kinopoisk.ru

İstanbul hayallerin büyülü şehri. Onu nasıl görmek isteriz, nasıl hayal ederiz! Sinamada, yerli ve yabancı yönetmenlerin İstanbul’a bakan, İstanbul’u anlatan filmlerine göz attık.

kinopoisk.ru

Kimisi Oryantalst bir bakış içinde, kimi gizemli bakıyor, kimisi ise eleştiriyor. Taken 2’den yola çıkarak İstanbul’da çekilen on filme göz attık…

 Banu Bozdemir

 Taken 2 / Takip İstanbul

Gösterime girdiği yıl sürpriz bir şekilde gişeden mutlu ayrılan 96 Saat (Taken)’in devamı olan Taken 2’nin merkezinde de yine bir kaçırılma olayı var. İlk filmde Liam Neeson’ın kızını kaçıran ve yine Neeson tarafından öldürülen çete elemanlarından birinin babası, bu sefer intikam için Neeson’ın İstanbul’da tatil yapan karısını kaçırıyor. Emekli CIA ajanı Bryan Mills de bu sefer kızının yardımıyla bunu yapanları tek tek avlayacak…
İlk filmde kaçırılan Kim olarak pasif bir rolde izlediğimiz Maggie Grace de devam filminde olayların tam merkezinde aktif bir rol alırken, Mills’in eşi olarak yine Famke Janssen kadroda yer alıyor… İstanbul filmin tam merkezinde neredeyse, İstanbul’a yapılan bir güzelleme diyeceğim ama sadece Eminönü, Sultanahmet çevresini kullanan , oryantalist bakış açısını koruyan ve çarşaflı kadınlarla imaj yaratan film için ne demek lazım ki?

 Crossing The Bridge: The Sound Of İstanbul / Köprüyü Geçmek

Alexander Hacke adındaki müzisyen kültür karmasının yansıdığı müzik türlerini anlamak ve şehirdeki ahenkli tınlamaları kaydetmek için, hiç Türkçe bilmediği halde, İstanbul’a gelir. Burada Selim Sesler’le tanışır. Aralarındaki diyolaglar müzik diliyle gelişmeye başlar. Ardından bir çok müzisyen ve şarkıcı onların bu serüvenine katılır ve ortaya İstanbul’un çok sesli korosu çıkar. Tarzların farklılığı ortak amaçlarının en birleştirici özelliği oluverir. Hedefleri, İstanbul’un şarkısını yapmaktır. Belgeseli Altın Ayı ödüllü yönetmen Fatih Akın çekti. Orhan Gencebay’dan Mercan Dede’ye uzanan geniş yelpazesiyle, seyretmesi ve dinlenmesi keyifli bir belgesel…

Topkapı

Topkapı 1964 ABD yapımı bir serüven filmi. Senaryosunu casus romanları yazarı Eric Ambler‘ın 1962 tarihli The Light of Day adlı romanından Monja Danischewsky‘nin uyarlayıp yazdığı gfilmin yönetmeni  Jules Dassin.  Ege ErnartSenih Orkan ve Danyal Topatan gibi Türk sinemasından oyuncuların da yer aldığı filmin müziklerini Manos Hacidakis yapmıştır. Dış mekân çekimlerinin tamamının İstanbul‘da gerçekleştirildiği filmde, uluslararası bir hırsızlık çetesinin Topkapı Sarayı Müzesi’nden kıymetli bir hançeri çalmak üzere geliştirdikleri zekice soygun planını uygulamaya koyarken, onların silah kaçakçısı ve suikastçı olduklarını düşünen Türk istihbaratı ile aralarındaki kedi fare oyunu anlatılıyor.

Altın Yumruk istanbul’da / The Accidental

Altın Yumruk İstanbul’da 2001 yılı Hong Kong yapımı Jackie Chan‘in başrolünde oynadığı, İstanbul‘da çevrilen aksiyon filmi. Hong Kong’da egzersiz aletleri satan Buck, hayatının monotonluğundan sıkılmıştır. Mağazada şüphelendiği iki adamı takip ederken kendini İstanbul’da maceranın, mafyanın ve olayların ortasında bulur. Kapalıçarşı’nın çatılarında oradan oraya uçarken İstanbul’a hayran kalan Chan, filmin adına İstanbul’u sonradan ekler. Filmde birçok Türk oyuncu, model ve dublör kullanıldı. ‘Altın Yumruk İstanbul’da’, 2001in en sevilen komedi-macera filmlerinden biri olmayı başardı.

From Russia With Love / Rusya’dan Sevgilerle

Rusya’dan Sevgilerle; İngiliz yapım şirketi tarafından 1963’te çekilen Bond serisinin ikinci filmi. James Bond rolünde ilk film Dr. No’da olduğu gibi yine Sean Connery var. Filmin büyük bir kısmı İstanbul’da geçiyor, ayrıca bir zamanların ünlü treni Orient Express de filmin geçtiği mekanlardan biri. Konusuna gelince; James Bond (Sean Connery), Rus konsolosluğundaki Lektor adlı şifreleme cihazını ele geçirmek için İstanbul’a gönderilir. Fakat aslında bu görev, Bond’un ezeli düşmanı S.P.E.C.T.R.E.’nin kurduğu bir tuzaktır. S.P.E.C.T.R.E., Bond tarafından öldürülen önemli ajanları Dr.No’nun intikamını almak istemektedir.

