Yıllar önce Nesimi Yetik’in zeka ve mizah dolu kısa filmi “Annem Sinema Öğreniyor”u izlemiştim. Fırsat bulursanız mutlaka izleyin diyebileceğim, kısa film dünyamızın önemli örneklerinden biri. Yetik’in uzun metraj çektiğini duyduğumda heyecanlanmış ve “Toz Ruhu”nu sabırla beklemeye koyulmuştum. Altın Koza’da izleme fırsatı bulduğumda film beni biraz Araf’ta bıraktı.

Filmin kısaca konusu şöyle… Metin İstanbul’da yaşayan bir erkek gündelikçidir. Kendi halinde, mutlu bir dünyası vardır. Arabesk müzik tutkunudur, şarkılar besteler. Metin’in küçük dünyası ilk olarak İstanbul’a asker olarak gelen yeğeni Ümit’in ziyaretiyle değişir. Ama dünyasının asıl sarsılışı müşterisi Suzan Hanım’ın evinde birlikte çalıştıkları Neslihan’ın evine gelmesiyle olur. En nihayetinde Metin’in hayatına giren iki kişi de kendi yollarına doğru giderler. Metin yine küçük dünyasında, yalnızlığıyla baş başa kalır.

Son dönem bağımsız sinemamızın en iyi oyuncularından biri kuşkusuz ki, Tansu Biçer. Onu izlemek, dokunduğu karakterleri gerçek kıldığına şahit olmak inanılmaz bir keyif. “Küf”, “Yük”, “Neden Tarkovski Olamıyorum?”, “Yozgat Blues” ve “Beş Şehir” filmlerindeki doyurucu oyunculuklarıyla artık tescilli bir ‘gerçek’ oyuncu Biçer. “Toz Ruhu”nda da Metin karakterinin tüm inceliklerini seyirciye geçiren Biçer, Koza’da aldığı ödülü sonuna dek hak etti kanımca. Biçer’e eşlik eden iki oyuncuyu da anmadan geçmemeli. Metin’in yeğenini canlandıran Aytaç Uşun ve Metin’in hayatına çok kısa bir süreliğine giren manikürcüyü canlandıran Selin Yeninci yalın oyunculuklarıyla tebriki hak ediyorlar.

 

Sorunlar hikayede, hikayenin gidişatında boy gösteriyor. Söz konusu üç muhteşem  karakteri gereksiz uzatılmış bazı sahnelerle, yürümeyen bazı diyaloglarla maalesef ki öldürmüş Yetik. Giriş bölümünün muazzamlığı ve dengesi, filmin yarısından itibaren yalpalamaya başlıyor. Filmde çok büyük bir çatışma olmaması da cabası. Ayrıca keşke ‘arabesk’ kavramı bir motif olmaktan öteye geçebilseydi. Metin’in arabeske olan tutkusu neden havada kalıyor? Metin’in yalnızlıkla çok büyük bir derdi gözükmüyorken, neden şöhret olmakla olmamak arasında gidip geliyor? Senaryo, neden tatmin edemiyor bizleri? Bunların cevabını duymak istiyor/isteyecek seyirci…

Festival odaklı çekildiği her halinden belli olan bu proje, yurt içi ve dışı birçok festivalden ödüllerle dönecek elbet. Son yılların en zeki/yaratıcı film afişlerinden birine de sahip olmasıyla dikkatleri çekecek olan “Toz Ruhu” umarım dilediği etkiyi yaratır ve Yetik’in bundan sonraki filmlerine de ön ayak olur. Ki, onda yaratıcı bir yönetmen gözü olduğunu ve yeni soluk olarak iyi bir alternatif oluşturduğunu son söz olarak söylemem gerek!

 

Fırat Sayıcı

 

1979, İstanbul doğumlu. 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Malzeme Mühendisliği’nden yüksek lisansla mezun olmasına rağmen, üniversite yıllarında yaptığı sinema kulübü başkanlığı sayesinde, geleceğini ve mesleğini sinema-tv üzerine kurmaya karar verdi. Çeşitli kısa film, belgesel çalışmalarıyla işe koyulan ve Yıldız Kısa Film Festivali'nin kurucularından olan Fırat Sayıcı, yurt çapında çeşitli kısa film festivallerinde de jüri üyeliği yaptı, kısa film üzerine workshoplar düzenledi. 2008’de Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünden mezun olan Fırat Sayıcı, Selçuk Üniversitesi Radyo-Televizyon-Sinema Bölümünde yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladı. SİYAD üyesidir. TRT'de metin yazarı olarak başladığı televizyon macerasında birçok kanalda çeşitli programlarda görev aldı, sinema programları yaptı. Kurduğu Mad Informatics Ajansı’yla sinema-tv ve eğlence sektörüne PR ve sosyal medya hizmeti vermeye başlamıştır. "Türk Sinemasında Gerçekçilik" ve "Yeni Başlamayanlar İçin Sinema" adında iki sinema kitabı yayınlanmıştır. Esenyurt Üniversitesi Radyo Tv. ve Sinema bölümünde Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.