Banu Bozdemir

 Bu sene iki tane Coco Chanel filmi izleyeceğiz… Bir ünlünün hayatını beyazperdede görmek, onların yaşadığı döneme tanıklık etmek gayet heyecan verici. Coco Chanel’den ilham alarak ‘hayatı film olan ünlüler ve biraz da ünsüzler’e uzanıyoruz bu sayımızda…

Coco Chanel&İgor Stravinsky’de Coco’nun Rus besteci Igor Stravinsky ile olan kısa ve fırtınalı aşkı anlatılıyor. Siyah – beyazların filme fazlaca eşlik ortamda Coco’yu Anna Mouglais canlandırıyor. İkincisinde yani Coco Chanel’den Önce’de ünlü olmaya adım atan bir Coco var. Bu seferki Coco’yu Audrey Tautou canlandırıyor.
Ünlü ressam Frida Kahlo’nun enteresan yaşamı ve ressamın kendinden aldığı ilham yine aynı adla beyazperdeye yansımıştı. Frida’ya Selma Hayek can vermişti. 2003 yapımı Sylvia, ünlü şair Sylvia Plat ve Ted Hughes’in tutkulu ve trajik hayatını beyazperdeye taşımıştı. 30 yaşında hayatına son veren şairi Gwyneth Paltrow canlandırıyordu. Factory Girl / Fabrika Kızı olarak hayatı 2007’de beyazperdeye uyarlanan Edie Sedgwick’in hayatı Andy Warhol etkilenmeleriyle anlatılıyordu. Edie’ye en az onun kadar çılgın Sienna Miller can vermişti.

Diğerleri kadar ünlü olamasa da bir petrol şirketine karşı giriştiği mücadeleyle hayatını film yapan Erin Brockovich de bu kategorinin filmlerinden. Bu dişli kadını Julia Roberts canlandırdı. Kaldırım Serçesi Edith Piaf’in hayatının uzun bir film karesi gibi önümüzde akıp gittiği bir filmdi. Özel hayatı, inişleri çıkışları ve her şeyiyle beyazperdeyi kaplayan bu küçük kadını Marion Cotillard canlandırmıştı.

Eva Peron’un kocasının diktatörlüğü sırasında kadın hakları savunuculuğuna soyunması ve tarihe yön vermesi onun da beyazperdede yer almasını sağladı. Alan Parker’in yönettiği Evita’da Eva’yı Madonna canlandırmıştı.

Tarihe yön veren bir özelliği yok ama beyazperdenin ilgisini çeken bir yaşam öyküsü Ailen Wuornos’un hayatı. Cani filminde erkekleri öldüren bu kadını bir hayli kilo alarak ve çirkinleşerek Charlize Theron oynadı.

Tarihin ünlü kraliçelerinden, hayatı sinemaya en uygun kadınlarından biri olan Elizabeth sinemaya birçok kere uyarlandı. Cate Blanchett tarihe ön veren bu kadını beyazperdeye başarıyla taşıdı. Film 1998 ve devamı niteliğindeki Altın Çağ ise 2007’de çekildi. İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth de beyazperdenin farklı bir yüzü oldu. The Queen de Prenses Diana’nın ölümü sonrasında yaşananlar, kişisel ve toplumsal baskılarla baş etmeye çalışan Kraliçe’yi Helen Mirren başarıyla canlandırdı. 1931 yılında ünlü ajan Mata Hari’nin hayatı beyazperdeye uyarlanmıştı. Greta Gabro, Hari’yi canlandırmıştı.

Ünlü opera sanatçısı Maria Callas’ın hayatı da sinemaya uyarlandı. Daima Callas, Franco Zeffirelli tarafından çekildi, Fanny Ardant Callas’ı canlandırdı.
Hayatı sinemaya uyarlanmaya değer bir tarihi kişilik de Ludwig Van Beethoven. Immortal Beloved / Ölümsüz Sevgili de Gary Oldman var ve Kontes Anna Marie Erdody’le olan aşkı anlatılıyor. Copying Beethoven / Beethoven’i Anlamak ise daha kurgusal öğeler barındırıyor ve 9. senfoni dönemini anlatıyor. Ed Harris burada Beethoven’a hayat veren aktör. Bestecilerden yola çıkmışken Amadeus’u da unutmamak lazım. Tanrısal yeteneğe sahip Mozart’ın hayatı dönemin bestecisi Antonio Salieri ile ilişkisine odaklı ilerliyor. Milos Forman’ın yönettiği filmde Tom Hulce Mozart’ı canlandırıyor. Ama film daha çok Salieri tarafında ilerliyor, Oscar’ı bile Abraham kazanmıştı.

