Zeynep bonçe
Yeni sezonun yeni dizileri yavaş yavaş ekranlardaki yerlerini almaya başladılar. Hangi dizileri takip edeceğinize karar vermeden önce hepsine bir göz atmaya ne dersiniz?
Lone Star: Sırf Jon Voight için izlenebilecek dizi, bir dolandırıcının iki ayrı hayatını anlatan bir dram. Bir Fox dizisi olmasa ikinci sezonu görebilir diyebilirdik belki ama başarısızlığa bir bölüm bile tahammülü olmayan kanalın, diziyi sezon ortalarından bile iptal etme riski var gibi görünüyor.
The Event: Yeni “Lost” olarak anılan dizi, büyük bütçesi, komplo teorileri ve hızlı temposu ile aramıza katıldı. Lost’un bıraktığı boşluğu yenilerden birinin dolduracağı garantisi olmasa da, bu role en yakın dizi şimdilik The Event.
Hawaii Five-O: 1968 yapımı aynı adlı dizinin yeniden çevrimi olan yapım, orijinalinin başarısını yakalayabilmek için aynı unsurları kullanacak gibi görünüyor. Özel bir ekibin polisiye maceralarını anlatan eğlenceli dizinin en büyük kozlarından biri ise, “Moonlight” ile gönüllerde taht kuran Alex O’Loughlin…
No Ordinary Family: Adından da anlaşılacağı gibi hiç de normal olmayan bir aileyi anlatan dizi, bir uçak kazasından sonra çeşitli özel güçler edinen aile bireylerini anlatıyor. “Dexter”dan ayrılan Julie Benz’i özleyenler ve süper kahramanlar karmasını sevenler için keyifli olabilecek dizi, takip listesine alınmaya değer.
Detroit 1-8-7: Yeni bir polisiye daha… Detroit Cinayet Masası dedektiflerinin suçla savaşını izlemek isteyenler kaçırmasınlar ama şu da bir gerçek ki, dizinin kriminal yapımlara yeni bir şey eklediğini söylemek zor.
Undercovers: J.J. Abrams’ın yeni dizisi Undercovers, beş yıl sonra tekrar ajanlığa başlayan evli bir çiftin maceralarını anlatıyor. Abrams’ın ortaya kötü bir iş çıkarma olasılığı olmadığına inananlar için kaçırılmayacak bir fırsat.
The Whole Truth: Dizi hukuk dramalarını sevenler için birebir. Bir Jerry Bruckheimer yapımı olan dizi, mahkeme salonlarını özleyenlere ilaç gibi gelecek.
The Defenders: The Whole Truth size çok sert geldiyse, en sevdiğiniz hukuk dizileri “Ally McBeal” ve “Boston Legal” ise Jim Belushi’nin başrolünde olduğu The Defenders sizin kaleminiz.
S#*t My Dad Says: Yeni sit-com’lar arasında en keyifli görünenlerden biri olan dizi, sırf her zaman lafı gediğine koyan baba rolündeki William Shatner’ın hatırına bile izlenebilir.
Nikita: Luc Besson’un Nikita’sının televizyon uyarlaması olan dizide Maggie Q başrolde. Suikastçı yetiştiren özel bir birimi çökertmeye çalışan Nikita’nın maceraları şimdilik takip etmeye değer görünüyor.
Blue Bloods: “The Sopranos”un yazarları yeni bir aile dramasıyla karşımızda. Bu sefer suç işleyen bir aileyi değil, suçla savaşan bir aileyi anlatıyorlar. Tom Selleck’le Donnie Wahlberg’i bir araya getiren dizi, aile boyu polis olan İrlandalı bir aileyi konu alıyor.
Outlaw: Dizide Jimmy Smiths, Yüksek Mahkeme yargıçlığından istifa edip, avukatlığa geri dönen Cyrus Garza rolünde. Yarışa yeni katılan diğer hukuk dizileri arasında ne kadar şansı olduğunu söylemek içinse henüz erken.
Boardwalk Empire: Konusuna bile bakılmadan, sadece HBO’da yayınlanması, Steve Buscemi’nin başrolde olması ve Martin Scorsese tarafından yönetilmiş olması nedenleriyle bile izlemeye değer. Boardwalk Empire şüphe götürmez bir şekilde yeni diziler arasındaki en güçlü yapım.
Deli Saraylı: Gani Müjde’nin kaleme aldığı dizi, özellikle oyuncu kadrosuyla göz dolduruyor. Perran Kutman ve Çetin Tekindor’u bir araya getiren yapım, dönem hikayeleri sevenleri ekrana kilitleyecek gibi görünüyor.
Fatmagül’ün Suçu Ne?: Daha yayınlanmadan hakkında söylenmedik söz kalmayan dizi, aynı adlı 1986 yapımı filmin televizyon uyarlaması. Konusu bir yana, Beren Saat sayesinde reyting sorunu yaşayacağa benzemiyor.
Kılıç Günü: 90 günlük ömrü kalan birinin yaşadıklarını anlatan bir Osman Sınav yapımı olan dizi, yeni bir “Ezel” gibi kokmakta. İntikam hikayelerini çok sevdiği anlaşılan Türk izleyicisi böyle yapımları bol bol görmeye alışsa iyi olur, zira türevleri artmaya devam edecek gibi görünüyor.
Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi: Yavaş yavaş kendine bir izleyici kitlesi edinen Türk polisiye dizilerine bir yenisi daha ekleniyor. Ağır dramlar ve ağdalı komedilerin arasında daha fazla görmek istediğimiz polisiyelerin artmaya başladığını görmek bile umut verici.
Umut Yolcuları: Sokak çocuklarının dramlarını işleyen dizi, ekip macerası sevenleri belki tatmin edebilir. Zuhal Olcay’ı özleyenleri ise tatmin edeceği kesin.
Bu liste daha uzayıp gitse de, aralarından çok azı ikinci sezonu görebilecek. Genel olarak baktığımızda; bu sene de yapımcıların popülist bir yaklaşımla, iş yapan dizilerin formüllerinin üzerine başka karakterleri ve ufak değişiklikler yaptıkları hikayeleri oturtma veya yeniden çevrimlere sığınma yolunu seçtiklerini söyleyebiliriz. Yine de bu yeni yüzlere bir şans vermenizi ama bu arada da eski dizileri es geçmemenizi öneririm.
