ZEYNEP BONÇE
Yerli ve yabancı televizyonlardaki yeni başlayan dizilerin hepsi yüzümüzü güldüremedi maalesef. Lakin aralarında şans vermemiz gerekenler de yok değil. Çok olmasalar da üzerlerinden geçelim isterseniz.
Son
Kurgusundaki zorlama da olmasa dünya standartlarını neredeyse yakaladık diyeceğim. Geçen ay başarısız jeneriklerimizden bahsetmişken, ilaç gibi gelen jeneriği de artı puan. Bir sonraki bölümü merakla beklememizi sağlayan senaryosu şimdilik beklenenin üzerinde. Tek eksisi başta da söylediğim gibi kurgusundaki problem. Düzensiz zaman akışı izlemesi diziye uygun olsa da, bu kadarı rahatsız edici oluyor. Bir zaman diliminde yirmi dakika kalıp, diğerindeki olayları unutmamıza sebep olan kurgu, takibi zorlaştırıyor. Düzensiz kurgu bile bir kalıp içerisinde olması gerekirken, Son’un senaryosu yapboz gibi ilerliyor. Bir an evvel birkaç soruya cevap verip, kurguyu da daha mantıklı yaparlarsa senenin en iyi dizisini görebiliriz karşımızda.
Koyu Kırmızı
Bir aşk dramı daha. Daha ilk bölümden melek gibi bir kızın hastalığı, kötü adamın vicdansızlığı, yoldan çıkan iyi kalpli fedakar abinin dramı ve deli dolu zengin kızı gibi klişeleri gördük ve diğerlerinden hiçbir farkı olmayan bir diziyle karşı karşıya olduğumuzu anladık. Dizinin neler getireceğini görmek zor değil. Aşk dizisi için gereken her şeyi koymuşlar diziye. Eski bir Türk filmi izler gibi takip edebilirsiniz bu her ayrıntısıyla Türk dizisi olduğunu belli eden hikayeyi. Zamanınız çok bolsa izlenebilir Koyu Kırmızı. Aksi takdirde vizyondaki hiçbir diziye rakip olabileceğini düşünmüyorum.
Alcatraz
İşte beklenen dizi başladı. İki bölümle start veren Alcatraz, Lost’un ve Fringe’in yapımcısı J.J. Abrams’ın yeni dizisi. Arada Undercovers , Person of Interest gibi diziler yapsa da, onların Lost’un kaleminde olmadığını, Abrams’ın sadece boş durmamak için yaptığı işler olduğunu, Lost’un bayrağını taşıyacak yegane yapımın Alcatraz olduğunu ve uzun bir süredir Abrams’ın onun üzerinde çalıştığını biliyoruz. Bütün bunlar beklentilerimizi iyice yükseltti ve Alcatraz’la tanıştık. Hayal kırıklığına uğrayan izleyiciler de olabilir elbette, lakin dizi benim tam beklediğim gibi başladı. Müziğiyle bile Lost’u anımsatan dizi, her bölüm bir karakteri işleyecek ve arkasında git gide karmaşıklaşmaya müsait bir hikayeyle ilerleyecek. Uzun süre kafamızı meşgul edecek bir diziyle karşı karşıya olduğumuza eminim.
İptale göz kırpanlar
Yeni başlayan diziler arasında konuşmaya değer olanlar maalesef bu kadar. Dizilerin ara verdiği Aralık Ocak aylarının vasatlığından sonra üç yeni dizi bile bizi heyecanlandırabiliyor. Hele de eski favorilerimizin git gide iptale doğru ilerlediğini görüyorsak…
İzleyicinin yorumlarını dikkate almak doğru bir davranış olabilir televizyon dünyasında. Ancak tek bir unsuru değiştireceğim diye bütün senaryoyu değiştirmek ve bütün karakterleri tersine çevirmek yapılabilecek en büyük hatalardan. İşte bu hatayı yapıp kendi başını yakan Kuzey Güney kısa sürede başarısını başarısızlığa çevirebildi. Bu nedenle de hemen toparlamazsa bugün yarın son bölümlerini izleriz.
Diğer favorilerden, yine bir Abrams yapımı olan Fringe ise aynı karmaşık senaryosuna en az reyting alan o değilmiş gibi devam ediyor. Normal izleyici bundan rahatsız olup izlemeyi çoktan bıraktı. Fox, Fringe’in kanala artık para kaybettirdiğini ve reytingleri artmazsa son sezonunu izlediğimizi açıkladı. Buna rağmen hayranlarını hayal kırıklığına uğratmıyor ve yolundan dönmüyor Fringe. Kuzey Güney’in yaptığı hatayı yapmayarak da iptal edilse bile, Terminator: Sarah Connor Chronicles, Firefly veya Carnivale gibi senelerce anımsanan epik dizlerden biri olmayı garantiliyor. Bir izleyici olarak iptal edilecek olmasına üzülsem de, yolundan dönmemesiyle gurur duyuyorum bir şekilde.