The World is not Enough / Dünya Yetmez

İkinci bir Bond, ikinci bir ‘Rusya’dan Sevgilerle’ benzeri olan filmde emekli Bond (Pierce Brosnan), petrol boru hattı meselesiyle çıkan karmaşayı düzeltirken, İstanbul’u da büyük bir nükleer felaketten kurtarır. Filmin Kız Kulesi, Dolmabahçe Sarayı ve Sarayburnu kıyılarındaki sahneleri müthiş. Boğaz’ın derinliklerini de görme fırsatı sunuyor. Diğer bir ayrıntı da, İstanbul’dan sonra biri Fransız, diğeri Amerikalı iki güzelin oyunculuğu…

Midnight Express

Geceyarısı Ekspresi Alan Parker‘ın yönetmenliğini yaptığı İngiliz-Amerika ortak yapımı ve 1978 çıkışlı bir sinema filmi. 1970’te, Türkiye‘de tutuklanıp hapse atılan William Hayes‘in gerçek öyküsünden yola çıkılarak yazılmış hikâyeyi anlatıyor, gösterildiği dönemde ülkemizde nefretle anıldı, haksız bulundu ve Parker kötü politika yapmakla eleştirildi. Amerikalı genç bir turist olan William Hayes, sevgilisi Susan ile birlikte Türkiye‘de tatildedir. Hayes tatil dönüşü arkadaşlarına satıp para kazanmak amacıyla ülkesine dönerken yanında iki kilogram haşhaş götürmeye teşebbüs eder. Vücuduna canlı bomba gibi yerleştirdiği küçük paketler halindeki uyuşturucu uçağa binmek üzereyken yapılan ani bir güvenlik aramasıyla polisler tarafından bulunur ve İstanbul Sağmalcılar Cezaevi’nde tutuklu geçireceği süreç başlar.

Uzak

Çanakkale’nin Yenice kasabasını kendisine mekan olarak seçen yönetmen, Uzak filmi için karlar altında bir İstanbul’u tercih etmiş.Film, ideallerinden uzaklaşmaya başladıkça yaşamının anlamını yitiren ve uzaklara gitmeyi düşleyen bir adamla, hayallerini gerçekleştirmek için İstanbula gelen bir gencin hikayesini anlatıyor.Minimalist bir sinema anlayışına sahip olan Nuri Bilge Ceylan, filmin senaryosunu ve yönetimini üstlendiği gibi, görüntü yönetmenliğini de kendisi yapmış. Sinemasında doğuya özgü yavaşlığı ve sadeliği temel almasıyla tanınan yönetmenin son filmi, en olgun çalışması olarak kabul edildi.
Uzak, 39. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ödülü alırken, Mehmet Emin Toprak’a En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve Ceylan’a da En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödüllerini getirdi.

Doğu Ekspresi’nde Cinayet (Murder on the Orient Express

Yön: Sidney Lumet Oyn: Albert Finney, Lauren Bacall, Ingrid Bergman, Sean Connery  Yapım yılı: 1974
Dev demenin küçük kalabileceği oyuncu kadrosuyla ‘efsanevi filmler’ kategorisinde yer alan eserin açılış sahneleri, Sirkeci Garı ve Beyoğlu’nda Pera Palas Otel’in lobisidir. Agatha Christie’nin aynı adlı eserinden uyarlanan filmde, karizmatik dedektif Hercul Poirot, İstanbul’dan Paris’e hareket eden trendeki cinayeti çözmeye çalışır. Ayrıca filmin ilk sahnelerinde Nubar Terziyan’ı seyyar satıcı rolüyle görürüz.

 Bir Tutam Baharat (Politiki Kouzina)

Türk ve Yunan oyuncuların rol aldığı gerçek olaylara dayanan 2003 yapımı film, aldığı birçok ödülle de ünlü. 35 yıl sonra doğduğu şehre, yani İstanbul’a gelen bir Rum’un çocukluk aşkıyla karşılaşmasından, hatırladığı baharat kokularını aramasına kadar her şey ayrı tatlarda anlatılıyor. Yunanistan’ı Oscar’da temsil eden film, Kadıköy, Haydarpaşa ve Sirkeci arasında geçiyor.

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema yazarlığına Klaket sinema dergisinde başladı. Dört yıl Milliyet Sanat dergisi ve Milliyet gazetesinde sinema yazarı, kültür sanat muhabiri ve şef yardımcısı olarak çalıştı. İki yıl Skytürk Televizyonunda sinema, sanat ve ‘Sevgilim İstanbul’ programlarında yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak görev aldı. Antrakt Sinema Gazetesi’nde iki sene editör olarak çalıştı. Tarihi Rejans Rus Lokantasına hazırlanan ‘Rejans Tarihi’ ve ‘Rejans Yemekleri’ kitabının editörlüğünü yaptı. Rejans Rus lokantası başta olmak üzere birçok şirketin basın danışmanlığı görevini üstlendi. Film + sinema dergisine Türk sineması röportajları yaptı. Küçük Sinemacılar, Benim Trafik Kitabım, 'Çevremi Seviyorum' adı altında on iki tane ‘çevreci’, dört tane fantastik çevre temalı yirminin üzerinde çocuk kitabı bulunuyor. Sosyal medyada yolunu kaybeden bir genç kızın maceralarını anlattığı ‘Leylalı Haller’ yazarın ilk romanı. Kaşif Karınca ise beyaz yakalılara çocuk kafasıyla yazdığı ufak bir yaşam manifestosu özelliği taşıyor. TRT’ye çektiği ‘Bakış’ adlı bir kısa filmi bulunuyor. Halen aylık sinema dergisi cinedergi.com'un editörü, beyazperde.com ve öteki sinema yazarı. Kişisel yazılarını paylaştığı banubozdemir.com sitesi de bulunan yazar filmlerde ve festivallerde jüri üyesi olarak görev alıyor, filmlere basın danışmanlığı yapıyor, sinema ve kısa film atölyelerinde ders veriyor. Çocuklarla sinema ve çevre atölyeleri düzenliyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.