları germiyor ama sorumluluk hissetmelerini sağlıyor. Gayet yapıcı bir yönetmen, karakterinle ilgili saatlerce seninle ilgili konuşabilir, hem oyuncularını hem filmini bu kadar önemsemesi çok iyi. Herşey dozunda.

 

Ali Adnan Özgür: Ben Ezel Akay’ a bağlıyorum bu durumumu. Hocamdır. Bu söylediklerini ben ondan gördüm, öğrendim. Oyuncularım da çok iyi insanlar. Şimdi Aylin Aslım bir rock star, yüksek egolu olmasını bekleyebilirsin, rolü de zor, o yüzden çok çalıştık, bir de Aylin öğrenmeye çok aç, bu harika bir şey. Rolü üzerine düşünen biri. Keşke şöyle bir şey yapsaydık diye dertlenen biri mesela.

Kontes karakteri nasıl peki, bu fantastikliği, şiddetli bir karakter oluşu merak ediyorum.

Aylin Aslım: Maskülen, dominant, takıntılı bir karakter. Bunların bir kısmı bende var, belli dozlarda. Tam tersi de var, ama gerekli doneler var. Belki zaten Ali Adnan tanışmadan önce de bunların bende olma potansiyelini sezmiş ve benimle çalışmak istemiş de olabilir.

Ali Adnan Özgür: Tabii kadın, ama sert kadın figürü var Aylin’de. Ben sahnede izlerken setten sonra, aa Aylin kadınmış dedim. (kahkahalar) Biz sette sürekli o sert halini görmüşüz… O feminen hali ne kadar baskındı sahnede.

Eh o da bir sahne değil mi sonuçta Aylin?

Aylin Aslım: Elbette, müzik sahnesinde de başka bir hal çıkıyor ortaya.

Ali Adnan Özgür: Aylin’le rockçı kız üzerine bir komedi çekmeyi de düşüğnüyorum.

Aylin Aslım: Bu kadar deneyimsiz birine sette hiç kimse sen de nereden çıktın tavrıyla yaklaşmadı. Önceki setlerde de hep yardımcı olmaya çalıştılar.

Ama o senin isteğini de gördükleri için öyle olmuştur.

Ali Adnan Özgür: Elbette öyle, o kadar işini doğru yapmak isteyen, istekli bir kız ki.

Ekibe giren yeni kişiler de çok güzel denk gelmişler öyleyse.

Ali Adnan Özgür: Tabii ya, mesela Murat Akkoyunlu. Başka işleri vardı, çok son anda geldiler.

Aylin Aslım: Murat ve Melih’in sette yaşadıkları fiziksel zorluklar da inanılmazdı. Çok zor hava şartlarında. Adana deyip geçmemek lazım, kışı çok sert. Gıkları çıkmadı, titreye titreye oynuyoruz.

Ali Adnan Özgür: Kimse gık demedi, kimse. Surat asan bile olmadı. Bizim karavanımız nerede vs kaprisi yapan olmadı. Keşke sete gelebilseydiniz. Umarım izleyici de sever.

Kaç kopya girecek?

Alli Adnan Özgür: Valla 200’ün üzerinde salonda gireceğiz.

Aylin Aslım: Mesela Erkan Can’la karşılıklı bir sahnem var, ben içerden heyecandan ölüyorum, inşallah rezil olmam falan diyorum. Çektik, fakat deneyimsizlik böyle bir şey işte, yakını çektiklerini farketmedim, yakını çekmişler mi ben halbuki şöyle yapacaktım hayallah diye kendi kendime söyleniyorum. Erkan Can duymuş, kızım geçti bittiiii yavrucumm, dedi, tam hayat dersiydi. (kahkahalar)

Tam Erkan Can’lık bir hareket, gözümün önüne getirebildim deyişini.

Ali Adnan Özgür: Ceyda tam bir kamera kurdu o konuda mesela, soruyor hangi kamerayla çekiyorsun iki F65 ile çektik çok güzel de dijital kameralar kullandık normalde komedi filmleri pek bunlarla çekilmez yani. Ceyda profesyonel o konuda mesela, hangi kameraya hangi lens ışık girdiğini biliyor, tanıyor ve ona göre oynuyor. Oyuncuların çoğu bunları bilmez. Ceyda burada çekiyorsak ellerini kullanmıyor, genel plansa ellerini kullanıyor, geniş ve amorssa, onu çekmiyorsak hiç oynamıyor, sakin sakin söylüyor söyleyeceklerini vs. Çocukluktan beri setlerde olmanın artısı olsa gerek. Melih’in içinde müthiş bir komedyen var. Onun üzerine yürüyeceğim bir sonraki filmde mesela, günlük hayatta çok komik bir adam.

Serdal Genç de senin hep çalıştığın bir isim, farklı rollere girebilen biri, ben çok başarılı buluyorum sence?

Ali Adnan: Çingene kral, kampın başı, garip bir karakter burada da, ben de çok beğeniyorum oyunculuğunu.

Serdar Akbıyık: Müzik meselesini değerlendirecek senaryolar gelmedi mi sana Aylin? Şarkı söyleyen bir kadının hikayesi gibi?

Aylin Aslım: Maalesef, tam tersi, bikini giydirelim, dershaneli filmlerde oynatalım tarzı, sanatla uzaktan yakından alakası olmayan senaryolar geldi ve çöpe attım. Bu nedense doğru değerlendirilemiyor. Ben bu projede bulunduğum için çok mutluyum ve şanslı hissediyorum.

Teşekkürler.

 MELİS ZARARSIZ

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.