İnci Küpeli Kız, ressam Johannes Wermer’in ve hizmetçi Griet’in aşkına odaklanıyor. Peter Webber’in çektiği filmde ünlü ressamı ressamı Colin Firth canlandırıyor.

1994 yılında Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanan John Forbes Nash’ın hayatı Akıl Oyunları adıyla beyazperdeye uyarlandı. Şizofreni tanısı konan Nash’ı Russell Crowe başarıyla canlandırdı.

Aşkın Büyüsü / Les Enfants şair Alfred De Musset ve yazar George Sand’ın tutkulu aşkına odaklıydı. 1930’lu yılların atmosferinden ilham alan film, iki karakteri edebiyat aşkıyla buluşturuyor. Juliette Binoche Sand’i Musset’i de Stefano Dionisi canlandırıyor.

Ray Charles’ın karanlıklar içindeki kişisel dünyasını beyazperdeye taşıyan filmde Ray’i

Jamie Foxx canlandırdı. Efsanevi Marksist devrimci Ernesto Che Guevara’nın hayatı ‘Che’ de beyazperdede. Uzun araştırmalar sonucu çekilen film iki bölümden oluşuyor. Steven Soderbergh’in yönettiği filmde Che’yi Benicio Del Toro canlandırıyor. Ünlü boksör Muhammed Ali’nin hayatı ‘Ali’ adıyla beyazperdeye uyarlandı. Hayatının on yıllık kesiti anlatılan ünlü boksörü Will Smith canlandırdı. Dünyanın gelmiş geçmiş en ünlü futbolcusu Pele’nin hayatı Pele Forever olarak belgesel formatında çekildi. Tanrının Eli Arjantinli futbolcu Maradona’nın hayatını anlatıyor. İtalyan Marco Risi’nin yönettiği filmde Marco Leonardi Maradona olarak karşımıza çıkıyor. I’m Not There / Beni Orada Arama efsanevi müzisyen Bob Dylan’ın hayatı ve müziğine dair otobiyografik ve ilginç bir çalışma. Bob Dylan’ı Christian Bale’den Cate Blanchett’e kadar birçok ünlü canlandırdı.

The Doors, Amerikalı rock grubu The Doors üzerine yapılmış, gelmiş geçmiş en iyi biyografi filmlerinden biri sayılıyor ve grubun efsanevi solisti Jim Morrison üzerine odaklanıyor. Val Kilmer yakışıklı Morrison olarak beyazperdede arz-ı endam ediyor.

San Fransisko’nun belediye meclisine seçilen Amerika’nın ilk eşcinsel politikacısı Harvey Milkin hayatının son sekiz yılını anlatan “Milkfilminde Sean Penn başrolde.

Dövüş sanatları ustası Bruce Lee’de hayatı film olanlardan. Çekimleri aldığımız duyumlara göre şu günlerde başlayacak olan ‘Bruce Lee’ filminin 27 Kasım 2010’da vizyonda olması hedefleniyor. Gandhi İngiliz sömürgesi altındaki Hindistan’da geçen film, bağımsızlık mücadelesi için İngiliz yönetimine karşı “Pasif Direniş”i örgütleyen Mahatma Gandhi’nin hayatından bir kesit anlatıyor. Ben Kingsley Gandhi rolüyle Oscar kazandı. Helen soylu Mısır Kraliçesi Kleopatra da birçok kere sinemaya uyarlandı, sinemanın en güzel kadınları onu canlandırdı. Sinema tarihinin ilk Kleopatrası Madeleine Roch oldu, izlenme rekorlarını ise Elizabeth Taylor’un canlandırdığı Kleopatra kırdı. Soderbergh de bu güzel kadına duyarsız kalamayan yönetmenlerden. Yine duyumlarımıza göre Ketherine Zeta – Jones’un yeni Cleopatra olacağı film 2011’de vizyonda olacak. Beatles’ın efsanevi solisti John Lennon da hayatı filme çekilmeye değen ünlülerden. Kayıp Çocuk adıyla çekilecek filmi Anton Carbijn yönetecek. Aslına bakılırsa bu Lennon üzerine yapılan ilk film değil. Beatles’ın Hamburg’daki yıllarını anlatan 1994 yapımı Backbeat, Beatles’ın menajeri Brian Epstein’la John Lennon’ın 1963 yılında yaptıkları tatili anlatan 1991 yapımı The Hours and the Times da vizyona girdikleri tarihlerde oldukça ses getirmişti. Ve her iki filmde de Lennon’ı, Ian Hart canlandırmıştı.
Tarihin en etkileyici liderlerinden biri olan, bilinen dünyanın yüzde doksanını henüz yirmi beş yaşında fetheden Büyük İskender‘in gerçek hayat hikâyesinden uyarlanan filmde Alexander’ı Oliver Stone yönetti, Colin Farell oynadı.

