İlk seks, ilk aşk
“Sevgili – L’Amant”(1992)
Yönetmen: Jean-Jacques Annaud.
Oyuncular: Jane March, Tony Leung, Frederique Meininger.
1.85: 1 Geniş Ekran/ Fransızca 2.0 DD – Türkçe 2.0 / 111 dakika.
SAGA COLLECTION
On beş buçuk yaşında, başındaki erkek şapkasının iki yanından sarkan örgülü saçları, yıpranmış gece ayakkabıları ve tiril tiril ipek giysisiyle çocuksu bir masumiyetin ipuçlarını taşıyan beyaz kız (March), Mekong Irmağı üzerinde, bir feribot güvertesinde… 1929. 19.yüzyılda Fransa’nın sömürgelerine kattığı Çinhindi (Vietnam – Kamboçya – Laos) kentlerinden Saygon’daki devlet okulunda okuyor; okula yakın bir yurtta kalıyor.
Bu ‘küçük kız’ın tatillerde görebildiği yakınları, varlıktan yoksulluğa düşmesine karşın bu ‘yitirilmiş’ ailenin son izlerini onurla taşımaya çalışan (tabii mecburen tavizler veren) öğretmen anne, uyuşturucu tutkunu bir ağabey ve hassas erkek kardeşten (“Veda Vakti”nden Melvil Poupaud) oluşmakta.
Genç kızın rüzgârla birlikte sürüklenecekmiş gibi duyguları, otuzlu yaşlara adım atmış bir Çinli erkeğin (“Mantı”dan anımsayın: Tony Leung) feribotta yanına yaklaşması, kendini tanıtması ve arabasına davet etmesiyle birlikte cinsellik okyanusundaki dalgalara savrulur…
Zengin babasının paralarını harcama dışında tek yeteneği tutkulu seks yapmak olan Fransa’da okumuş bu genç adamla ‘küçük kız’ın birlikteliği, yoğun bir cinselliği… Yanı sıra, içte içe, ta derinlerde, o kahrolası kültür, gelenek ve ırk farklılıklarının bir karabasan gibi çöktüğü ‘ince bir sızı’yı da barındırmaktadır.
1984 Goncourt ödüllü “Sevgili”, “Hiroşima Sevgilim”in senaryosu ile Oscar’a aday gösterilen, geçen yüzyılın en yaman Fransız yazarlarından, ikinci büyük savaşta direnişçi, sonra komünist, sonra da De Gaulle karşıtı Marguerite Duras’nın (1914: Gian Dinh – 1996: Paris) öz yaşamsal izler taşıyan romanı. Cinselliğin, duygu – mantık kavramları arasındaki serüveninin yoğun anlatımı, “Ateş Savaşı”, “Ayı”, “Gülün Adı” gibi çok farklı türlerde başarı kazanmış Jean – Jacques Annaud ‘nun cesur bakışı sayesinde, romanla aynı kıvamda aktarılmış. Hatta romana sinsice baskın bile çıkmış. Örneğin, sağanak yağmur altında annenin oğlunu limandan uğurladığı sahnenin etkisi sayesinde, ayrılığın şiddeti çok güçlü vurgulanmış. Önemlisi, yönetmen, Duras’nın tutkularını ‘soğuk’ bir estetik ile birleştirerek romanın görsel karşılığını tam olarak yakalamış.
Yapış yapış nemli sıcağa karşın hissedilen soğukluk, bir mekân dışında geçerli: Sinemanın gördüğü en alev alev seks sahnelerini içeren garsoniyer odası, kentin akıp giden tüm o gürültülü kalabalığın ortasında yakıyor!
Uzakdoğu fonunun, gizli / gizemli cinselliklerin üzerine bir tül gibi örtüldüğü ve ılık bir meltemle birlikte yüreklerinizin kıpır kıpır olduğu “Sevgili”, olanaksız aşkların anlatıldığı en iyi filmlerden biridir.
Not: On dokuzunda, yaşından daha küçük bir kızı canlandırdığı bu ilk filmiyle dikkat çeken Jane March, iki yıl sonra, Bruce Willis’le birlikte oynadığı ve yine çok konuşulan (ve tartışılan) seks sahneleri içeren “Color of Night” sayesinde ‘kendi ipini çekti’: 2 dalda Ahududu adaylığı! Daha sonra da, ikişer, üçer yıl arayla önemsiz yapımlarda rol alarak, belleklerde hep “Sevgili”nin genç kızı olarak kaldı.
Ekstralarda, Annaud’nun Duras ile yaptığı röportaja dikkat çekiyorum. Bu yaşlı hanımefendinin nasıl açık sözlü olduğunu görecek ve saygı duyacaksınız. Çekim yerleri ile mekânları notlarla sunan ve filmden sahneleri içeren fotoğraf galerisi enfes. Ayrıca, birkaç çekimin yer aldığı bir küçük armağan da mevcut.