Geçtiğimiz aylarda ekranlara veda eden Muhteşem Yüzyıl ihtişamını gözler önüne seren bir sergiyle hafıza tazeliyor. 4 sezon boyunca entrikaları, savaş sahneleri, aşkları ve kulis dedikodularıyla dillerden düşmeyen Muhteşem Yüzyıl, 28 Kasım’dan bu yana ziyaretçilerini kabul ediyor. 10 Şubat’a kadar açık kalması planlanan sergiyi sizler için gezdim.

Öncelikle girişte kendinizi dizinin ilk sahnelerinde olduğu gibi bir geminin içinde buluyorsunuz. Sallanan ve dalga sesleriyle ürperten gemi ilk dakikadan “beklentimi aşacak” hissi uyandırıyor, içeri giren herkesin ilk sorduğu ise elbette “Süleyman nerede?” oluyor. Açılış gününden itibaren gazetelere yansıyan meşhur balmumu heykeller ise sergi sonunda sizleri uğurluyor. Oraya geleceğiz elbette sabredin, henüz sırası değil.

Dizinin tüm dekor ve kostümleri tek tek konsept içinde sizlere sunuluyor. Valide sultan odası, şehzadelerin daireleri, hamam, Pargalı İbrahim’in bölmesi… Hepsini tek tek ziyaret ederken kulaklığınızdan geçen sesler size diziyi anımsatıyor. Sadece ses değil koku da hafızanızı canlı tutuyor gezerken… Öyle ki, birkaç dakikada bir “Ne kadar güzel kokuyor” diye birbirimize söylendik gezerken, döneme ait kokular eşliğinde Muhteşem Yüzyıl’ın ihtişamına tanık oluyorsunuz.

Dizinin ilk sezonunda Pargalı ile Hatice Sultan’ın aşkına tanıklık eden keman da gözünüze çarpıyor, dizi boyunca kaç kişinin can verdiği hamamdaki yağlar ve sabunlar da… Özetle detayların hiçbiri unutulmamış. Bu açıdan bir müzeyi, Topkapı sarayı’nı gezmek gibi değil bu ziyaret. Bir müze sergisinden ziyade tarihin bir canlandırması karşınızda. Hamam’dan buhar çıkmasını bekleyebileceğiniz kadar gerçek…

Son alana geldiğinizde ise karşınızda dizinin ana castının heykellerini buluyorsunuz. Tuncel Kurtiz’in hala aramızda olduğu, Halit Ergenç’în heykelinin sizi divana buyur etmesi beklentisine düşmeniz olağan… O kadar gerçek… Her ne kadar heykellerin somurtkan ve soğuk ifadeleri sebebiyle bu karşılamayı “sıcak” olarak anlatamasam da Hababam Sınıfı sergisinden sonra birer başyapıtla karşı karşıya olduğuma memnun kaldığımı ifade edebilirim. Gözlerim Vahide Gördüm’ün yanında elbette Meryem Uzerli’yi de aradı yalan değil… Ancak alanda dizinin son sezonuna vurgu yapıldığı da balmumu heykel bölümünde “Bu dünyadan bir Süleyman geçti” satırlarının kulağınıza çalınmasıyla nedenleniyor.

Neyse toparlarsak… 50’de fazla ülkede milyonlarca izleyiciye ulaşan dizinin sergisi dünyanın pek çok ülkesinde de izleyicilerin beğenisine sunulacak. 2.500 metrekarelik dev alana kurulu olan serginin biletleri ise tam 35 lira, öğrenci 28.75 lira.

Sergiden çıktıktan sonra ise kendinizi Muhteşem Yüzyıl dizisini anımsatacak eşyaların satıldığı bir mağazada buluyorsunuz. Fincanlar, yastıklar, not defterleri ve magnetler… Dilediğiniz ürünü alarak bir hatıra edinebilirsiniz. Sergi Maslak’ta yeni açılan Uniq İstanbul Kültür ve Sanat Merkezi içinde yer alan UNIQMÜZE’de, tam adı ise “Muhteşem Yüzyıl: Teşhir-i İhtişam”… TİMS Productions ve Istanbul Exhibitions tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen “Muhteşem Yüzyıl: Teşhir-i İhtişam” sergisi, sizi büyülerken komplekste yer alan mekanların da ihtişamı tamamladığını not etmem gerek. Gece boyunca seçkin şarap menüsü ile özel bir tadım sunan “Wine and More”da birer kadeh içerek sergi sonrası dinlenmeniz de önerim olsun.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. atv haber merkezi’nde ve Radyo Marmara’da yaptığım stajlarla deneyim kazandım. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda “Eleştirel haber okuryazarlığı” eğitimi, İstanbul Film Akademi’de Filmlerle Psikoloji Sinematerapi Atölyesi ve Gümüşlük Akademi’de Ümit Ünal’la Senaryo Bakışı atölyelerine katıldım. One Dergi’de başlayan yazın kariyerime Televizyon Gazetesi.com’da ve Dipnot.tv’de muhabir, yazar ve editör olarak devam ettim. 2008 yılından bu yana televizyon üzerine yazılar yazıyor ve röportajlar gerçekleştiriyorum. Süre zarfında 2. ve 3. Antalya Televizyon Ödülleri’nde “önjüri üyesi” sıfatıyla görev üstlendim. 4 yıl boyunca Dipnot Tablet Dergi’de okurla buluştum, şimdilerde Cine Dergi’de yazı ve röportajlarımla yer almaya devam ediyorum. Kariyerimin bir diğer ayağı olan e-ticaret alanında sektörün lider şirketlerinden birinde 3 seneyi aşkın süre Editör ve Pazarlama İletişim Uzmanı olarak çalıştım. 2016 yılında atv ekranlarına gelen Kaçın Kurası adlı dizinin senaryo ekibinde yer aldım, dizi ve film senaryoları yazmaya devam ediyorum. Gizem Kaboğlu yazıları www.gizemkaboglu.com adresinde arşivlenmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.