ABD’nin olaylı başkanı Bush’un hayatını anlatan W, OLiver Stone imzası taşıyor. Bush’u Josh Brolin canlandırdı.

Ölümcül İçgüdü Fransız gangsterlerin sonuncusu ve bir numaralı halk düşmanı Jacques Mersine’in yaşamına odaklanıyor. Vincent Cassel bu karizmatik gangstere can veriyor. Yönetmen Michael Mann büyük bunalım yıllarında dönemin suçluları John Dillinger ve onun peşindeki FBI ajanına eğildi. Halk Düşmanları’nda Dillinger’i Johnny Depp canlandırdı.

Ülkemizden de Şahin Kaygun imzalı Afife Jale filmini, ünlü şair Nazım Hikmet’in Mavi Gözlü Dev filmini sayabiliriz. Nazım Hikmet’i Yetkin Dikinciler canlandırdı. Zeki Müren’in hayatı Ülkü Erakalın imzalı Çığlık Çığlığa Bir Sevda filmiyle beyazperdeye aktarıldı. Metin Güngör Fikret Mualla’yı Renklerde Kaybolan Hayat’la beyazperdeye taşıdı. .

 

 

Kenny Ortega’nın yönettiği ve efsanevi yıldız Michael Jackson’ın son provalarını ve kamera arkası çekimlerini içeren This Is It, de 29 Ekim’de vizyona girdiği için bu kapsamda olan bir film. Küçüklüğünden beri porno kraliçesi olmak isteyen ve seksin her biçimini deneyen Annabel Chong’un hayatı belgesel filme çekildi. “Seks: Annabel Chong’un Hikayesi” gösterildiği film festivallerinde hararetli tartışmalara yol açtı. Hayatı filme çekilecek bir diğer ünlü de aya ilk adım atan insan olan Armstrong. Aktör seçimi henüz netleşmedi ve konuşulan isimler bir hayli ünlü…

 

 

 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema yazarlığına Klaket sinema dergisinde başladı. Dört yıl Milliyet Sanat dergisi ve Milliyet gazetesinde sinema yazarı, kültür sanat muhabiri ve şef yardımcısı olarak çalıştı. İki yıl Skytürk Televizyonunda sinema, sanat ve ‘Sevgilim İstanbul’ programlarında yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak görev aldı. Antrakt Sinema Gazetesi’nde iki sene editör olarak çalıştı. Tarihi Rejans Rus Lokantasına hazırlanan ‘Rejans Tarihi’ ve ‘Rejans Yemekleri’ kitabının editörlüğünü yaptı. Rejans Rus lokantası başta olmak üzere birçok şirketin basın danışmanlığı görevini üstlendi. Film + sinema dergisine Türk sineması röportajları yaptı. Küçük Sinemacılar, Benim Trafik Kitabım, 'Çevremi Seviyorum' adı altında on iki tane ‘çevreci’, dört tane fantastik çevre temalı yirminin üzerinde çocuk kitabı bulunuyor. Sosyal medyada yolunu kaybeden bir genç kızın maceralarını anlattığı ‘Leylalı Haller’ yazarın ilk romanı. Kaşif Karınca ise beyaz yakalılara çocuk kafasıyla yazdığı ufak bir yaşam manifestosu özelliği taşıyor. TRT’ye çektiği ‘Bakış’ adlı bir kısa filmi bulunuyor. Halen aylık sinema dergisi cinedergi.com'un editörü, beyazperde.com ve öteki sinema yazarı. Kişisel yazılarını paylaştığı banubozdemir.com sitesi de bulunan yazar filmlerde ve festivallerde jüri üyesi olarak görev alıyor, filmlere basın danışmanlığı yapıyor, sinema ve kısa film atölyelerinde ders veriyor. Çocuklarla sinema ve çevre atölyeleri düzenliyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.