Kerem Akça
Bir taraftan Amerikan stüdyo filmlerinin beş ay içinde piyasaya sürülmesini, bir taraftan Blu-Ray DVD formatının patlamasını, bir taraftan sürpriz DVD’lerin Fida Film ve D Productions uyruklu baskılarını, bir diğer taraftan ise vizyonundan iki ay sonra arşivlerimize giren Türk filmlerinin DVD’lerini takip ediyoruz. Yani sektörde bir değişiklik yok. Bu ayın önemli olayı elbette Dr. Zhivago ve Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin sonunda dünya çapında Blu-Ray baskılarına kavuşmaları olarak anılabilir.
Tabii Yankı, Yaman Tiki, Gitar, Ağustos, Vengeance, Serious Moonlight gibi filmlerin de ‘sürpriz’ potansiyeliyle ruhumuzu şad ettikleri söylenebilir. Ancak yakında ‘Nedir bu Türk filmleri çöplüğü?’ diyeceğimiz bir eğilime de dikkat çekmek lazım.
Öyle ki kaliteli popüler Türk filmleri üreten Cem Yılmaz ve Mahsun Kırmızıgül gibi bir kesmin ürettiği yapıtların dışındaki eserlerin DVD’leri nedense vizyon tarihinin üzerinden üç ay dahi geçmeden piyasaya sürülmeye başladı. Bunun da sebebi üç şirketin birden Türk filmi DVD’lerinin haklarını almak için hunharca saldırıp malı en ucuza kapatarak kar elde etme arzusu aslında. Nefes, Vavien, Neşeli Hayat ve Başka Dilde Aşk gibi 2009’un kabul gören filmlerinin ardından nisan ayında da Ejder Kapanı, Kutsal Damacana 2: İtmen, Ada: Zombilerin Düğünü aynı geleneğin kurbanları.
Peki ama asıl bu durum Türk sineması izleyicisini sinemalardan uzaklaştırmayacak mı? ‘Nasıl olsa 2.5-3 ay sonra DVD’sini alıp izlerim’ diye düşünen kemik kitle, filmlere gitmezse ne olacak? Elbette bir milyonun üzerindeki gişe rakamları hayal olacak. Şu anda ‘çabuk para kazanalım’ veya ‘şirketleri sollayalım’ düşüncesiyle bir strateji uyguladığını düşünen Türk filmi yapımcılarının gelecek görüşleri belli ki yok. Ne yapalım artık bize de ‘Nostradamus’ derler o zaman belki. Zaten Türk sinemasının içinde bulunduğu durumun da sebebi, geleceği göremeden günlük hareket etmek değil mi?
Öyle ki Disney’in Alis Harikalar Diyarında’nın DVD çıkışını filmin vizyonundan üç ay sonra yapma kararını alması dahi sektörde yoğun tartışmalar açtı. Hata bazı ülkeler, filmi sinemalarda göstermemek gibi bir duruş bile sergiledi hiç çekinmeden. E o zaman?