Fırat Sayıcı

Indiana Jones abimiz, egzotik kafatası adasında King Kong’u aramaktadır. Birkaç gündür gözüne doğru düzgün uyku girmemiş, sinirleri hat safhadadır. Derken aniden gökten önüne biri düşer: Neo…

Indiana Jones: Jesus Christ! Sen de nerden çıktın be adam.

Neo: Selam ben Neo. Matrix’ten geldim. Nerdeyiz acep?

Indiana Jones: Kafatası adası burası. Ben de Indiana Jones. Ama kısaca İndi diyebilirsin.

Neo: Eyvallah ama sanırım yanlış geldim. Şu Morfi de bi kere doğru yere gönderse dişimi kırıcam. Buralarda bir telefon bulabilir miyim?

( Bu sırada korkunç bir kükreme duyulur. Kuşlar ağaçlardan kaçar. )

Neo: Oh. Shiiit! Bu da ne be?

Indiana Jones: King Kong. Bildin mi?

Neo: O ne be?

Indiana Jones: Çam yarması bi goril. Üç gündür peşindeyim ama hala yakalayamadım. Bi yakalasam iyi paraya okutucam Disneyland’a. Neyse… Bu arada aklıma takıldı. Matrix ne ola ki?

Neo: O uzun hikaye. Boşver. Sana yardım ederdim ama vaktim yok be babalık. Bu arada hala yardımcı olmadın telefon konusunda.

Indiana Jones: Valla bu vahşi adada herhangi bir telefon kulübesi yok. Ama istersen benim cebi kullanabilirsin.

Neo: Kıyak adamsın İndi.

Indiana Jones: Al bakalım. Ama çaldırıp kapat, onlar seni arasın. Fazla kontör yok ta.

Neo: Sorun diil. Halden anlarız. ( Telefonu çevirir. ) Çalıyo. Alo beni arasana bu numaradan. ( Biraz bekler, telefon çalar ) Alo! Alo! Trinity, sen misin? Alo. Hatta sorun var galiba. Alo. Ha, şimdi duyuyorum rahat. Ya kızım, ne biçim adam şu Morfi be. Yine yanlış yere gönderdi beni. ( Dinler ) Ya kızım siz telefon parasını zamanında yatırmadınız diye, ben saçma sapan yerlere geliyorum. ( İndi’ye dönerek ) Pardon abi üstüne alma. ( Trinity’e ) Alo, alo? Duyuyo musun beni? ( Dinler ) Ya, tamam da takıl takıl nereye kadar. Alooo? Kapattı bak yine görüyon mu? Anlamadan dinlemeden…

Indiana Jones: Manita mı?

Neo: Evet be abi ya… Ömrümü yedi şu telefon hatlarında. Sanki biz burda keyif çatıyoz.

( Bu sırada yine bir kükreme sesi gelir. Ama daha yakından )

Indiana Jones: Aha geldi hayvan.

Neo: Baba bi yamuk yapmasın bu şey.

Indiana Jones: Yok be oğlum korkma. İki kamçılık işi var.

( Bu sırada King Kong ağaçların ardından çıkar ve ikisinin önüne atlar )

Neo: Bismillah!

King Kong: Noluyo la burada? Ne gürültü ediyonuz iki zibidi? Migrenim tuttu zaten kaç gündür.

Indiana Jones: ( Kamçısını şaklatır ) Sen benim arkama geç genç. Ben onun icabına bakarım.

Neo: Ulan aklım çıktı bir an görünce. Ama neyse görünen şeyden korkmam ben.

Indiana Jones: Nasıl yani?

Neo: Yani Matrix’e göre gördüğümüz yaşadığımız her şey zihnimizde. Aslen yokuz.

Indiana Jones: Oğlum bırak şimdi bu varoluşçu ayaklarını. Gözlerime mi inanacağım sana mı? Hayvan bina büyüklüğünde. Görmüyon mu?

Neo: Babacan, yok bişi olmaz. Bu sadece bi yanılsama. Bak şimdi ne yapacam? Len 13 katlı! Sana bi teklifim var. Şu elimde görmüş olduğun iki haptan birini seç. Kurtul baş ağrından. Ne dersin?

King Kong: Bilmem ki? İşe yarar mı?

Neo: Yarar babacım yarar. Seç bakalım. Mavi mi? Kırmızı mı?

( King Kong ikisini de alır, ağzına atar. )

Neo: Oha demek istiyorum sayın seyirciler.

King Kong: Hiç bişi olmadı?

Indiana Jones: Ulen Neo, sabahtan beri Matrix diyip duruyorsun. Nedir lan bu Matrix. Tongaya gelmeyelim sonra.

Neo: Babacım boş ver sen Matrix’i, Matrix’i.

King Kong: Maytap mı geçiyonuz la siz benle? ( Yumruğunu kaldırdığı gibi Neo’nun kafasına geçirir. Neo yerle yeksan olur. )

Neo: Anaaaam. Ver abi şu telini bir daha.

Indiana Jones: Dedim ben sana böyle bişi olcak diye. Al telefonu, nereye gideceksen git. Ama söyle nedir şu Matrix?

Neo: Alo, Skati ışınla beni. Yok, yanlış oldu. Trinity, bebeğüm. Al beni götür gittiğin yere. Ahh. Galiba kaburgalarım kırıldı. ( Neo ceple birlikte yok olur. )

King Kong: Nereye gitti la bu deri ceket?

Indiana Jones: Onu bırak, cep telefonumu da hacıladı herif. Daha taksitleri bitmemişti.                ( Daha çok sinirlenir. Şapkasını yere fırlatır. Kamçısını şaklatır. ) What is the Matrix uleeeaynn?

 

 

1979, İstanbul doğumlu. 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Malzeme Mühendisliği’nden yüksek lisansla mezun olmasına rağmen, üniversite yıllarında yaptığı sinema kulübü başkanlığı sayesinde, geleceğini ve mesleğini sinema-tv üzerine kurmaya karar verdi. Çeşitli kısa film, belgesel çalışmalarıyla işe koyulan ve Yıldız Kısa Film Festivali'nin kurucularından olan Fırat Sayıcı, yurt çapında çeşitli kısa film festivallerinde de jüri üyeliği yaptı, kısa film üzerine workshoplar düzenledi. 2008’de Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünden mezun olan Fırat Sayıcı, Selçuk Üniversitesi Radyo-Televizyon-Sinema Bölümünde yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladı. SİYAD üyesidir. TRT'de metin yazarı olarak başladığı televizyon macerasında birçok kanalda çeşitli programlarda görev aldı, sinema programları yaptı. Kurduğu Mad Informatics Ajansı’yla sinema-tv ve eğlence sektörüne PR ve sosyal medya hizmeti vermeye başlamıştır. "Türk Sinemasında Gerçekçilik" ve "Yeni Başlamayanlar İçin Sinema" adında iki sinema kitabı yayınlanmıştır. Esenyurt Üniversitesi Radyo Tv. ve Sinema bölümünde Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.