Türk sineması Doğu ve Batı arasında kimlik bunalımı yaşarken bu toprakların değerlerini sinemaya taşıyan ve Yeşilçam’a milli bir kimlik kazandıran Yücel Çakmaklı’yı kaybettik.
Türk sineması Doğu ve Batı arasında kimlik bunalımı yaşarken bu toprakların hikayesini yazan, film yapan ve Yeşilçam’a milli bir kimlik kazandıran Yücel Çakmaklı’yı kaybettik. 1970’lerde ürettiği filmlerle inançlı Anadolu insanının hikayeleri onun elinden sinemamıza taşındı. Yönetmenliğini yaptığı Birleşen Yollar, Minyeli Abdullah gibi filmlerle, Küçük Ağa, IV Murat, Kuruluş/Osmancık gibi dizilerle Milli sinemanın ayak seslerini bütün yurda duyurdu. Mesut Uçakan’ın dediği gibi onun peşinden giden sinemacılardan daha çok toplumun bütününün Çakmaklı’ya borcu var. Bütün bu davasına rağmen yumuşak huyu ve birleştirici tarzıyla da insanların içine kin ve nefret değil barış, huzur ve sevgi veren bir insandı. Türk sineması Yücel Çakmaklı’yı kaybederek bir yönetmeni değil kimliğinin bir parçasını kaybetti. Yücel Çakmaklı mesleğe1963 yılında, askerden döndükten sonra Yeni İstanbul Gazetesi’nde sinema yazıları yazarak başladı. Bir yandan da Erman Film Stüdyoları’nda yönetmen yardımcısı olarak çalıştı. 1968’e dek 50 kadar filmde Dr. Arşevir Alınak, Osman Seden, Orhan Aksoy gibi yönetmenlere yardımcılık yaptı. İlk filmi Kâbe Yolları’nı yönetti. 1969’da Elif Film şirketini kurdu. Milli sinema olarak adlandırılan akıma dayalı filmler çekti. 1975-1990 arası TRT bünyesinde çalışmalarına devam etti. Tarık Dursun K.’dan Denizin Kanı, Tarık Buğra’dan Küçük Ağa ve Kuruluş gibi, roman uyarlamalarından TV dizileri gerçekleştirdi. Necip Fazıl Kısakürek’in Bir Adam Yaratmak ve Turan Oflazoğlu’nun 4. Murad’ı gibi tiyatro eserlerinden TV oyunları yaptı. 10 Temmuz 2008’de Devlet Üstün Hizmet Madalyasına layık görüldü.
Mesut Uçakan
Yücel Abinin bizden uzaklaştığına inanamıyorum. Onunla çok uzun bir beraberliğimiz oldu. Sinemada açtığı mücadelede beraber yürürken yaptığı işlerle olduğu kadar arkadaşlığı, insanlığıyla da bize yol gösterdi. Şimdiki nesil onun değerini anlayabilir mi bilmiyorum. Kozmopolit ve toplumun değerlerinden uzaklaştığımız hatta Marksist bir bakış açısıyla ona saldırdıkları bir dönemde, 1970 yılında Birleşen Yolları çekti. Hem de zamanın en büyük starlarını oynatarak bunu başardı. Milli Sinema diye isimlendirdiği akımı sürüklemiştir. Bizim üstümüzde emeği büyüktür. Ama bize katkısından daha fazla bu topluma katkısı vardır. Toplum bunu yeterince anlayabilmiş midir bilmiyorum. Hastalandığında yoğun bakıma girerken bile benle konuşurken hep yeni projeler, mücadeleler peşindeydi. Azmi ve insanlığı örnek alınacak bir abimizdi. Kendisine en ağır saldırılar olduğu zaman bile kin tutmazdı. Çok birleştirici bir insandı. Yücel Çakmaklı’yı anlamadan, bilmeden Türk sinemasını anlamak mümkün değildir. Günümüzde onun daha iyi anlatılması gerektiğine inanıyorum. Onun filmlerinin, üretimlerinin televizyonda veya sinemada tekrar halkla buluşturulması gerekiyor. Bize çok şey verdi biz bunun karşılığını ona verebildik mi bilemiyorum. Onun vizyonuna sahip çıkmak için çok mücadele ettik ama o bayrağı eline almasaydı ne olurdu onu da bilmiyorum. Allah gani gani rahmet eylesin.
Hülya Koçyiğit
Çok sevdiğim bir insanı kaybettim. En son Gaziantep’te görüşmüştük. Sağlıkla ilgili bir problemi yoktu. Uzun yıllar beraber çalıştık. O yıllarda yönetmen yardımcılığı yapardı. Bu kadar sevdiğim bir insanın cenazesine katılamayacağım için büyük ızdırap duyuyorum. Çok yakın bir arkadaşımı daha kaybettim onun cenazesi için şu an İzmir’e gidiyorum. Sevdiğimiz insanlar teker teker aramızdan ayrılıyor. Çakmaklı Türk sineması adına o kadar iyi örnekler verdi ki? TRT’ye yaptığı filmler, diziler Türk halkına mal olmuştur. Çok ahlaklı bir kişiydi. Saygılı ve mütevazi tavırlarıyla insanları kendine hayran bırakırdı. Allah rahmet eylesin.
Perihan Savaş
Çok üzgünüm. Çok iyi bir insandı. Onun yönetmenliğinde Minyeli Abdullah’ı çekmiştim. Ne yapmak istediğini bilen bir insandı. Erken yaşta vefat etti. Daha yapacak çok şeyi vardı. Çok güzel fikirleri vardı ama ekonomik koşullar yüzünden bunları yerine getiremedi. Sponsor bulmak gibi problemler yaşadı ve onun çok daha fazla üretebileceği filmlere sahip olamadık. Hepimizin başı sağ olsun.
İsmail Güneş
Fevkalade üzüntülüyüz. En son ameliyat olduktan sonra bir kaç kez telefonda görüştük. Kendisini iyi hissediyordu. Sonra birden durum değişti. Benim için çok büyük kötü bir sürpriz oldu. O kadar yaşam doluydu ki hastalığına rağmen proje üretmeyi hiç bırakmadı. Hastane masraflarını karşılayamayınca Kültür Bakanlığı yardım etti. Bunun üzerine bana “Borçlu kalmayalım, iyileşince yeni projeler yapalım bakanlığa” dedi. Böyle bir insandı. Klasik sinemamıza milli ve manevi bir boyut getirdi. 50 film yaptıysa bunun kırk tanesi iyi gişe yaptı. Kendine özgü bir dili ve seyircisi vardı. O kutuplaşmaların olduğu dönemde ürettiği filmlerle sinemamızın apayrı bir rengi oldu. Daha ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Çok üzgünüz. Sevenlerinin başı sağ olsun.
Atilla Dorsay
Sağ kesim sinemacıların en entelektüel isimlerinden birisini hatta birincisini kaybettik. Onun filmleri İslami sinema ile Atatürkçü kesim arasında belli bir diyalog arayan ve toplum gerçeklerine son derece uygun düşen filmlerdi. Çabaları ise en çok 1973 sonrasında CHP-MSP koalisyonunun sinemadaki iz düşümü gibiydi. Peşinden çok yönetmen geldi ama hiç biri ona yetişemedi.